Seni İstemiyorum

En başından başla
                                    

''Bakıyorum da neşen yerine geldi.''

''Sesleri duyunca bir şansımın olduğunu biliyorum. Seslere bakar mısın? Benden daha kötü.''

Biraz şarkıyı dinledikten sonra yüzünü buruşturarak bana döndü.

''Sana kötü demiştim.''

İçeriye girdiğimiz de herkes bize bakıyordu. Burada yaşlı olabilir diye düşünmüştüm ama her yer de taş gibi erkekler oturuyordu. Pek kız yoktu. Cennete düşmüştük.

''Kızım sanırım öldük ve cennete düştük.''

''Sanırım evet.''

İçeride ilerlemeye devam ediyorduk. İçlerinden birisi bana tanıdık geliyordu. Ona bakınca gözlerim açıldı. Doruk tu. Hangi ara çıkmıştı ve şimdi de burada takılıyordu. Ben de salak gibi onun takıldığı yere geldim.

''Beliz, Doruk burada.''

''Gördüm. Görmezden gel. Bizim yanımıza gelemez.''

''Emin misin?''

''Evet, eminim. Akıllanmıştır o merak etme.''

''Ya akıllanmamışsa?''

''O zaman biz de onu Enes'e bırakırız.''

''Enes'in buraya gelmesi yarım saat sürer. Biz bile bir saatte geldik.''

''Enes burada desem?''

''Onu da mı çağırdın?''

Enes yanımıza geldiğin de ona gülümseyerek el salladım. Onu beklemiyordum. Kız kıza takılacağımızı sanmıştım ama onun gelmesi beni etkilemezdi. Onu da seviyordum.

''Nasılsınız bakalım?''

''İyiyiz. Biz de kafa dinlemeye geldik.''

Bana bakıyordu.

''Özgür nasıl?''

Sanırım bunu ben cevaplamam lazım. Derin bir nefes aldıktan sonra söze girerken Beliz beni engelledi.

''Şuan durumu iyi ama buraya Özgür'ü konuşmak için gelmedik.''

''Ama...''

Beliz, Enes'e susması için kaş göz yapıyordu.

''Önemli değil Beliz. İstediğiniz kadar konuşabilirsiniz.''

''Hayır, bebeğim. Seni buraya moralin düzelsin diye getiriyorum, sen ise Özgürden konuşup moralini iyice berbat etmek istiyorsun.''

O da haklıydı. Beni mutlu etmek için buraya getirmişti ve ben bunu berbat ediyordum.

''Müzik seçmeleri nasıl gidiyor?''

''Beray güzel bir şarkı yazdı ve onu verdik. Şimdi ona çalışıyoruz.''

''Bu güzel. Seçmeler ne zaman?''

''Daha üç günümüz var.''

''Daha demeyin. Üç gün hemen geçer.''

''Evet, hemen geçiyor.''

İçkilerimiz geldiğin de beynimin uyuşmasıyla zevk almaya başladım. Her yer dönüyordu. Benim bu kadar içmemem lazımdı. Aklımda hiçbir şey yoktu. Zihnim bomboştu. Her yer karanlıktı. Kimsenin sesini duymuyordum, kimseyi takmıyordum ve biz daha şarkı söylememiştik. Beliz beni kaldırdığın da başım öyle dönüyordu ki dengemi bile sağlayamıyordum. Sonrasını hatırlamıyorum. Sanırım bayılmıştım.

''Dur, sanırım uyanıyor.''

Başım feci acıyordu. Gözlerimi açmaya çalıştığım da sadece beyaz ışık görüyordum. Sanırım ölüyorum ve o beyaz ışığa doğru çekiliyordum.

''Beray iyi misin?''

Gözlerimi iyice açtığım da Beliz ve Enes karşımda duruyordu.

''Bana ne oldu?''

Etrafa bakıyordum. Evdeydim, hastanede değildim.

''Seni sahneye çıkarırken bayıldın ve seni direk hastaneye götürdük. İyi olduğunu söyleyip bizi taburcu ettiler. Bundan sonra sana içki yasak.''

''Ben size söylemeyi unuttum. İkinci dubleden sonra kendime gelemiyorum. O kadar içkiyi vücut kaldıramıyor.''

''İçki sana yasak duydun mu?İki duble bile içmeyeceksin.''

''Tamam Beliz.''

''Beray uyandığına göre ben hastaneye gideyim.''

Özgür'ün yanına ben de gitmek istiyordum ama beni o istemiyordu. Ben nerede hata yapmıştım? Ona sürpriz yapayım derken neler gelmişti başımıza? Şuan hayati tehlikesi yoktu ama benden nefret ediyordu. Bu bile yeterdi.


İnstagram sayfası: serseriogretmenimwattpad

Serseri ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin