11.BÖLÜM -ENGELLER-

558 4 0
                                    

Yaptığım araştırmaları o kadar titizlikle sürdürdüm ki, hata payı neredeyse sıfırdı. Her şeyi hesaplamıştım,fikstür açıklanacak bende en uygun günüme göre o maçı izlemeye gidip orada son noktayı koyacaktım. Plan bundan ibaretti. İşleyişi nasıl olurdu kim bilebilir, olayların gerçekleşmesi için kim ne yapabilirdi. Her şey mümkündü. Daha önceden olduğu gibi suya düşebilirdi bu fikirde. Yaklaşık on günlük bir aradan sonra fikstür açıklandı. Maçları; günleri hatta saatlerine kadar ezberledim ve kendime uyarlamaya çalıştım. Belirlediğim birkaç güne kendimi hazırladım. Ama aksilikler her zamanki gibi üst üste geldi ve beni engellediler. Bu durumdan hiçte hoşnut değildim lakin elimden bir şey gelmiyordu. Birisi yada bir şey beni engellemeye yemin etmiş gibiydi.Hava şartları giderek kötüleşmeye başladı. Kar yağmur derken, birkaç gün daha ısrarcı olsam da gidememiştim. Sadece tek maçları kalmıştı. Yoğun kar yağışından dolayı ertelense de yeni günü yeni saati yayınlanacaktı. Yani elimdeki tek şans buydu. Ölsem de gidecektim. Gitmeliydim. İki gün sonrası için hazırlanıyor, öğretmenlerime ve arkadaşlarıma o gün için gelmeyeceğimi haber veriyordum. Ders notları, testler vs. den geri kalmamak için.

Sosyal medyadan takip etmeye, swarmdan gittikleri yerlere.. Üçü de takibimde idi ama beni ilgilendiren sadece biri vardı. Okulda, spor salonunda gittikleri yerlerde sürekli chekin atan arkadaşı Ariz sayesinde işim biraz daha kolaylaşmıştı. Sürekli dikkatimi çeken bir mekan adı vardı. "Parola Cafe" isimli bu mekana şehir merkezine geldikleri her zaman zarfında uğradıklarını fark ettim. Gerçekten dikkatimi çekmeye başladı. İyice bir araştırdım,yani ne bileyim belki işime yarayacak bir şey bulurum. Her zaman bir b planı yapmak zorunda kalıyordum. Bu sefer aklımda başka bir plan yoktu. Belki bir yolunu bulur buradan devam edebilirim diyerek internette araştırdım. Çokta geniş bir araştırmaya gerek duymadan bir ilan gördüm. Cafe eleman arıyordu ve bir referans numarası bırakmışlardı. Aklıma yatmıştı lakin yinede düşünmekte fayda vardı. Sabriş'le konuştuğumuz olayı gerçekleştirip aynı zamanda hayatımda gördüğüm en güzel gülüşe ulaşma fırsatı elimdeydi. Pek fazla düşünmek istemedim mantıklı bir yanını bulup vazgeçmekten korktum çünkü bazen mantığım aklımın önüne geçebiliyordu, bundan korktum. Sonuçta son çare olarak kullanacaktım.

O gün geldi. Müsabakaya birkaç saat var ben erkenden yola koyulmuştum. Okulum yaşadığım şehrin merkezinin otuz kilometre batısında, gideceğim yer ise 15 kilometre doğusunda idi. Yolum baya uzundu. Okuldan çıktım ve durakta otobüs beklemeye başladım. Bir yandan elimde telefon gideceğim spor salonunu arayıp bugün orda herhangi bir etkinlik olup olmadığını soruyordum. Sürekli aldığım cevap kafamı bozmakta olsa da kararım kesindi gidecektim. Atladım bir otobüse şehir merkezine kadar gittim ve merkezde tekrar telefona sarıldım, maçın başlamasına bir iki saat vardı. Benim duymak istediğim tek şey," bugün genç kızlar voleybol müsabakası var" idi. İstediğim cevabı alamadığımla kalmayıp normalde çok uğraşarak bile gelemediğim sinir noktasına gelmiştim. Her an bir yerlere saldırabilecek potansiyelle dolmuştum. İnsan sinirlendiğinde aklına gelen ilk şeyi yaparmış öyle değil mi ? Ben ne yapmış olabilirdim. İnternetten aldığım numarayı bir dakika düşünmeden aradım. Derdimi anlattım öğrenci olduğu mu ve on beş gün boyunca çalışmak istediğimi söyledim. Şuan cafe de olmadığını eleman konusuyla işletmecileri olan Nilüfer hanımın ilgilendiğini söyledi ve ona yönlendireceğini belirtti ve kapattı. Bir iki dakika sonra telefonum çaldı ve açtığımda bir kadın sesiyle karşı karşıya kaldım biraz şaşırsam da istifimi bozmadan konuşmaya devam ettim...


BAL ARISSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin