Adım 10

514 40 20
                                    

"Bu gece benimsin, her dakika benimsin, sen hep benimsin Xing. Hadi bırak şunlarıda gel yanıma."

Koltuğun üzerindeki kıyafetlerini katlamayı bir saniyeliğine bırakıp omzunun üzerinden Kris'e baktı Yixing. "Hadi ama Kris, sürekli sevişerek yaşayamayız. Yemek yemeli, uyumalı, temizlenmeli ve işlerimizi yapmalıyız."

Kris hızlıca ayaklandı, yeniden işine dönüp çamaşırları katlarken gülümseyen adamı, kolları arasına aldı. Dudakları minik hareketlerle önündeki bedende gezindi. "Sadece seni yesem, içinde uyusam ve dudaklarımla bütün bedenini temizlesem olmaz mı?"

Yixing gülümseyip çoktan kabullendiği son için harekete geçti, yanında küçücük kaldığı bedene dönüp sarıldı, aşık olduğu adamın istediğini yapmasına müsaade etti. İkili uzun uzun öpüşüp aşklarının ateşini körüklediler.

Ertesi Sabah...

"Aman Tanrım! Kriiiiiiiiis bu da ne?"

Uykudan sevdiği adamın öpüşü, dokunuşları, ateşli sesiyle uyanmak varken Kris yeni güne, tiz çığlıklarla uyanıyordu. Ama gözleri hala bu saatte açılmayı inkar ediyordu. Elleriyle gözlerini ovalayıp mırıldandı. "Noldu bebeğim, neden bağırıyorsun?"

Evde, güvende ve sağlıklıydılar yani Yixing bu saatte bağırmak için oldukça enteresan bir sebebe sahip olmalıydı. Sonunda, dolmuş gözleriyle, kendisine bakan adamın ilgiye muhtaç bedenini kucaklamak için hareketlendi. "Xing üzgünüm, ne oldu hadi anlat bana."

Bedenini saran kollardan kurtulup kapıya doğru geri adım attı Yixing. "Uykunuzu böldüğüm için üzgünüm... Sadece, yatağın altından gelen tıkırtılar vardı ve ben altına baktığımda parlayan bir sürü şey gördüm orada."

Kris kıkırdayıp yataktaki oturuşunu düzeltti. "Yatağın altındaki canavarı kovmamı istiyorsun yani? Peki, ben yatağın altındaki canavarı yok ederken sen de erken başlayan günümüzü aydınlatmak için kahvaltıyı hazırlar mısın?"

Yixing kocaman açılmış gözlerine ek olarak olumsuz anlamda salladığı başıyla reddetti Kris'i. "Elbette bir yere gitmeyeceğim Kris, her sorunu birlikte aşacağımız gibi bu sorunuda birlikte aşabiliriz. Şimdi o muntazam parmaklarını bana uzat ve şu yaratığı birlikte oradan çıkaralım."

İki aşığın elleri birleştiğinde Kris'in incelip uzayan dudakları diğerinin dudaklarını buldu. "Bir kaç dakikalık enerji yüklemesi yaptığıma göreeeee, işimize bakabiliriz artık." Kris, diğerinin elini bırakmadan, yatağın örtüsünü hafifçe yukarı kaldırırken yanındaki çocuğu korkutmanın peşindeydi.

"Amanın!" bağırmasıyla yanındaki çocuk yerinde sıçradı bir anda. Kris'in yüksek sesli kahkahası odayı doldurduğundaysa üşenmeden parmak uçlarında yükselip Kris'in omzunun üst kısmına diş attı. "Hainsin, senin yüzünden kalp krizinden göçüp gideceğim. Kötü adam!"

Kris kahkahalarını artırırken yeniden kendine çekti zayıf olanı, dudaklarını birleştirdi. "Biraz rahatla canım, sorunu hemen halledeceğim." İkili ayrıldığında Kris yatağın altında olmayan (!) canavarları def etmek için eğilip örtüyü yavaşça kaldırdı. Bakışları Yixing yerine yatağın altındaki kırmızı gözlerle buluştuğundaysa az önce Yixing'in attığı çığlığı geride bırakacak bir çığlık attı.

Yixing kollarını boynuna dolayan adama kıkırdarken söylendi. "Kahramanım benim, ejderhayı harcayıp prensesi çok havalı bir şekilde kurtardın. Şimdi ne yapmayı planlıyorsun bakalım?" Kris parmağını uzatıp, artık çok ilerisinde duran, yatağı gösterdi.

"Canavarlar... Belki de Gremlinlerdir Xing, o lanet şeyler bütün çocukluğumu mahvetmişlerdi. Şimdide en verimli çağımda aşk mabedimizin altından fırladılar."

Köşe Kapmaca ( Krishun-Kray- Sekai)Where stories live. Discover now