8. BÖLÜM: "OKUL"

2.9K 234 126
                                    


Bölüm şarkısı: Justin Bieber (What do you mean?)

Arkadaşlar bu arada sitedeki psikopat çete'nin facebook da grubu açılmıştır, bilginize.

Çağrıdan...

Müdürün bana o çıkışından ve üstelemesinden sonra sinirlerime hakim olamadım. Bana ne zaman aynı hareketi yapsa karşılığını alıyordu, bunda da alacaktı zaten.

Bi' hışımla arkamı dönüp Semih'e kafamla işaret yaptığımda arkamdan beni takip etmeye başladı. Odadan çıkıp kapıyı sertçe çarparak çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Semih konuşmadan takip ediyordu beni. Elbet her ne düşünüyorsam söyleyeceğimi bildiği için soru sormuyordu. Bu sessizlik sayesinde de Haluk bunağına ne yapacağımı düşünüyordum.

"-Çağrı bi' yavaşla lan, böbreğim düştü."diyen Semih bana yetişmiş yanımda yürüyordu. "-Okuldan çıktık ama diğer zibidilere haber vermedik?" diyerek devam etti sözlerine.
Ben de bu sırada adımlarımı yavaşlatmış ellerim ceplerimde öylece yürüyordum.

"-Mesaj at ikisinden birine, Girdap Cafe' ye gelsinler. Haluk beye ne zamandan beri süpriz yapmıyorduk" dedim dudağımın kenarı haince kenara kıvrılıp Semih'e dönerken. O da haince sırıtıp başıyla onaylayarak cebinden telefonunu çıkardı.

Semih onlara mesaj attıktan sonra cafeye gelmiştik bile. Bu cafeye neredeyse her gün uğruyorduk. Boğucu renkleri, ter ve sigara karışımı kokusu birçok insanı rahatsız etse de biz alışmıştık artık.
Semih'le sigaralarımızın yarısına geldiğimizde Seymen ve Can kapıda göründüler. Gözlerini etrafta gezdirip bizi bulduklarında birkaç adımda yanımıza gelip masaya kuruldular.

"-Hayırdır bro?" dedi Seymen elini masanın üzerindeki sigara paketine uzatırken. Kısa bir süre sonra çakmağı sigarasıyla buluşturup dudaklarına götürdüğünde kafasını Semih ve bana çevirdi.

"-Hayırdır kardeşim, hayır" dedi Semih dumanı dudaklarından kesik kesik salarken. Bu sırada Can da paketteki son sigarayı alarak bakışlarını bize dikti.
"-Bu Haluk bunağının odasına gittiğimizde ceza olarak spor salonunu Çağlay'la bana, spor odasını da Semih'le Yeliz'e verdiğinde 'hayır' falan dedim. O da inatla karşı çıktı bana. 'Seni okuldan atarım' falan dedi. Babamın ona büyük bir para verdiğini unutuyor akıllı. Ee, bir süprizi de hak etti bence" dedim Seymen ve Can'a bakarak.

Babam Haluk hocaya büyük bir miktar para vererek beni aldırmıştı bu okula. Genelde okullar bizi kabul etmediği için zar zor buraya girebilmiştik 3 yıl evvel. Bunun sonucunda da Haluk hoca beni okuldan atmayacağını söyleyerek işini sağlama almıştı. Bugün ise böyle demesi beni sinirlendiren noktaydı.

Can ve Seymen tek kaşlarını havaya kaldırmış plan düşünüyorlardı. Oysa benim planım hazırdı.

"-Düşünmenize gerek yok, ben kurdum planı. Bu yüzden önce petshop'a gideceğiz. Hadi çıkalım" diyerek yayıldığım siyah deri koltuktan kalktım. Güzel fareler Haluk hocaya iyi gelecekti.

Bir süre sonra petshopa ulaşmış üç tane hemstar almıştık. Haluk hoca annesiyle yaşadığı için işimiz kolay olacaktı. Evine vardığımızda Seymen ve Semih kapıya doğru ilerlerken biz de Can'la merdiven çıkıntısına sinmiştik. Can eliyle çocuklara onay verdiğinde Semih zile bastı. Kısa bir süre sonra teyze açtı kapıyı.

"-Teyzem, kusura bakma rahatsız ettik ama galiba sokak çocukları sizin hıyarlara dalmış hepsini yiyorlar. Hıyarları toplayalım derken maydanozları da eziyorlar. Bir bakasın hele" dedi Seymen kadına eliyle arka taraftaki bahçeyi işaret ederek. Bana 'abi kadına ne diyeceğiz?' diye sorduklarında 'bilmem doğaçlama yapın' demiştim. Tamam kabul ediyorum, bu çocuğun hayal dünyası benim hayal dünyamı döver! Hıyar nedir ya?
"-Vay! Eşek sıpalarına bak sen!" diyerek kadın bi' hışımla çıktı kapıdan. Penguen gibi giderken, sinirden ve aceleden kapıyı kapamamıştı.

Sitedeki Psikopat ÇeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin