ON SEKİZİNCİ BÖLÜM: DESTEK

6.7K 528 49
                                    


Yüzme dersleri, salı gününün değişmez ek dersiydi. Üzerime yapışmış ve her yerimi örten kıyafet çok rahattı. Saçlarımın örgü olmasından yararlanıp boneyi ıslatıp kafama geçirdim. Gözlüklerimi de takarken, sıraya girdin. Olimpik havuz da her ders iki yarış yapılırdı. Beşerli grup şeklinde olan bu yarışta kızlar ver erkekler ayrı olurdu. Burada feminist ruhumda ayaklanıyordu.

Madem kadın ve erkek eşitti. Neden olimpiyatlar da bile kadın ve erkek ayrımı yapılırdı? Burdan tek bir sonuca ulaşıyordum. Güç farkı.

Benimle yarışacak dört kişi belliydi. Tansu, Meyra, Gamze ve Derya idi. Önümde ayakta dikilen Beray ve hemen yanında Çınay iddaya giriyorlardı.

"Ben seni yenersem, bana iskender ısmarlarsın. İstediğim kadar."dedi Çınay, Beray da onu kabul edip aynı iddayı sundu. Kaşarla yarışacak olan diğer üç kişi ise, Kaya, Yaser ve Ömer'di.

Kaya, Yaser ile bakışmaya başladı ve ikisi de aynı anda bana döndü. Sonra ise Yaser sırıttı, Kaya da kaşlarını çatarak baktı. Sıra onlara geldiği için hazırlıklarını yaptılar ve düdüğün çalması ile suya atladılar.

Bir adım ileriye gittim ve sıranın bizde olmasından kaynaklı omuzlarımı hareket ettirdim. Buradan kimin önde olduğunu seçemiyorum fakat havuzun diğer ucuna ulaşıp geri gelmeye başladılar. Yutkundum ve kendimi hazırlamaya devam ettim.

Suyun yüzeyine iki kişi çıktı ve saniyenin dörtte birinde diğer üçü. Hepsi hakeme döndüğünde kafamı o tarafa çevirdim. Çınay gözlüğünü başına taktı. Beray yüzündeki suyu eliyle temizlemeye çalıştı.

"Kaya ve Ömer."dedi. "Aynı anda çıktılar."

"Beray, Çınay ve Yaser de aynı anda."

Beray ve Çınay birbirine baktı ve: "Birbirimize iskender ısmarlamaya ne dersin?"dedi Çınay.

"Bence herkes kendi yediğini ödemeli."diye konuştu Beray.

Kaya sudan çıktı ve bana kısa bir bakış atıp kenarda duran havlulardan aldı ve hakem düdüğünü çalıp:

"Hazır."dedi. Gözlüğümü düzeltip hazır olma pozisyonuna kendimi soktum.

Düdük çaldığında havuza girdim ve suyun altından kelebek stilinde yüzmeye başladım. Nefes almak için yüzeye çıkıp içeri giriyordum. Havuzun diğer ucuna ulaştığım da ayaklarımı duvara vurup yönümü ters çevirdim.

Tekrar yüzmeye başladığımda artık serbest stile geçiş yaptım. Kulaçlarımı atıp nefesler alıyordum. Başladığımız noktaya geldiğimizde nefesimi verip gözlükleri çıkardım. Etrafıma bakıp daha yeni çıkan Gamze'ye küçük bir bakış attım. Hakem:

"Afra birinci geldi. İkinci Tansu. Üçüncü Gamze. Dördüncü Meyra. Beşinci de Derya."dedi ve ekledi.

"Çıkın hadi çocuklar."dedi, hakem. Aynı zamanda yüzme hocamız olan Sadık Hoca idi.

Havuzdan çıkarken suyun ağırlığından hafif zorlandım. Sonra ise kenardaki havlulardan birini alıp bonemi de çıkardım. Meyra yanıma gelip:

"Gidip bir duş alalım."dedi.

---

Soyunma odasından çıktım ve yürümeye başladım. Bu dersin ardından öğle yemeği zamanıydı. Koridor karanlıktı ve ışığın yakmak için duvarın üzerindeki lambaya bastım. Çalışmayınca birkaç kere daha denedim. Işık yanmayınca yürümeye devam etmeye karar verdim. Erkeklerin soyunma odasında ki koridordan gelen ses ile olduğum yerde durdum ve gözlerimi kıstım.

Islak olan saçlarımı kurutmuştum fakat nemli olması nedeniyle sırtımda ıslaklık hissediyordum. Tam bir adım daha atacakken tekrar şiddetli bir ses daha geldi. Atacağım adımı geri çektim. Duvara sırtımı dayarken biri yüksek sesle konuştu.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin