¤¤¤¤¤¤¤

Otel odasına girdik. Çift kişilik yatağı gördüğümde gözlerimi kısıp ona baktım. "Ne var sadece 3 gün kalıcağımız yerde ayrı odalarda kalmicaktık heralde dimi? Ayrıca ben uyumayız diye çift kişilik yatağın problem olmicağını düşünmüştüm." Omuz silktim. "Uyumak istiyorum. Her neyse sıkıntı olmaz. Değil mi olmaz.." gözlerimi kısıp uyarır şekilde baktım. Başıyla onayladı. "Tabikide."

Banyoya girip pijamalarımı giydim ve makyajdan kurtuldum. Fönlü saçlarımı dağınık topuz yapıp eşyalarımı aldım ve çıktım. Eşyaları ağzı açık valize attıktan sonra ışığı kapatıp yatağa girdim. Emre'de yanıma uzandığında tavanı seyrettik. "Uyumayı özledim." Emre bana bakıp gülümsedi ve bakışlarını tekrar tavana yöneltti. "Bende.." Gülümsedim ve gözlerimi kapattım. Gerçekten uyumak istiyordum..

¤¤¤¤¤¤¤

Elmore Lisesi... Lisenin önünde ellerimi cebime sokmuş öyle salak salak bakıyodum. Özlemiştim burayı. Vakit kaybetmeden girdim. Okulun koridorlarında dolaşırken zil çaldı. Evet bende bunu bekliyodum. Emre'yle beraber bahçeye tekrar indik. Bahçede kürsünün üstüne çıktım. Okuldan çıkanlara bakıyodum. Bazıları beni görüp yanındakine "aa Öykü Erkan gelmişş..şu kızdanda nefret ediyorum..fazla güzel bence..yani benden daha güzel olmasada.." gibi şeyler konuşurken onları duymadığımı sanıyolardı. Onlara alayla sırıtıp el salladığımda direk sırıtıp el salladılar. Birden ciddileşip tip tip baktım ve elimi havada sallayarak göz devirdim. Hepsi mal. Bozulup gittiklerinde inenlere bakmaya devam ettim.

Görkem ve Efe indiklerinde 32 diş sırıttım. Bu sırada Emre'de arkamda duruyodu. Görkem'le Efe sohbet ederken "pişt yakışıklı" diye bağırdım. İkiside bana döndüğünde gözleri açıldı. Sırıtıp bana koşmaya başladıklarında bende gülüyodum. Gelip ikiside üstüme öküz gibi uçtu. İkisiylede sarıldım. "Olum çok özlemişim lan sizi."

"Bizde seni prenses ya. Yokluğun vaya koydu. Herkes seni konuştu lan."

"Ya kızım senden sonra okulun havası çöktü. Zor toparladık."

Sırıttım. İkiside beni bacaklarımdan kaldırdıklarında bende kollarımı boyunlarına doladım. Beni okula çıkarıp koridorda bağırındılar. "Öykü gelmiiş!" Herkes bana bakıp alkışlamaya başladığında sırıttım. Islık çalıp tezahürat yaptıklarında kendi kendime düşündüm. Ben bu kadar seviliyomuydum lan?

Emre'nin ağzından;

Kafeteryada kahvelerimizi yudumlarken sohbette ediyoduk. Görkem ve Efe'yle Öykü kadar samimi olmasamda severdim. İyi çocuklardı.

Yanımıza yeni bi kız geldiğinde kaşlarımı çattım. Kız ilk bana sonra yanımda oturan Öykü'ye baktı. Sonra bana geri döndü. "Merabaa. Iı şey , Emre Elçi'sin dimi sen. Ya sakıncası yoksa tanışabilir miyiz acabaa?.." hala garip garip bakıyodum. Evet sürtük gibi giyinmiş ve öyle bi makyaj yapmıştı. 1 metre olan topuklu ayakkabılarındanda bu barizce belli oluyodu. Ama ne bu utanma tripleri onu anlamadım?

Benden önce Öykü cevap verdi. "Niye? Tanicaksında nolucak?" Kız dudağını ısırıp gözlerimin içine baktı. "Belki arkadaş oluruz. Yada belki de.." lafını Öykü sinirle tıslayarak kesti. "Gerisini getirirsen.." kız kaşları çatık ona bakarken öksürüp araya girdim. "Ee Öykü'cüm bi sakin ol. Sadece tanışmak istemiş. Ben tanışıp geliyorum." Piççe sırıttım. Ne var yani? Azcık sinir etmekten zarar gelmez.

Öykü sinirle bana döndü. Gözleri koyulaşıyodu. Kulağına yaklaştım. "Sakin ol o gözlerin değişirse herşey çok kötü olur Öykü." Sinirle dudağını ısırdı. Sırıttım. "Adın neydi senin?" Kızda dudağını ısırdı. "Begüm ben. Yeni geldim okula. Tanımazsın." Öykü kollarını bağlayıp arkasına yaslandı. "Ne uzatıyosun. Okulun yeni sürtüğüyüm de bitsin gitsin işte." Kız gözlerini kısıp korkunç sandığı bakışlarını Öykü'ye yöneltti.

Ooo sen buna korkunç mu diyosun? Öykü'nün öyle kötü bakışlarına yakalandım ki bunlar onun yanında mis miss..

Öykü alayla güldü. Ayağa kalktım. "Tamam hadi gel tanışalım." Kız Öykü'ye zafer bakışları atarken arkasına döndü. 2 adım atıcakken Öykü'de ayağa kalkıp bileğimden sıkıca tuttu. "Ah , Begüm'cüm ya. İlla söylemek zorundamıyım acaba ben? Emre benim sevgilim. Ve senin gibi kızlarla tanışmasına izin verdiğim söylenemez. O yüzden sen ikilemeye devam et. O burda benimle kalıyo. Hadi canım. Uzaa.."

Bunu tüm kafeteryadakiler duymuştu ve pür dikkat burayı izliyolardı. Piç piç sırıtmamak için dudağımı dişledim. Diğerleri aralarında 'oha çıkıyolarmıymış..bence yakışıyolar..hemde çok..bravo..' diye konuşurken farklı bi kısmıda 'ya iki taşınıda kaybettik biz kimle çıkçaz amk..ben o kızı öldürürüm..amk taş gibi kız gitti' diye konuşuyodu. Hiç birini takmamaya çalışarak olaya odaklandım.

Begüm arkasını dönüp bi bana bide Öykü'ye baktı. Alayla güldü. "Ne yani? Emre Elçi bi kızın sözünümü dinlicek. Ahhaha. Görsem inanmam." Öykü kötü bakışlarını yönelttiğinde kız sertçe yutkundu. Öykü derin nefes alıp alayla güldü. "Söyledik , duydun ve inanmadın ona tamam. Bakalım gördüğünde fikrin değişicek mi?" Kaşlarımı çatıp Öykü'ye döndüm. Bu ne demekti ki şimdi?

Öpücek seni gerizekalı..

Öykü gözlerimin içine baktığında sırıttım. Bi adım yaklaştığında beklemeden belinden çekip dudaklarına yapıştım. Kollarımı beline dolayıp gezdirirken oda saçlarımla oynayıp boynumda gezdiriyodu.

Öykü'nün ağzından;

Ayrıldığımızda kıza baktım. Ağzı açık bakıyodu. "Şimdi inandın mı?" Emre sırıtıp "inanmadım de nolur" dediğinde kolunu dürttüm.

Hayır sırıtma Öykü. Ciddi bi ortamdasın sırıtmaa..

Kız arkasını dönüp o topuklularla koşarak kafeteryadan çıktığında gülmeye başladım. Sonra büyük bi alkış koptu. Yine ıslıklar ve tebrikler. Emre'yle birbirimize sırıtıp tekrar dudaklarımızı birleştirdik. Bugün gerçekten çok güzeldi..

■■■

Biliyorum çok sıkıcıyıım. Hoşçakalın..

-MELEZ KIZ-Where stories live. Discover now