6 bölüm

10.5K 330 11
                                    

İyi okumalar :))

                #KampGünü

Eslem'den
Sabah uyandığımda kendimi yatakda pijamalarımla buldum. Kafam çatlıyodu. Dün eve nasıl geldiğimi bile hatırlamıyodum. Hatırladım tek şey ben Nazlıya saldırmışdım sonrada Selim hoca bizi ayırmışdı. Bi odaya gitmişdik ve ordada Selim hocayla tartışmıştık.

Aşağıya indiyimde Ali ve İlaydayı kahvaltı ederlerken buldum.
-Günaydın
-Günaydın tatlım
-Günaydın Eslem hanım-Ali alaycı bir şekilde söylemişti bunu.
-Ya başım çatlıyo ya
-Çatlar tabi. Kızım dün 3 şişe içtin lan-sesi biraz yüksek çıkmıştı.
-Özür dilerim
-Tamam. Ama Eslem bir daha bu kadar içmek yok tamam mı?
-Tamam

Kahvaltıyı bitirdikden sonra hazırlandık ve okula doğru yürümeye başladık. Yolda Suyuda gördük oda bize katıldı ve okula gitdik.

Okula vardık ve sınıfa çıktık. İlk ders Selim hocanındı. Zil çaldı ve Selim hoca içeriye girdi. Ders çok sıkıcı gidiyodu bende kafamı masaya gömdüm.

Zil çaldığında sınıf boşalmaya başladı. Sınıfta Selim hoca ve ben kaldım. Yanına yaklaşıb
-Hocam?-dedim
-Efendim
-Şey ben dün için özür dilerim
-Neden?
-Dün için
-Hımm demek özür diliyosun
-Evet-dedim ayağa kalktı ve sınıfın kapısına yaklaşıb kapıyı kilitledi.
-Napıyosunuz?
-Asıl sen napıyosun. Dünkü halin neydi öyle. Giyimişsin mini eteyi bide o yetmezmiş gibi 3 şişe içki içtin
-Bundan size ne? Ben ne yaptığımın gayet farkındayım. Siz bana karışamazsınız
-Karışırım. Çünkü...
-Ne ne çünkü?-ikimizde bağıra bağıra konuşuyoduk. Kapıya doğru gitdi ve dışarıya çıktı. Bu ne ya? Hiç birşey demeden dışarıya çıkmışdı. İkimizde konuşduğumuzda pardon daha doğrusu kavga etdiyimizde öfkeden kuduruyoduk.

Ders zili çaldığında bizimkilerde yavaş yavaş gelmeye başladı. Sonunda Selim hocada içeriye girdi. Hala sinirliydi. Gözlerinden belliydi. İkimizde sinirli gözlerle bir birimize bakıyoduk.

Növbetçi öğrencilerden biri sınıfa geldi.
-Merhaba hocam
-Merhaba Mete. Birşeymi oldu?
-Olmadı ama olucak
-Neymiş o?
-Hocam cumartesi günü 11 sınıflar kampa gidiyoruz. Tabi hocalarda
-Peki sağol
-İyi dersler hocam- biz sevinçden havalara uçuyoduk.

-Kızlar super olucak ya. Yuppi
-Aynen son 2 gün kaldı
-Okul çıkışı alışverişe gidiyoruz dimi?
-Sorduğun kabahat İlayda
-Peki o zaman-kızlarla anlaşdık ve alış veriş zamanını sabırsızlıkla bekliyoduk.

Sonunda dersler bite bilmişdi.
-Kızlar bu gün şöförünüzmü olucam?
-Evet sevgilim
-Peki ama 1 saatdan artık olmam. Biliyosunuz dimi?
-Tamam Alicim tamam. 1 saat çabucak işlerimiz biter zaten- tabi siz bizim bu lafımıza hiç aldanmayın.

Alış-veriş merkezine vardık ve mağazaları dolaşmayı başladık.

Artık 3 saatdir alış-veriş merkezindeydik. Ali her defasında saatı hatırlatıyodu. İşlerimizi bitirmişdik zaten artık. Alıcaklarımızı aldık ve son.
-Oh be bitdi
-Kızlar 1 saat demişdim ben
-İyi demişsin aşkım
-Aşkım tam 3 saatdir buradayık
-Offf tamam Ali bitdi. Hadi eve gidelim yorgunum ben- eyer araya dalmazsaydım daha çok konuşur ve hatta kavga bile ede bilirlerdi.

