17. BÖLÜM -SON (Part II)-

509 2 0
                                    

En sonunda dayanamadım ve mesaj attım ona. Çok klişe bir giriş yaptım ve devamı geldi. Konuşmamız geç saatte başlamış olsa da uzun süreceği belliydi. Daha yeni başlayan bu sohbette bana; eğer uyursam benimle konuşmayacağını söyledi. Ee sıkıyorsa uyu şimdi. Telefonun diğer ucunda olmasına rağmen heyecanımın aşırı oluşuyla birlikte yanlış kelimeler kullanmamaya özen gösteriyordum. Konu konuyu, sorular soruları açıyor; birbirimizi her an daha fazla tanımaya çalışıyorduk. İyiden iyiye bırakmıştım kendimi. Yazdıklarını okurken; kafamda onun sesiyle sanki yanımdaymış ve onun dudaklarından çıkıyormuşçasına hissediyordum. Aptal aptal sırıtıyor,evde mutluluktan şarlatanlık yapıyorum. Çocuk gibi mutluydum o dakikalar, dünya yansa umurumda olmazdı. O gece saatin kaç olduğu önemsizdi. O gece yarın yapacağımız işlerin hiç biri önemli değildi. Sadece ikimiz vardık, sadece birbirini tanımaya çalışan iki insan vardı.Belki de birbirine aşık iki insan. Kumral Güzelinin söylediği -uyursan seninle konuşmam - cümlesi kendisi için işlevsizmiş onu anladım. Anlaşmamıza göre güneşi görene kadar uyumak yoktu ama onun erkenden uykusu gelmişti. Bende yarın kafeyi açacaktım o yüzden benim içinde iyi olmuştu. Dört saatlik uykuyla duruyordum ama her zamankinden daha enerjiktim. Bu durum beni etkilemeye devam ediyordu hem de olumlu yönde..

O günden sonrasında defalarca sıkılmadan konuştuk. Birbirimizi artık çok iyi tanıyor ve seviyorduk. Her gün hatta her an artan bir sevgi hayal edin. Hani göğsümde kelebekler uçuşuyor derler; bu öyle bir şey değil. Sanki yıllardır arıyormuş gibi, sanki senelerce görmemiş gibi, her sarılışımızda.. Kanser olmuş birini hayal edin. Tek ihtiyacı olan şey moralinin yüksek olması daha doğrusu mutlu olmasıdır. Sonrasında ise toparlanması için zaman gereklidir. Hayattan bezmiş bir insan olarak son anlarımı yaşadığımı düşünmüştüm. Artık istediğim tek şey yanımdaydı. Hayatım ona bağlıymışçasına beni ona çeken bir güç,bir bağ ne derseniz artık. Sonunun gelmeyeceğini sandığın bir rüya gibi, asıl karakterlerden bağımsız, imkansız bir olay.. Birinin bana anlatması inandırıcı gelmezdi belki. Yada bir insan gördüklerinin rüya olduğunu sadece uyanınca anlayabilir öyle değil mi ? Anlamıştım zaten her şey bu kadar güzel ancak bir rüyada olabilirdi. Birilerine kızmak, sinirlenmek gereksizdi artık sonu gelmişti besbelli. Tek yapmak gereken kavgasız dövüşsüz halletmekti , iki medeni insan gibi. Yaşattığı her şey, gösterdiği en güzel rüyalar için teşekkür etmekti tek yapabildiğim, çünkü kıramazdım onu sert davranamazdım ona içimde fırtınalar kopsa bile tek kelime söyleyemezdim.

Şimdi de sağlıklı bir insan hayal edin. Hayatı neredeyse mükemmel, her şeyi tastamam. Hiç beklenmedik bir şekilde kendinden fazla önemsediği biri hayatından çıkıyor. O kadar dibe vurmuş ki, ağlamak istediği halde ağlayamıyor. Hayattan kopuk, her şeyi sallamış, boş vermiş. Kanser olan insanları düşünün ya çok ağır darbeler almışlardır yada çok fazla şey yaşamışlardır. Dirençleri psikolojik olarak neredeyse sıfırdır. İyileşme şansları yok değil elbet ama ne değişecek ki yaşama hissi kalmadıktan sonra.. Biz genç yetişkinler; hayatımızı sadece okul , sadece başarı için harcamak istemiyoruz. Büyüklerimize bunlar saçma geliyor. Çoğul konuşmayı sevmediğim bir gerçek olacak ki, benim gibi olan bir sürü insan tanıyorum. Bunu gözlerinde görebiliyorum. Belki benim gibi aşırıya kaçmadı hiçbiri kim bilebilir ki. Evet bu hikayeyi bitirmiş olabilirim. Herhangi bir amacım yoktu. Sadece artık birileri bilsin istedim içimde tutmaktan yoruldum. Biraz olsun rahatlattı bu hikayeyi yazmak. Hiçbir zaman yaptığım onca şeyden pişman olmadım. Hiçbir zaman keşke gitmeseydim o kafeye demedim. Hiçbir zaman keşke sevmeseydim demedim. Denemekten asla vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim de. Bugünün tarihi 31.01 . Bugün her şeyin başladığı gün, bugün ilk kez AŞIK olduğum gün..

BAL ARISSIWhere stories live. Discover now