-2-

18.2K 539 35
                                    

Pek fazla yorum gelmese de yorumlar için teşekkürleer =) 

Bu bölüm @ayseirem 'in :D yorum için teşekkürleer bebeek :D

Yorum ve vote için teşekkürleeer :D :D 


İçeri girdiğimde kafenin sıcak havası adeta beni selamlarmış gibi yüzüme çarptı. İçim gıdıklandı ve ben ister istemez gülümsedim. Bugünün pozitifliliğinin kokusunu alıyorum.Bugün benim için çok iyi geçecek! Karşıdan jess gözlerini ovarak bana doğru geldiğinde yüzümü buruşturdum.

Her zamanki uykulu ses tonu ile konuştu.'Günaydın Diana.'
'Sana da.' diyerek geçiştirdim.

Onlara hala kızgındım. Dün akşam ne olduğu belli olmayan biriyle eve dönmek zorunda kalmıştım. Hayatımda hiç bu kadar korktuğumu bile hatırlamıyorum. Oraya beni zorla götürüp tek bıraktıkları için hesap vereceklerdi!

Hızla tezgahın arkasına geçtim. Kot ceketimi asıp turuncu renkli önlüğümü giydim. Ortadan ikiye çatlamış aynadan kendime baktım.

Geçen sene kafenin tuvaletinde iki kadın kavgaya tutuşmuştu ve hırçın olan kadın diğer kadının kafasından tutup aynaya vurduğu için ayna ortadan ikiye çatlamıştı. Hatırlayınca kıkırdadım. Ne kadar cesaretli kadınlar var. Kadının hapis yatmaya cesareti vardı.

Kendime aynada iyice baktıktan sonra cebimden bir kağıt parçası çıkardım ve masaların olduğu tarafa geçtim. İçeri geçtiğimde homurdandım çünkü içeride iki kadın vardı ve onlarla da Jess ilgileniyordu. Sırtımı tezgaha dayadım ve kollarımı bağladım.

Jess kadınlara tabakları verirken bayanlardan biri homurdandı. Jess onlara ters bakışlarını attı ve kadın söze geçti.

‘Bu kadar yavaşlık kaplumbağalarda bile yoktur herhalde’

Karşısındaki kadın saçma bir şekilde kıkırdadı. Bazı kadınlar gülmesini bile bilmiyor.

Jess sıkıntıyla nefesini verdi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Kadın ani bir hareketle tabağındaki zeytinlerden birini kafasına fırlattı.

‘Ah! ‘ diye bir inilti çıktı ve Jess hızla arkasını döndü.Elini hala başında tutarken 'Senin sorunun ne?' diye tısladı. Anlaşılan uykusu açılmıştı.

Kadın alayla gülerek omuz silkti. Jess öfkeli bir şekilde nefesini verip tekrar arkasını döndü. Dönerken homurdandı ‘Sürtük! ‘

Kadın bu söze karşı gözlerini kocaman açtı ve iki tane daha zeytini kafasına yolladı. Jess küfrederek arkasına döndü. Kadın daha fazla kızdı eline tabağının yanındaki çatalı aldı, hızla Jess'e fırlattı. Jess küçük bir manevra ile çatalı savurabildi fakat çatalın yeni hedefi bendim.

Küçük bir titreşimle ve hızlı nefes alışımla kendimdeydim. Yaşıyordum. Hızla tezgahın arkasındaki aynanın karşısına dikildim. Yaşıyordum bu bendim. Hayaldi, halüsinasyon görmüştüm. Yaşıyordum. Yaşıyordum.

Bir iki dakika sonra kendimi dizlerimin üstünde yerde buldum. İki-üç gündür yaşadıklarım neydi? Bu nasıl bir şeydi.

Kalbim şimdiye kadar hiç böyle hızlı atmamıştı ve ben şimdiye kadar hiç bu kadar korkmamıştım. Ellerim titriyordu.
Arkamdan ayakkabı sesleri geldi. Ardından Jess'in kırçıllı sesini duydum. 'Diana?'

İyiydi. Yaşıyordu. Derin bir nefes aldım. Soğuk oksijen ciğerlerime ulaştı ve ferahladım.

'Sen iyi misin?' dedi aynanda kaşlarıda çatıldı.

Yaşıyordum nasıl iyi olmayabilirdim ki ? En önemlisi şeytanın simgesi o çatal yüzümü parçalamamıştı. Her an bir yerime girmemişti. Şanslıydım.

Meleğin Fısıltısı (Harry Styles Fanfic)Where stories live. Discover now