5.BÖLÜM - ŞİİR

595 8 0
                                    

Acının şiddetli oluşu değil ki bizi yoran, sürekli oluşu demiş. Oğuz Atay. Kanıtlanabilirliği açısından mı desem yoksa yüzde yüz doğru olduğundan mı bilemedim ama bu söz kafamda ki olayın kelimelere aktarılmış hali. Bunalım tamamda aşırı bunalım olan bu halimden çıkmamı sağlayacak gün gelmek üzereydi. Evet müsabaka zamanı yaklaşıyordu. Hangi yönden bilmiyorum ama bu sefer içimde çok iyi bir his vardı sanki bu sene bambaşka bir şey olacak ve akabinde bu halim yok olacaktı. Hem iyi yönde düşünmekten gına gelse de elimden başka bir şey gelmiyordu sonuçta süper güçlerim yok. Bazen okul bahçesine çıkıp avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum ama havanın soğuk olduğu aklıma geliyor ve gazım kesiliyor bir anda. Kasımda aşk başkadır. Kasım bitmek üzereydi ve ben bu sözü anlamış bile değildim lakin birkaç fikrim vardı onları da kendimce gereksiz buluyordum. Yaşımdan dolayı tam saçmalama zamanlarım olduğu için arkadaşlarımla her şeyi yapabilecek konumdaydık. Hava şartlarından dolayı beden eğitim derslerini dışarıda işleyemiyorduk. Bizde okulumuzun sözde spor salonuna inerek bir şeyler yapmaya çalıştık. Yüksekliği 3 metre uzunluğu 20 metre olan bir oda düşünün. Sanki dünya sıkıntıdan ölmem için bana oyun oynuyordu. Önceleri anlamasam da bu benim yararıma oldu da diyebilirim. Bu sayede sürekli ama sürekli şiir kitapları okumaya devam ettim. İlk başlardaki sıkıcılıklar yerini saplantıya bıraktı ve şiirlerden keyif almaya başladım. Artık bazı şeyler yerine oturmuş kafamdaki karmaşalar yavaş yavaş son bulmuştu. Hayata karşı tavrım değişmişti zaten sabırlıydım fakat bu sefer bakış açım tamamiyle değişmiş dolu tarafı daha rahat görmeye başlamıştım.Kitabı neredeyse bitirmek üzereyim. Okudukça okuyasım gelse de bitmesini hiç istemiyorum. Her satırında ayrı bir haz olan bu kitabı bitirdikten sonra tekrar okumayı bile aklımdan geçirdim. Ve şiirlerden biri dikkatimi öylesine çekmişti ki sürekli kafamın içinde tekrarlanıp durdu.

-Öyle eksildik ki yaşarken; bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz. -Yalnızlığımızla çoğalıp, kalabalıklığımızla eksiliyoruz. -Ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız;
-Ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz..

Aslında bir çok şeyi anlatan şiirler yeri geliyor insanları tanımamda o kadar yardımcı oluyorlar ki "İnsan Sarrafı" olmaya başladım. İnsanları davranışlarından tavırlarından anlayabiliyor onları sınıflandırabiliyordum. Bunu isteyerek yapmıyordum tabi ki artık refleks olmuş olacak ki birini değerlendirmem için onu a dan z ye tanımam gerekmiyordu. Bu aralar dalgın olmam yada önemsemeyişim kötü örnek olacak arkadaşlara yöneltebilirdi fakat insanları tanımaya başlamış olmam bu yönden fayda sağlamıştı. Arkadaş kurbanı olmak bir yana başkasına uyandır aslında aptallık eden. Herkes kendi kararını verebilir bu konuda özgürdür bunun yaşla yada tecrübeyle hiçbir alakası olmadığı kanaatindeyim. Sürekli kendimi geliştirmeye başladım sürekli okudum sürekli dinledim ve en önemlisi inceledim. Bu gerçekten kafamı dağıtmama yardımcı oldu. Biraz olsun beni sıkıcım olan monoton yaşantımdan uzaklaştırdı. İçimde biriken birkaç heves kırıntısı yerini büyük büyük umutlara ardından gelen sevinçlere bırakmak istiyordu. Bunun o kadar yakın zamanda olması gerekiyordu ki çünkü kendimi durduramıyor heyecandan uçmaya başlıyordum. AŞK terimi bende gerçek olmaya beni kendine inandırmaya başlamış, neden olmasın ? dedirtmeyi başarmıştı. Düşünsenize insan neden şair olur? Neden bu kadar şey yazar? Yada sırf yazmak için bu kadar şey yazılır mı? Parçaları birleştirmek zor değildi sadece doğru yere doğru parça gerekliydi. Bu kadar insan hayali bir şey için dertlenmiş, gerçek olmadığı halde yaşamış olamazdı sanırım. Tabi ki inanmış olmam başıma geleceği anlamına gelmiyordu ve tamamen inanmam için bunun gerçekleşmesi gerekmez miydi. İnsan başına gelmeden anlamaz ya bazı şeyleri buda onun gibi ...

BAL ARISSIWhere stories live. Discover now