25.

1.8K 71 0
                                    

Medyada Damla'nın giydiği elbise. Sizin için bulmaya çalıştım. İyi okumalar!!!


''Sen deli misin?'' diye haykırırken gözyaşlarımı bir kere daha sildim. Bağırışlarıyla bende hıçkırıklarımı susturup yutkunarak çenemi kapamıştım.

''Bu mükemmel bir haber. Ah be Damla bu kadar mı safsın? Bak bu partiye gidiyoruz. Siz Aras'la ilişkinizi ilan ediyorsunuz. Utku kıskançlıktan çatlıyor. Ve mutlu son!'' diye çığrındı tekrardan.

Kulağa çok mantıklı bir fikirmiş gibi geliyordu ama yinede emin değildim. Zaten Aras'la kendi isteğimle çıktığım söz konusu değildi. Utku bunu duyunca kıskanacak mı bundan bile emin değildim. Kendini beğenmişin tekiydi. Ah, pardon süzme kendini beğenmiş!

''Bilemiyorum. Belki de gitmemeliyiz. Hem ders çalışmalıyım.''

Rüyaya asla söylenmemesi gereken sözlerdi ki hızla açtığı gözleri üzerime doğru attığı adımları buna işaretti. Az önce şu saçma çıkma teklifini kabul ettiğim içinde böyle yapıyordu ve şu an ciddi anlamda tırsıyordum.

''O partiye gidilecek. Kalk ve kıyafetini seç. Hemen!''

Büyük bir kırgınlıkla ofladım. Kesinlikle gitmek istemiyordum ve şu manasız ısrarı da delirmeme yol açıyordu.

''Gitmeyeceğim,'' dedim inatçılık ederek. Komodindeki kitabıma uzanıp rastgele bir sayfa açtım. Amacım kitap falan okumak değildi. Muhtemelen bu akşamı yurtta geçirebilirsem de ders çalışacağımı sanmıyordum.

''Damla,'' dedi yumuşayan sesiyle. Gözlerimi kitabımdan ayırmadan ağzımı manasızca kıpırdatmaya başladım. Sözde kitap okuyorum ya hani.

''Bak benim bu partide olmam lazım. Berk'e aşığım ve bu parti na yakınlaşabilmem için asla kaçırılmayacak bir fırsat. Hande'yle ayrıldıklarını duydum. Demiştim ya sana. Saçma bir ilişkiydi onların ki. İkisi de birbirini sevmiyordu. Sadece grup arkadaşları onlar ve ben...''

Gözlerinden yaşlar akan kişi bu sefer Rüya olduğunda kitabımı kapayıp yeniden komodine bıraktım. Parmaklarla onun gözlerini sildikten sonra derinden bir of çektim.

''Sanırım ablamla aldığımız elbiseyi giyeceğim,'' dedim. Gözyaşlarını elinin tersiyle bu kez kendi itti ve kocaman sarıldı bana.

''Geç kalmak istemezsin değil mi Juliet?'' diyerek ufakta bir dalga havası getirmeye çalışıyordum. Ellerini çırptı küçük bir çocuk misali ve daha sonra iki yanağıma da kocaman öpücüklerini bırakıp yataktan fırladığı gibi dolaba koşturdu. Ben yerime oturmuş onu izlerken neredeyse tüm askıları indirip kendi yatağına koydu.

''Bu olmaz. Bu çok rüküş. Bu da çok kapalı. Renkleri dehşet. Bunu giyersem de çok çocuksu kalırım. Beyaz giyeyim diyeceğim ama zaten tenim süt gibi. Siyah da çok mu alakasız kaçar. Dur bakayım. İşte bu! Şeker pembesi benim rengim! Çocuksu mu ki buda?'' diyerek bana döndüğünde kafamı iki yana salladım hızlıca yeniden gülümseyip onu ayrı bir yere attığında ayakkabılarını seçmeye koyulmuştu. Bunu kaldıramayacağımı anlayarak kendimi odadan dışarı attım.

Koridoru dönüpte duşlara doğru ilerlerken yolda önümü kesen şu gıcık olduğum alaylı gülüşle karşılaştım.

''Hayırdır külkedisi. Bir yere mi gidiyordun?''

Onu umursamamaya çalışarak yanından geçmek için sağa doğru adım attığımda şu muhteşem yancılarından biri beni omzumdan iteleyerek ayağımı geri atmamı sağladı.

''Merve sana bir soru sordu.''

''Çekilin önümden,'' dedim huzursuzca. Şurada saçını yolup eline vermeyi bilirdim ama ne yazık ki Merve ile iyi geçinmek benim bu yurttaki kalış biletimi sağlıyordu.

Bensiz Yapamazsın(Gülsüm Yüksel Kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin