T W E N T Y - F O U R

Start from the beginning
                                    

Ellie dudaklarının arasından boğukça Justin'in adını inledi. Justin'in dudaklarının boynunda ve omuzlarında gezinmesine izin verdi. Tüy gibi öpücükleri Ellie'yi mahvediyordu. Ellie kendini Justin'in kollarına bıraktı. Onun yüzünü yavaşça avuçları arasına alırken, ne kadar mükemmel durduğuna baktı.

Ellie uzanıp Justin'i öptü ve sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadı.

''Bana söz ver Justin Bieber.''

Justin kaşlarını çattı. Sözleri sevmezdi ve hiçbir zaman da söz vermekte başarılı değildi.

''Bir gün sonsuza kadar gittiğimde, benim için göz yaşı dökmeni ve üzülmeni istemiyorum.'' Justin sinirle gerildi.

''Ne saçmalıyorsun Ellie?'' Sesi yüksek çıkmaya başlayacaktı ki Ellie onu sakinleştirmek için ellerini göğsüne koydu ve hafifçe okşadı.

''Her şeyin farkındayım Justin. Sona geldiğimin farkındaydım. Artık eskisi gibi değilim. Bedenim artık daha çok yoruluyor. Tenimdeki lekelere yenileri ekleniyor ve artık insan olduğumu bile hatırlamıyorum.''

Justin sakin kalmaya çalışıyordu. Ellie'yi kaybetme düşüncesi onu çıldırtıyordu.

''Şimdi bana söz ver.'' Ellie, Justin'in tam gözlerinin içine baktı, onu ikna etmek istiyordu. Justin'in pes etmesi bir saniyeyi aldı. Uzanıp Ellie'ye yumuşak bir öpücük verdi. ''Söz veriyorum.''

''Söz veriyorum Ellie Dolley. Eğer sen düşersen, ben düşerim. Eğer ben düşersem sen düşersin. Ama biz, düşğümüz zaman birbirimizi kaldırmak için buradayız.''

---

''Tanrım Justin, beni heyecanlandırmayı kes.''

Justin elinde tuttuğu kutuyu biraz daha salladı ve içindekinin ne olduğunu tahmin etmesi için Ellie'ye bir ipucu verdi. ''İçinde yapılacaklar listen ile ilgili bir şey var.''

Ellie o kadar heyecanlıydı ki, listesindeki maddelerin hiç birini hatırlamıyordu. Avuç içleri terlemişti ve kafasındaki bir sürü fikir oluşmuştu. Justin elinde tuttuğu kutuyu özenle açtı ve içindeki mor renkli küçük dikdörtgen kutuyu dışarı çıkardı. Ellie kutuya daha da dikkatli baktığında bir çığlık atıp yerinde sıçradı.

Saç boyası. Mor renkli bir saç boyası.

Ellie çocukça sevinmeye ve zıplamaya devam etti. Listesindeki bir sonraki maddeyi hatırlıyordu. Saçlarını boya. Hızla Justin'e sarılıp kollarını boynuna doladı ve aklına gelen her sevgi sözcüğünü söyledi. Justin mutlulukla gülümsedi. Ellie'nin bu kadar sevineceğini düşünmemişti.

Ellie geri çekilip Justin'i bir kaç saniye öptü. Sabırsızlanıyordu. Saçlarını boyamak için sabırsızlanıyordu. Ama o sırada kafasına bir şey dank etti.

Ellie daha önce hiç saçlarını boyamamıştı ve nasıl da yapılacağını bilmiyordu. Çok eskiden, annesi saçlarını boyarken görmüştü fakat onlar silik anılardı ve Ellie hiç bir şey bilmiyordu.

''Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.'' dedi Ellie, boyaya uzanırken.

Justin kızın saflığına gülümsedi. Ellerini alıp yavaşça öptü ve oturması için bir sandalye çekti.

''Sorun değil bebeğim, ben hallederim.''

Justin, kutuyu açıp içindeki boyayı çıkardı. Bir fırça, bir eldiven ve birde kullanım kılavuzu vardı. Justin kağıdı alıp okuduğunda, kaşlarını çattı.

to do list :: bieberWhere stories live. Discover now