7. BÖLÜM - ATEŞ

2.1K 291 121
                                    






SEVGİLİ OKUYUCUM. YENİ KAPAĞIMI UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. BÜYÜK BİR UĞRAŞTAN SONRA BU HAL ALDI :) KAPAK HAKKINDA YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. AYRICA BU ŞARKIYI DA BU BÖLÜME ÇOK LAYIK GÖRDÜM. SEVDİĞİM BİR ŞARKI. İYİ OKUYUP İYİ DİNLEMELER.


Yaprak ve kırılma sesleri son buldu ve üç Wolfix kendini ağaçların arasından çıkıp gösterdi. İfe sihir kelimesini kafasında sindirmeye çalışırken Marcus'un gözlerindeki beyaz bölüm yavaş yavaş kırmızılaşmaya başlamıştı. İfe tekrardan şok içerinde Marcus'un gözlerinin renkten renge girişini izliyordu. Arka tarafından gelen hırıltı sesi gözlerini Marcus'dan çekip arkasında dönmesine neden oldu. İşte dün geceki korkuyu tekrar hissetmişti. Geri adım atıp sırtını Marcus'a dayadı.

-        İfe, okları gördün. Felix'e doğru ilerlemen gerek. Koş ve orada sığın anladın mı? Ben bunları hallederim.

-        Hayır seni yalnız bırakamam.

Wolfixlerin bir tanesi çok sabırsız olmalıydı ki birkaç adım atıp İfe ile Marcus'a yaklaştı. İfe korkudan Marcus'un arkasına geçip geri geri yürümeye başlamıştı. Wolfix kulaklarını geriye çekip dişlerini gösteriyordu. Ani bir haraketle sabırsız Wolfix Marcus'a doğru koşmaya başladı.

-        İfe kaç!

Marcus iki elini kenara açtı ve avuç içlerinden yukarıya doğru alevler yükselmeye başladı. İfe bunu görünce kaçma düşüncesi tamamen kafasından silinmiş, Marcus'a bakakalmıştı. Demek sihir derken bundan bahsediyordu Marcus. Wolfix koştu. Tam üstüne atlayacakken Marcus elindeki ateşi fırlatıp sabırsız Wolfix'e yöneltti. Wolfix geri çekildi ancak sadece ateş asla yetmezdi. Alevlerin içindeki Wolfix tekrardan gardını aldı ve büyük bir hızla Marcus'un üstüne atladı. Ellerindeki ateş sönmüş, yere yığılmıştı. Koca Wolfix ısırmak için zaman kolluyor, Marcus'da elleri ile Wolfix'i kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Diğer iki Wolfix bu saldırıyı izliyordu. Onlarda da gardlarını alıp Marcus'u bir çemberin içinde kapana kıstırdılar yani Marcus alev almış Wolfix'den kaçmayı başarsa bile o iki yaratık üzerine saldırırlardı kısacası artık hiç şansı yoktu çocuğun. İfe'yi fark etmemişlerdi. Sadece Marcus'la ilgileniyorlardı o sırada. İfe artık Marcus'u bu halde görmeye dayanamamıştı. Öldü ölecek diye düşünmeye başlamışken kendini tutamadı ve koşarak Marcus'a yaklaştı. Ellerini gardını almış iki Wolfix'e çevirdi.

-        Ondan uzak durun!

Toprak havalandı ikisini de ormana doğru fırlattı. Toprak hemen eski haline döndü. Ama Marcus hala can havliyle üzerinde ki Wolfix'i atmaya çalışıyordu. Wolfix pençesini Marcus'un koluna geçirdi. Kolundaki gömlek yırtılmış, teni gözüküyor ve kolundan da kanlar süzülüyordu. İfe'nin gözleri açıldı. Kolunda Marcus'un da bir çizim şeklinde alev duruyordu. Heyecan ve korku içinde olan İfe bu seferde ellerini ateşler içindeki Wolfix'e doğrulttu. Toprak adeta canlandı, İçindeki kökler Wolfix in boğazını sarıp Marcus'un üzerinden çekti. Wolfix boğazındaki sıkı sıkıya sarılmış köklerden kurtulmaya çalışırken Marcus yattığı yerden hızlı bir şekilde kalkıp belindeki bıçağı kavradığı gibi Wolfix kalbine sapladı. Bütün kurtulma çabalarından sonra yaratığın bir tek cansız bedeni kalmış alevler içinde yanıyordu. Marcus hemen doğrulup elindeki bıçağı yerine koydu.

-        Sana gitmeni söylemiştim.

-        Seni öyle bırakamazdım.

-        Başa çıkabilirdim.

-        Eminim.

İfe gözlerini Marcus'un kanlar içindeki koluna çevirmişti. Marcus kolundaki kanı durdurmak için diğer eliyle bastırdı.

FARKLIWhere stories live. Discover now