Diyar'ın son hakiminin ölümüydü Diyar'ı ikiye ayıran,
Aydınlığın ve karanlığın savaşıydı durdurulamayan,
Bir kar kraliçesinin hükmüydü imkansız sayılan,
Deniz insanlarının isyanıydı tahmin edilemeyen,
Ve öldüğü sayılanın yaşamasıydı vaat edilmeyen.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♛ 28. Bölüm ♛
BEYAZ VE MUHAFIZ II
Rhdenya, Aryandria'daki garipliği fark etmişti. Savaşçı'nın bir şeyler bildiğinden şüphelenmeye başlamıştı. Meşalelerin aydınlattığı dar koridorlardan geçerken kardeşi Rhadon ondan çok endişeleniyordu. Zamanın yavaş geçmesini diliyordu ama dakikalar içinde esirin tutulduğu hücrenin önüne gelmişlerdi.
Aryandria derin bir nefes alarak ilerledi. Elf muhafızların hepsi yukarıda olduğu için savaşçılar nöbet tutuyordu. Esirin kapısına geldiklerinde orada hiç savaşçının olmadığını gördüler.
"Neler oluyor?" diye sordu Rhdenya.
Aryandria temkinli adımlarla kapıya doğru ilerledi. Rhdenya ve Rhadon yerinden kımıldamadılar. Savaşçı kadın kapıyı açtığı anda hepsinin şaşkınlıktan nefesi tutulmuştu.
Rhdenya nefes almayı unutarak mahzenin ortasındaki Ak Ülke muhafızına baktı. Birisi onu oraya bağlamıştı. Rhdenya'nın tek fark ettiği şey köşede duran küçük kırmızı bir parıltıydı.
Yakut taşı fark ettiği anda esirin kim olduğunu anlamıştı. Yere eğilip yüzüğü eline aldı. Aryandria hızla savaşçının zincirlerini kesti. "Burada neler oldu?"
Aryandria kapıda bekleyen Rhadon'a döndü. "Savaşçılara haber verin!"
Rhadon koşarak en yakınlarındaki hücrenin önündeki savaşçıyı çağırdı. Esir kaçmıştı, kimse neler olduğunu bilmiyordu.
♛
"Böyle bir şeyin olmasına nasıl müsaade edersiniz?" Ak Kraliçe çok öfkeliydi. Rhdenya onu ilk defa bu halde görüyordu.
"Onu yakalayacağım."
"O usta bir büyücü, Savaşçı!" diye bağırdı Ak Kraliçe. "Bunu nasıl yapmayı düşünüyorsun?"
Aryandria yeniden konuşmaya başladı. "Üzgünüm, kraliçem. Savaşçılara haber saldık, surların içindeyse hemen bulacaklardır."
Ak Kraliçe hızla ayağa kalktı. "Ak Ülke'deki asıl sorun esirin bulunması olacak. Hain sorunu bir süre daha konuşulmayacak."
Rhdenya gülümsememeye çalışıyordu.
♛
Rhdenya, eğitim aldığı sürede saray sınırları içerisinde bir evde birçok muhafızla birlikte kalmıştı. Birkaç gündür bu evde tek kalıyordu. Gece, ayak seslerini duyduğu zaman uyandı. Elflerin keskin duyularına sahipti. O gece koridorda ayak sesleri duyduğu anda uyanmış ve yatağından kalkmıştı. Eline bir hançer aldı ve kapıya ilerledi. Konuşma sesleri de geliyordu.
"Rhadenis'in yeğeni." Aryandria'nın sert sesiydi. Odasının önündeydi.
Hançeri bıraktı ve kapıyı açtı. "Neler oluyor?"
"Büyücü seni tanıdığını söyledi, Rhdenya."
"Kimden bahsediyorsun, Savaşçı?" diye sordu Rhdenya.
Aryandria ondan uzaklaştı, Rhdenya neler olduğunu anlamaya çalıştı. Savaşçı geri döndüğünde bu sefer yanında başka biri daha vardı. Yanındaki adamın beyaz bir pelerinin başlığının altından görünen uzun siyah saçları dikkat çekiyordu. Aryandria, Rhdenya'dan izin almadan onun odasına girip kapıyı kapattı.
"Auramos..." Kelimeler ağzından istemsizce dökülmüştü. "Senin burada ne işin var?"
"Demek sen de onu tanıyorsun." dedi Aryandria hızla.
Rhdenya yanıt vermedi. Aryandria susmadı. "Esirimiz oydu. Buradan çıkması için yardımın gerekiyor."
"Ne? Neler oluyor?"
"Vakit yok, Rhdenya." dedi Aryandria. "Bundan sonra sana da ona da burada yer yok. Ak Kraliçe'ye gittiğinizi söyleyeceğim. Ayrıca Rhdenya'nın hain olduğunu muhafızlara söylemeyeceğim. Bu ikiniz için de iyi olur."
"Bunu neden yapıyorsun?"
"Sadece şunu bil." dedi Aryandria sessizce yanıt vererek. "Kızıl Kraliçe kurtarılmalıydı ve bu mesele Ak Kraliçe ve Kara Kraliçe karıştırılmadan çözülmeliydi. Hepimiz Gök Kraliçe'ye borçluyuz, Kızıl Kraliçe'yi korumak hepimizin görevi. Ben de bunun için onun hayatını kurtaranların Sedef Saray'dan ceza almadan çıkmalarını sağlamalıyım."
Rhdenya konuşamıyordu bile. Aryandria bir şey yapmayacak mıydı yani? "Peki ya Ak Kraliçe'ye ne olacak?"
"Elflerin savaşçılardan zeki olduğunu sanıyordum." dedi Aryandria. "Sen sadece büyücüyü buradan çıkar. Ak Kraliçe bir şey yapmayacak."
"Kara Ülke'ye gidemeyiz." dedi Auramos ilk defa konuşarak. "Kar Kraliçesi'nin her yerde casusları olmalı. Benim yanımda bir ak elf dikkat çekecektir. İnsanlar bizden şüphelenecekler."
"O halde bir yolunu bulun." Aryandria konuşurken sürekli olarak beyaz renkli kapıya bakıyordu.
"Kardeşim ve kuzenim, onlara ne olacak? Benim yanımda oldukları için benim yerime ceza almayacaklar değil mi?" Keşke onlara hiçbir şey söylemeseydi.
"Zamanın gelmesini bekleyecekler. Tıpkı benim gibi." dedi Aryandria. "Kehaneti biliyorum, Rhdenya. Auramos da sen de önemlisiniz. Bu yüzden yaşamalısınız. Ak Kraliçe de bunu anlayacaktır."
