1. BÖLÜM - KENDİ HALİNDE

452 12 0
                                    

Sene yeni başlamıştı. 11. sınıfın ilk yarısıydı ve içimdeki korku fırtınalarından biri gerçekleşmiş hayat monoton olarak sürmeye başlamıştı.. Nefret derecesinde sıkıcı olan bu yaşam tarzımdan beni çekip çıkaran derslerin stresini benden bir anlıkta uzaklaştıran lisede başladığım "Voleybol" isimli spor dalıdır. Başladığım günden itibaren her gün kendimi daha da geliştirdiğim bu spor dalı benim için yaşam tarzı haline geldi. Öğlen aralarıyla başlayan bu spor yavaş yavaş düzene girip okulda "takim oluşturmak " fikrini aklımıza soktu.
Takım oluşturuldu resmi müsabakalara katılmaya başladık. Her sene üç okulun takım çıkardığı ilçemizde 3 sene boyunca müsabakalarda kendimizi denedik takımımız pek iyi değildi ama herkes elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Takım kaptanı olarak bu sene görevi ben almıştım bu sene farklı olacaktı artık 3 sene boyunca gelebileceğim en üst noktada oynamaya başladım, yaptığım ek antrenmanların sonuçlarını almaya başlamıştım. Ama tabi ki tek gerekli olan bu değildi bir takım oyunu olan voleybol bireysel yetenekle kazanılacak bir spor değildi.
Her zaman ki gibi dikkatimi dağıtacak şeylerden kendimi soyutlamaya devam ettim. Dersler ve voleybol arasında gittim gittim geldim. Ancak hayatın bir anlamı kalmaması benim canımı sıkmaya moralimi bozmaya başlamıştı..
Bazen kendi kendime bazende samimi olan dostlarımda paylaşarak bu konuyu onlarla tartışıyoruz kendimize öneriler veriyoruz.. İnsanın kendini sorguladığı dönemler 17-18 yaşlarıdır derlerdi de bizde kulak ardı ederdik. Şimdileri ise kendimle cebelleşiyor bir çıkış yolu arıyordum. Aslında bunun için pek fazla bir şey yaptığımda söylenemez bir anda gelmesini bekledim hep,  ne olursa olsun da beni kurtarsın. Bu duygu bu his gün geçtikçe arttı arttı haliyle taşmaya başladı fakat ben yine bekledim elimden gelecek tek şey sabretmekti. İstediğim şeyin bir şekli bir ismi hatta bir görüntüsü bile yoktu ama gerçekti, vardı biliyordum en azından öyle düşünüyordum.
Sevecen bir insan olduğum için kendimi dışarıya pek yansıtmam mutsuz olsam bile gülerdim haliyle çevremdekiler anlamazdı. Tabi ki Sabriş hariç kendisi benim teyzem olur. Aslında biz kavga ederiz anlaşamama durumlarımız olur fakat teyzemle tıpa tıp aynıyızdır zaten kavgalarımızda bundan dolayı oluyor. Ben iyice kendimi kaybetmeye, odamdan çıkmamaya ,kendimi dışarıdan soyutlamaya başladım. Teyzem bu halimi fark etmiş bana belli etmeden benimle muhabbet etmeye çalıştı. Benden aldığı kaçamak cevaplardan memnun olmayan teyzem bu konu üzerinde fazlasıyla duracağını o an bana hissettirmişti.

Herkes hayal kurar öyle değil mi ? Bende kuruyordum. Bu hayallerin sayısı hayallerin konuları dahi artmış, gerçekleşmesini isteyişim bir o kadar şiddetlenmişti. Şayet beklemekten de bıkmış bir insan olarak çığrımdan çıkmama az kalmıştı. Dersler ve sınavlardan boğulma hissi gelmiş, yavaş yavaş kışın gelmesiyle kararan bulutlarda içimi karartmıştı. Geçen senelerde ilgimi çok çeken şiir okumak , yazmak tekrar içime doğmuş o kasvetli halimi kağıtlara yansıtma fikri cazip gelmişti. Sanırım işe yarayacaktı en azından denemekten zarar gelmezdi.
Kağıt ve kalem.. Tek eksik ilhamdı, tamam konu hüzündü, evhamdı ama yok. Bir kaç bir şeyler karalamaya başladım ama kendim bile beğenmediğim için buruşturup attım. Derin derin oflama dönemleriydi bunlar olmuyordu. Yani hiç bir şey yoktu ilgimi çeken, yöneleceğim hiç bir şey yoktu.
Artık olay arabesk şarkılar dinlemek alkol almak ve fasıllı muhabbetler etmeye kadar ulaşmıştı. Dozu hiç bir zaman aşmadan güvenilir kişilerle yaptığım için içim hep rahattı. Eğlenmeyi sevmem her ortama uyum sağlamam avantajlarım arasındaydı bunları kullanmaya başladım. Artık oyuna dönme zamanıydı...




BAL ARISSIWhere stories live. Discover now