Geçen Sene Bugün

Start from the beginning
                                    

Bir süre daha konuşup en kısa zamanda görüşmek üzere telefonları kapadılar.

Haftasonunu uzun süre uyuyarak geçiren insanların aksine erkenden kalkıp hazırlanmaya başladı Kibum. Konuştuklarında çok yoğun olacağını görüşemeyeceklerini söylemişti ama aslında Minho'yu şaşırtmak uzak geçen zamanları telafi etmek istiyordu. Ayrıca Minho'nun doğum günüydü ve özel bir şekilde geçirmesine yardımcı olmak istiyordu. Geçen sene yaşadıklarını düşündü hiç haberi olmadan sadece Minho'nun yanında oturuşunu düşündü. Çok şey değişmişti hayatında aslına bakarsanız Kibum'un hayatı birçok kere değişmişti ve hiçbiri olumlu yönde de değildi. Ailesini kaybettiği zaman,yetimhaneye yerleştiği zaman, kaçtıkları zaman, ağabeyini kaybettiği zaman,hiçbiri ama hiçbiri bu değişim gibi hissettirmiyordu. Zaten beyaz olan teni morumsu hastalıklı görünüyordu mesela dudakları çizgi şeklini alıyordu sanki bir yıldıza bakıyormuş gibi ışıldayan gözleri birer karadeliğe dönüyordu mesela içi soğuyordu düşündükçe olanları içi buz kesiyordu, çok şey hissediyordu Kibum o kadar çok şey hissediyordu ki hissiz gibi oluyordu işte ruhu binlerce yıl yaşamış gibi yorgun oluyordu. Ama sincap gözlü bir adam gülümseyerek şimdi aynaya baktığında gördüğü kişinin oluşmasını sağlamıştı. Komik olacak belki ama dinmiş ruhuna bir yorgunluk çayı ısmarlıyormuş gibi oluyordu her gülüşünde, soğuyan içini sıcak bir battaniye ile sarıyor gibi oluyordu, hiç haberi olmadığı gamzelerini ortaya çıkarıyordu Minho dudaklarının düz halini bir şekilde değiştiriyordu, gözleri yıldızlara bakıyormuş gibi olmuyordu mesela gözleri yıldızların yuvasına dönüşüyordu, öyle güzel seviyordu ki Minho insana kendini sevdiriyordu işte...

Aynaya bakarken Minho'nun aklından geçirmesine sebep olduğu şeyleri erteleyip, dün akşam hazırladığı doğum günü pastasını da yanına alarak evden çıktı Kibum. Hava buz gibiydi ama Kibum'un içi sıcacıktı.

Yatakta dönerken elini attığında yumuşak bir şeye çarptığında uyku halinde olsa bile çarptığının bir beden olduğunu anlamıştı Minho. Aniden başını kaldırıp açtığı tek gözüyle yanına baktı ve Kibum'un olduğunu görünce şaşırdı.

" Kivuğm?"

" Uyurken çok pozisyon değiştiriyorsun Minho bir sürü çizim yarım kaldı. " dedi Kibum şikayet ediyor gibi.

" İçeri nasıl girdin? " dedi Minho uyku sersemliğini biraz atıp.

Elindeki kağıt ve kalemi yandaki komidinin üzerine koyup oturur halinden yatay bir hale geçti Kibum dirseği ile başına destek olup Minho'ya döndü gülümseyerek

"Kullanmıyor olmam kilitli kapıları açma yeteneğim olmadığı anlamına gelmez Minho, hem unutma ben sokakta büyüdüm."

"Nasıl yaptığın şu an umrumda değil buradasın ve ben sana sarılarak uyumaya devam etmek istiyorum " dedi Minho kolunu Kibum'a dolayıp güçlü bir şekilde kendisine doğru yaklaştırarak ve ardından gözlerini yumdu Kibum kıkırdarken.

Zaten oldukça yakın olduğu Minho'nun yüzüne dikkatle bakıp parmakları ile kirpiklerine dokunmaya başladı Kibum konuşurken.

" Sağ gözünde 96 tane kirpiğin var" dedi sanki hepsini tek tek okşuyormuş gibi nazik dokunuyordu.

" Ve 88 tane sol gözünde... Üç tane sol kolunda ben var. " elini Minho'nun yüzünden çekip ensesine götürdü Kibum " ensendeki saçlara dokunduğum zaman" dedi Kibum ve Minho sanki vücuduna elektrik yayılmış gibi titredi küçücük ve Kibum gülümseyip " Evet, işte böyle yapıyorsun. " dedi. Sonra elini yeniden yüzüne geri getirip işaret parmağı ile alt dudağını minicik birkaç kez pat patladı. " Ve bazen uykunda gülümsüyorsun" dedi Kibum son olarak.

Kamera LensiWhere stories live. Discover now