7. BÖLÜM "Gözlerinde Kuşlar Uçan Kız"

Start from the beginning
                                    

"Güzelsin..." dedim nasıl bir tepki vereceğini tahmin edemeyerek. Yüzünü Süt'ün vücuduna adeta gömdü, onu görmemi istemiyor gibiydi.

"Saçmalamayı keser misin?" dedi zar zor anlaşılan, boğuk sesiyle.

"Ama..." Yarıda bıraktım, ne yaptığıma kendim de anlam verememiştim. Aramızda huzursuz bir sessizlik peyda oldu. Yüzünü kaldırsa da bana bakmıyor, dikkatle Süt'ü izliyordu. Aramızda oluşan diyalogu düşünüyor, anlamını kavramaya çalışıyordum. Bir sonuca ulaşamayınca pes ettim.

Dakikalar geçti. Sessizlik iyice rahatsız ettiğinde konuşma ihtiyacı hissetmiştim.

"Süt senin için gerçekten çok özel, değil mi?"

Sonunda yüzünü bana çevirmişti, loş ortamda gözlerindeki ifadeyi istediğim kadar iyi seçemesem de şaşırdığını hissediyordum. Kaşlarını çattı, gerildi yüzü, aksi bir tepki vereceğini sezmiştim. Ama her ne olduysa, ruh hali birdenbire değişti, ifadesi yumuşadı, elleri uyuklayan köpeğin bedeninde gezinirken gözleri de şefkatle bakıyordu.

"Çok özel..." dedi dalgın bir sesle.

"İnsanlarla hayvanların derin bağlar geliştirdiğini biliyorum ama sen... Nasıl desem, çok daha farklı davranıyorsun."

Başını salladı artık uykuya dalmış Süt'ten gözlerini ayırmadan. Konuşmuyordu ama ben konuşmasını çok istiyordum, sormak, anlatması için teşvik etmek istiyordum ama ortamdaki yoğun, tanımsız hava bana engel oluyordu. En sonunda, arzum gerçekleşti, sessizliğinin ardından aynı dalgınlıkla konuşmaya başladı Narin. Ama sanki benimle değildi o anda, bambaşka bir yerdeydi, başka biriyle konuşuyordu.

"Hep bir köpeğim olsun istiyordum. Ama annem her zaman sorun çıkarırdı. Üniversiteye başladığım yıl, doğum günümde babam beni bir barınağa götürdü, bu sefer annemi ikna edeceğini, ben bu kadar çok isterken içinin rahat etmediğini söylemişti. Biz barınakta dolaşırken, hepsini alıp götürmek istedim. Hepsi sevilmeyi hak ediyordu ama elimde değildi, o an yardıma en ihtiyacı olduğunu düşündüğüm köpeği alacaktım. Süt'ü gördüm, daha birkaç aylıktı, savunmasızdı, hastaydı, kirlenmişti. Babam annemin bile ona karşı koyamayacağını söylemişti, haklı da çıktı. Onu eve alır almaz, bizim bir parçamız haline geleceğini anlamıştım."

Süt'ün üzerinde gezdirdiği eli durdu, yutkundu, acı çekiyor gibiydi, ne yapacağımı bilemeden bekledim. Hüznü o kadar yoğundu ki sanki uzansam dokunabilecektim.

"Ama onu özel kılan bambaşka bir şey var. Babam, Süt eve geldikten bir hafta sonra... Bir hafta sonra öldü. Onu kaybetmek o kadar ani oldu ki... Ve ondan kalan son hediye Süt'tü bana. İyileşeceği, büyüyeceği günleri sabırsızlıkla beklediğini söylüyordu. Çok güzel bir köpek olacaktı Süt, öyle diyordu. Dediği her şey tuttu ama o göremedi..."

Sesi titredi Narin'in. Kırılgandı, dağılacaktı sanki gözlerimin önünde. Gözlerini saklasa da dolu dolu olduklarından adım kadar emindim. İçimin alev aldığını hissettim, pek aşina olmadığım, anlam veremediğim bir histi bu. Öfkeliydim neye olduğunu bilmeden. Bir yanım, deli gibi konuşmasını istiyor, bir yanım artık susmasını diliyordu.

Narin devam etti.

"Dört yılı aştı o gideli. İlk zamanlar, bu acının geçeceğini düşünürdüm. Alışırdım, artık o kadar yoğun hissetmezdim. Ama yanıldım. Çoğunlukla unutuyorum, evden uzakken... Ama o varmış gibi, o evdeymiş gibi yaptığım için. Sonra onun yokluğunu hatırladığımda, o ilk zamanlardaki acı aynı derinlikle kesiyor içimi. Baş edemiyorum..."

Tekrar sustu. Devam etmesine şaşırmıştım ama konuşmaya ihtiyacı var gibiydi. Onu anlıyordum, onu çok iyi anlıyor, bu yüzden sessiz kalıyordum. Kelimelerin anlamsız olacağını çok iyi bildiğimden susuyordum. Ama hiçbir şey yapamıyor olmanın çaresizliği ile boğazım düğümleniyordu.

ORTA ŞEKERLİWhere stories live. Discover now