12 ♛ Nefret ve Mercan

13.5K 1.2K 248
                                    

♛ 12

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

♛ 12. Bölüm ♛

NEFRET VE MERCAN

Batı Denizi, İnci

Deniz Prensesi Aiolis, bağlı oldukları ülkeye isyan eden ailesiyle aynı fikirde değildi.

Annesi Karelias bir zamanlar isyancıydı, bunu biliyordu. Babası Kral Madeinos, hiçbir zaman bir isyancı olmamıştı. Bu kez, büyüyen ve güçlenen çocuklarının desteğiyle Ak Kraliçe'ye isyan etmişti.

Batı Denizi'nin bağımsızlığı henüz ilan edilmemişti. Ve Madeinos ile çocuklarının planları sadece bağımsızlıkla sınırlı kalmayacaktı. Onlar nehirleri, koyları ve kıyıları istiyorlardı.

Aiolis'in isteği bu değildi.

Batı Denizi'ne Elhiras* Hanedanı'nın insanları hükmediyordu ve bunu Diyar'a olan bağlılıklarıyla yapıyorlardı. Diyar Hükümdarları'yla yaklaşık iki bin yıl önce anlaşmışlardı. Batı Denizi, yarı bağımsız olacaktı ve sorun çıkarmayacaktı.

Tarih, Deniz Kralı Madeinos'un o anda umurunda değildi. Düşmanlarıyla anlaşmayı bile düşünüyordu. Kara Ülke'ye yarı bağlı olan Kuzey Denizi'nin karanlık insanları, yani sirenler, onlara yardım edeceklerdi. Sirenler, ölümcül kara büyülere sahip olanlar, hiçbir zaman onların dostları olmamışlardı.

Aiolis olacakları tahmin edebiliyordu. Beraber Diyar nehirlerine hükmettikleri zaman anlaşmanın bozulacağını adı gibi biliyordu. Sirenler, deniz insanlarına yeniden düşman kesileceklerdi. Ardından Ejderhalar Çağı'nda olduğu gibi savaş ilan edeceklerdi. Ve bu sefer deniz insanlarını destekleyecek karadaki bir hükümdar olmayacaktı. Aiolis asla kraliçelerin gücünü hafife almamıştı.

Mercan Saray'daki odası, en güzel manzaralardan birine sahipti. Batı Denizi'nin en büyük sualtı şehri önündeydi. Derin bir nefes alıp deniz suyunu içine çektiğinde düşünceleri İnci'nin güzelliğinde kaybolmuştu.

Kapının açıldığını bile duymamıştı. Ancak kendisine seslenildiğini duydu. "Kral ve prensesler seni konsey için bekliyorlar, Aiola." dedi Eilasa. Aiolis'in öğretmeni olan bilge kadın.

"Geliyorum." diye yanıt verdi Aiolis, altın rengi gözlerini şehirden uzaklaştırarak.


Deniz Konseyi'nin toplandığı odanın duvarları deniz kabuklarıyla, mercanlarla ve incilerle süslüydü.

Prenses Aiolis, konseyin en genç üyesiydi. Henüz on beş yaşındaydı, sandalyesi bu yüzden kardeşlerinin en sonundaydı. Yanında Eilasa vardı.

Konseyin ilk kısmı kralın ve kızlarının bağımsızlık arzularının paylaşılmasıyla geçmişti. Aiolis bunları dinlemek istemese de konuşma sırasını beklemek zorundaydı. Diyeceklerini Eilasa ile birlikte planlamıştı. Önlerinde kitaplar ve haritalar vardı.

Kral Madeinos konuşmayı kesince en büyük kızı Sendaras sandalyesinden kalktı. Hızla yüzerek konsey masasının karşısındaki pencereye doğru ilerledi. Mercanlarla güçlendirilmiş camın önünde durdu.

Prenses Sendaras, deniz prenseslerinin en korkusuzu, en cesuru ve en güçlüsüydü. Savaşçı Prenses'ti. Aynı zamanda bu prenses, kralın savaş danışmanlarından biriydi. En önemlisi ise Madeinos'un veliahtıydı. Batı Denizi'nin sonraki hükümdarı o olacaktı.

Yeşilin her tonunun bulunduğu kuyruğunu zümrüt, yeşim ve yeşil elmaslarla süslenen zırhı tamamlıyordu. Suda dalgalanan sarı saçlarındaki yeşil tutamlar tıpkı alnındaki zümrüt taç gibi ışıldıyordu. İnsanlar ona bazen Zümrüt Prenses derlerdi.

Sendaras gür sesiyle konuştu. "Batı Denizi, tıpkı Ejderhalar Çağı'ndaki gibi yeniden bağımsız olacak! Batı Denizi'nin insanları yeniden gücünü tüm sularda hissettirecek." Ardından elindeki zümrütlerle süslü, yeşil gümüşten yapılmış üç dişli yabayı kaldırdı. "Kara insanlarının hepsi bizim gücümüzü görecek!"

Aiolis derin bir nefes aldı. En büyük ablası yerine geçerken diğer kardeşlerine izin vermeden o kalktı. Herkes dikkatini ona verdi.

"Bilge Eilasa ile bu isyanın yanlış bir karar olduğu konusunda hemfikiriz."

Masanın çevresindeki insanlardan mırıltılar yükseldi. Sesleri bastırmak için Aiolis yüksek sesle konuştu. "Sirenler güvenilmezler. Kara büyü yapıyorlar. Biz büyücü değiliz. Ve nerede yaşıyorsak orada kalmalıyız."

"Bu ne cüret!" diye bağırdı masanın başında oturan Kral Madeinos. Aiolis, asla babasıyla çok iyi anlaşamamıştı.

"Beni bir kez olsun dinleyin ve karayı hafife almayın, kralım. Ve konsey üyeleri." Kızın daha aklında söyleyecek onca sözü vardı. Hepsinin boşa gideceğini çoktan anlamıştı. "Sizden tek isteğim budur."

"Sirenlerle çoktan anlaştık, Aiolis." İkinci büyük ablası konuşmaya başlamıştı. Adı Faelenis'ti. Bilge Prenses'ti. Zeki ve akıllıydı. Bu konuda değildi. Bunu onun da öğretmeni olan Bilge Eilasa bile söylemişti. "Artık çok geç."

"Sizinle birlikte isyan etmeyeceğim."

"Yokluğun fark edilmeyecek." dedi Sendaras dişlerinin arasından konuşarak.

Aiolis sinirinden izin istemeden odadan çıktı. Koridorda yüzerken kendi kendine mırıldandı. "Fark edilecek, kardeşim. Yokluğum sizi perişan edecek ve beni dinlemediğiniz için hepiniz pişman olacaksınız."


Aiolis'in aldığı en son haber aradığı fırsattı.

Gök Kraliçe'nin en küçük kızı Mysania, Kar Kraliçesi tarafından esir alınmıştı.

Aiolis, fark edilme zamanının geldiğini anladı.


*Elhiras Hanedanı, nam-ı diğer Deniz Hanedanı: Deniz Ejderi'nin gücüne sahip bir soy. Ama bu soydan olan herkes bu güce sahip değil, hatta uzun yıllardır bu güce sahip olan hiç kimse olmadı.

Bana ilham veren yorumlarınızı bekliyorum.

12.12.2015, 22.00

Yaklaşık 3000, 500, 700

Düzenlenme Tarihleri: 12.07.2016 - 06.10.2017

EJDERHA'NIN ÖFKESİ ♛ Kraliçelerin Savaşı IWhere stories live. Discover now