29.

1.2K 62 2
                                    



''Buse havuzun sağındaki sandalyelerin dekorunu yapamamışlar. Orayı bir düzenle,'' diye seslendi Tuna çıktığı balkondan bas bas bağırarak. Evet o da cips yiyip keyif sürerken bir yandan da bize emirler yağdıran kişi oluyordu. Gerçekten biraz dağınık görünüyolardı. İşi erkeklere bırakırsan böyle olur tabii.

''Damla şu balon hala şişmedi mi? Bir boşluk kaldı be kızım,'' dediğinde derince üfledim yeniden. Yok abi olmuyor.

''Ver ben yaparım,'' diyerek elimden aldığında üç dört nefesle işi bitirmişti Utku.

''Utku'ya yok mu alkış?'' diye yeri göğü inlettiğinde henüz ağzındaki cipsleri bitirmemişti Tuna. Az ötede Hande ve Asya ağaçları süslemekle uğraşıyordu. Aras ses düzenekleri için kendi evine gitmişti. Rüya ve Berk çocuklar gibi birbirlerini kovalıyorlardı. Buse sandalyelerin bar masası tipindeki masaların etrafına dizmek yerine hepsini içeri taşıyordu.

''Ayakta dursunlar. Sandalye şart mı sanki? Koskoca İTÜ öğrencileri bunu mu kaldıramayacak. Lütfen ama lütfen.''

Anlaşılan bir düzene sokamayınca bunu tercih etmişti ki daha hoş bir görünüme sahip olduğu için sesimizi çıkarmamıştık.

''Yiyeceklerin büyük masaya taşınması gerekiyor.''

Tuna'nın emriyle herkes zaten bitirmiş olduğu işlerini bırakıp bu sefer de mutfağa koştu. Ben bu işleri parayla halletmeyi istemediğim için bunu önermiştim. Doğum günüm diye de kimse karşı çıkmamıştı zaten. Yorgunluğum hakkında tek kelime edemiyordum.

''Rüya Özgün ve Berk Seren. Çocukluğu bırakıp yardım eder misiniz? Çok zahmet olacak ama.''

Yine itişerek yetiştiler peşimizden. Tuna da sonunda inme zahmetinde bulunmuştu. Tabakları üst üste koyarak her nasıl yaptığını bilmesemde bir çırpıda taşıdı. Ömrümde bu kadar servis tabağını bir arada dahi görmemiştim belki de.

''Herkes kendi yiyeceğini kendi servis edecek. Öğrencilere göre ideal. Garsonumuz yok çünkü doğum günü çocuğu istemedi. Eminim hoşlarına gidecektir.''

Asya'nın omzuna hafifçe vurduğumda karşılık olarak o da bana çaktı bi tane. Anlaşma şeklimiz cidden çok uygundur.

''Evet beyler bayanlar. Aras da düzenekleri getirdiğinde herşey hazır olacak. Son yarım saat. Özellikle hanımefendilerimize sesleniyorum. Lütfen gidin ve şu saçma hazırlıklarınızı yapın.''

Kızlar olarak aynı anda burun kıvırarak yanımızda getirdiğimiz kıyafetlerimizi giymek üzere üst kata çıktık. Aylin hanımlar geldiğinde onlara ayırdığımız şu oda hani. Poşetime uzanıp mezuniyet balom için alınan ama son anda fikir değiştirip başka bir elbiseyi giydiğim için bir türlü sergileyemediğim şu mükemmel elbisemi süzdüm.

Önce saçlar diyerekten herkes eline malzemelerini aldı. Fazla abartmak istememiştim. Maşayı fazla bekletmeden çektiğim için daha narin dalgalar oluşuyordu. Yaklaşık 15 dakikamı almıştı.

''Aras geldi sanırım,'' dediğinde fırçayı yüzümden uzaklaştırıp Hande'ye döndüm.

''Bunu nereden anladın?''

Yeterince sürmüş olduğu kırmızı rujunu bir kaç kez daha dudaklarında dolandırdıktan sonra bana doğru dönüp bir öpücük fırlattı.

''Aşağıdan sesler geldi. Muhtemelen kabloları birbirine doladıkları için takılıp yere düşmüşlerdir. Her zaman öyle yaparlar.''

Buna toplu olarak gülüp yeniden işimize döndük. Asya hala saçlarındaydı.

Koca fırçamla bir darbe daha atıp yerimden kalktım.. Elbisemi giyinmek için diğer odaya geçmem gerekiyordu. Eskiden odam olan yere.

Bensiz Yapamazsın(Gülsüm Yüksel Kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin