"Güzel değil miyim?"

"Hayır."

"Niye?"

"Seksisin."

"Ha, tamam. O da olur."

"O olmaz. O kötü şey işte."

"Niye?"

"Sonra laf atıyorlar. Elim kanıyor benimde boşu-boşuna."

"Elin nasıl?" , diyerek elini avucumun içine aldım.

"İyi.", diye kestirip attı.

"Sargıyı değişiyor musun her gün?"

"O kadar da biliyoruz her halde."

"Aman iyi. Seni düşünende kabahat.", diyerek elini ittim.

Gülerek elimi eline aldı.

"Yani?", diyerek yaptığına anlam vermeye çalıştım.

"Böyle kalsın."

"Niye?"

"Amma da konuştun ha bugün. Dırdırcı."

"Hmm. Ben aslında çok konuşmam. Beni bilirsin. İstediğim zaman hatta ebediyen bile susa bilirim yani. Ama işte arada da böyle bir enerji geliyor. Öf! Bitmek bilmiyor resmen. Durmadan konuşasım gelir o zamanlar. Beni kimse susturamaz. Aha şu anki gibi. Böyle sonsuza kadar konuşasım var pozitif uyandım ya o yüzden. Yani benc..."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında susmak zorunda kaldım. Öyle öpüyordu ki, bir daha bırakmamasını istiyordum. Öylece kalalım, zaman dursun diye yalvarıyordum o an adeta.

"Bu kadar yeter.", dedi gülümseyerek.

Hayır,biraz daha öpsen olmaz mıydı?

Sakin ol Ada! Sakiniz.

"Bu klişe sahneyi bana yaşattın ya, sana ne kadar teşekkür etsem az şu an.", dedim gülerek.

"Sana daha ne sahneler yaşatırdım da, yazık."

"Neye yazık?"

"Bünyene. Kaldırmaya bilir.", dedi egolu tavırla.

"Allah, Allah! Bir egonuzu çekin de, sizinle de iki çift laf edelim ha?"

"Komik miydi?"

"Hayır. Ben gülüyor muyum?"

"Hayır."

"Demekki değil."

"Tamam neyse. Bu saçma sohbeti burda sonlandırarak işlerimin başına dönüyorum. Sen de ne bok yersen ye, benden uzak ol da. Bana uyar her türlü."

"Öküz."

"Saol."

"Beni de alsana yanına."

"Niye?"

"İşlerini merak ediyorum da."

"Ben de."

"Ne?"

"Hiç. Alamam."

"Niye be?"

"Öyle. Çok soru sorma. Sıkıyorsun."

"Bende seni."

Yanımdan ayrıldıktan bir süre sonra öylece bankta oturdum. Ne garip adamdı ya. İsmini bile bilmiyordum şerefsizin. Baya gizemliydi, bu da onu daha çekici yapıyordu resmen.

Kendimi kaptırmak mı? Ne alaka? Hahaha.

Telefonum çalınca düşüncelerden ayrıldım. Gizli numara. Hep bir bok çıkardı. Bu sefer neydi bakalım.

"Alo?"

"Alo."

Kalın erkek sesiydi.

"Kimsiniz?"

"Takıldığın erkeklere dikkat et derim."

"Anlamadım?"

"İyi tanımadıkların senin geçmişinin lekesi, geleceğinin gölgesi ola bilir. Araştır da, öyle otur-kalk insanlarla. İyi günler."

Telefonu yüzüme kapattı.

İyi tanımadıkların senin geçmişinin lekesi, geleceğinin gölgesi ola bilir.

Yani?

Bu ne demekti şimdi ya?

Lanet erkekler! Hep nefret etmişimdir!

MERHABA ARKADAŞLAR! BÖLÜM GEÇ GELDİ FARKINDAYIM, ÖZÜR DİLERİM. AMA İŞLERİM YOĞUN BU ARALAR, O YÜZDEN YETİŞTİREMİYORUM.

HEDEF: +15 yorum ve +45 yıldız.

HEDEF GEÇMEDEN YENİ BÖLÜM GELMEYECEKTIR!

SİZLERİ SEVİYORUM! ÖPÜLDÜNÜZ!

İsimsiz #Wattys2018Where stories live. Discover now