------------------------------------------------------

Sonunda kamp günü gelmişdi. Çok heyecanlıydım. Güzel olurdu inşallah. Herkes okulun bahçesine toplanmışdı zaten. Otobüse bindiyimizde tabikide İlayda Aliyle Suda Can hocayla oturmuşdu. Bir ben kalmışdım sap gibi. Birden yanıma biri sormadan oturdu. Tam saydıracakken yüzüne bakdım ve kim olsa iyi? Doğru Selim hoca.
-Selam
-Hocam ayıp yani. Ayrı bir yerde oturun. Sormadan bi eve dalmalar. Şimdide sormadan yanıma oturuyosunuz. Belki biri oturacakdı buraya. İnsa...
-Ne çok konuşuyosun sen?!
-Ben çok konuşmuyorum
-Çok ve boş konuşuyosun. Hem ben hocayım. Sanki ben bilmiyorum burası boşmu değil mi diye. Yerler dolu bir tek burası boş. Herkes yerini aldı küçük hanım. Ben otobüsün üzerinde mi gidiceğim sen yanına oturmamı istemiyosun diye
-Hocam bir şey söyliyceğim
-Söyle
-Hocam siz benden daha çok konuşuyosunuz
-Ben miyim çok konuşan? Kızım ben hocayım. Doğruları söylüyorum. Aklını geliştiriyorum ben senin
-Birincisi bana kızım demeyin. İkincisi böyle manasız şeylerlemi aklımı geliştireceksiniz? Üçüncü...
-İstediyimi söyle...-bu sefer Selim hocanın lafını kesen Can hoca olmuşdu.
-Abi ikinizde çok, boş ve sıkıcı konuşuyosunuz. Bi susun. Uyuyucaz burda bi izn vermediniz be.
-Bak Eslem hepsi senin yüzünden oluyo
-Yaa nasıl benim yüzümden oluyo o?
-Sizin yüzünüzden oluyo bi susmadınız
-Kızım sus artık
-Off off-Allah bana sabır versin bu uyuzla. Kulaklıklarımı takıb camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Selim hoca'dan
Bu kızla kavga etmeyi bile sever oldum. Noluyo bana? Anlamıyorum. Tarışdıkdan sonra oflayıb kulaklıklarını takdı ve yüzünü cama çevirdi.

Artık yarım saatdir yoldaydık. Yarım saatimiz daha vardı. Uyumuşdum zaten yolda bende. Uyandıkdan sora Esleminde uyuduğunu gördüm. Çok tatlı görünüyodu. Başını cama yaslamış öyle uyuyodu. Başını omzuma koydumki rahat uyusun. Uyandığında tabikide ben yapdım demiycekdim. Bende yeniden uyumaya devam etdim.

Eslem'den
Gözümü açtığımda başımı Selim hocanın omzunda buldum. İyiki uyuyodu adam. Yoksa yanlış anlardı. Ah be Eslem ne zaman adam gibi uyuyucaksın sen? Hiç bir zaman galiba.

Vardık sonunda. Otobüsden indik ve çadırları kurmaya başladık. Biz çadırımızı büyük almışdık. Çünkü 3 kız birlikde uyuyacaktık. Yardımla bitirdik çadırları kurub.

Akşam olmuşdu. Ocak başında hepimiz oturmuşduk. Ama sıkıcıydı böyle. Birden Sude ortaya atlayıb
-Yaaa ama böyle sıkıcı oluyo. Hadi Eslem patlat bi şarkı- sesim iyiydi. O yüzden ne zaman bir yere gitsek çocuklar okumamı istiyodu.
-Peki- birden Selim hocayla göz göze geldik. Bende hemen gözlerimi kaçırdım bakamıyodum gözlerine.
-Hadi başla Eslemcim. Duyalım sesini-dedi Selim hoca.
-Tamam-dedim ve başladım.

Her ayrılık zor
Bin yıldır söyler dururum
Öğrenmiyor kalp
Görüldüğü üzere durumum

İnsan biraz olsun
Akıllanmaz mı, büyümez mi?
Er geç yanardağ gibi
İçin için sönmez mi bu sinsi ateş

Vay yine mi keder
Ama artık yeter
Yine kapıda kara geceler
Vay çileli başım
Ortasında kışın iyice beter

Bu zor günler de
Elbet geçer bir gün
Herkes farkında
Herkes nasıl üzgün

Şarkıyı bitirdiyimde herkes alkışlıyodu. Can hoca
-Selim sende söyle abi
-Yok ya ben ne söyliycem-kızlar hemen
-Ayyy hocam lütfen söyleyin hadi ama-dediler. Selim hocada bıraz mızıkcılıkdan sonra kabul etdi. Bu sefer ben Selim hocaya
-Başlayın hocam. Duyalım sizimde sesinizi-dedim. Güldü ve şarkıyı söylemeye başladı.

Söz geçmiyor ki zamana, akıyor aldırmadan
Bakma sen bana canım her türlü yaşıyor insan
Kah dikilir durur, kah diz çöker ömrüm aşkın önünde
Eğilecekse başım senden olsun,
Canın sağ olsun
Kah aradım kendimi,
Kah kayboldum boşlukta
Sen yokken denedim kaç kere,
Ölünmüyor mutsuzluktan
Kah aradım kendimi,
Kah kayboldum boşlukta
Sen yokken denedim kaç kere,
Ölünmüyor mutsuzluktan
Dile gelip konuşmazlar, sırdaşımdır duvarlar
Hesabım kendimle, hiç kimse duymayacak
Kah vazgeçtim kendimden, kah gülümsedim doğan güne
Böyledir yaşamak
Eğilecekse başım senden olsun,
Canın sağ olsun
Kah aradım kendimi,
Kah kayboldum boşlukta
Sen yokken denedim kaç kere,
Ölünmüyor mutsuzluktan
Kah aradım kendimi,
Kah kayboldum boşlukta
Sen yokken denedim kaç kere,
Ölünmüyor mutsuzluktan

Hocada bitirdikden sonra herkes alkışladı. Şarkı okurken hep bana bakıyodu. Tabi kızlarda çatlıyodu.

Matematik Öğretmenim ||Düzenleniyor||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin