12.

2.1K 95 2
                                    

Meraba arkadaşlar bir şey söylemek istiyorum 13. bölüm 6 Nisan'dan sonra gelecek. Çünkü şu iğrenç sınav haftasına giriyorum ve bölüm paylaşmam imkansız gibi gözüküyor. O yüzden 2-2,5 hafta gibi minnacık bir ara vereceğim. İkinci sınavlara kadar da hikayenin yarısından çoğunu umarım yayınlamış olurum. Neyse keyifli okumalar.  Bu bölüm benim favorimdi. Utku ve Damla'nın arasındaki aşk kıvılcımlarının alev almaya başladığı bir noktadayız :) 

Gözlerimi Utku’ya çevirdiğimde tedirgin bir şekilde araba kullanmaya devam ediyordu.

‘’Açelya’yı aradın mı?’’

‘’O beni aradı,’’ dedi sakince.

‘’Pekala noldu?’’ demiştim ama cevaptan korkuyordum.

Gelecek miydi gerçekten belki de en baştan başlayacaklardı.

‘’Sadece arkadaş olabileceğimize kanaat getirdik. Ondan vazgeçtim.’’

‘’Peki neden?’’

Fazla soru soruyordum ama bunu gerçekten merak ediyordum.

‘’Geçerli bir sebep yok.’’

‘’Neden saklıyorsun?’’

Tuna’nın gerçekten yüksek çıkan sesiyle irkildim. Aldırmadan devam etti.

‘’Senin için vazgeçtim desene! Kendi mutluluğunu feda ettin. Açelya geri döneceğini haber vermişti ama sen hayır dedin. Çünkü gelseydi siz yine sevgili olacaktınız. Oyununuz son bulacaktı! Damla evden gidecekti ve sokakta kalacaktı! Ailesine yalan uyduramayacaktı. Herşeyi senin için yaptım desene Utku!’’

‘’Tuna yeter!’’

Buse’nin kolunu tutuşuyla susarak kafasını cama çevirdi. Ama hala sinirli olduğu belliydi. Gerçekten benim için yapmış mıydı bunları?  Benim için…

‘’Bugünlük kahve keyfini es geçelim. Eve gidiyoruz.’’

Kimse itiraz etmedi. En iyisi de oydu zaten.

Tuna’nın sinirine kızmıyordum aslında. Sonuna kadar haklıydı.

Araba durduğunda eve ilk giren Utku olmuştu.  Ardından Buse. Yavaş hareketlerle kapıdan geçiyordum ki kıvırcık kafayı görünce olduğum yerde kaldım.

Mahcup bir ifadeyle bakıyordu yüzüme.

‘’Söylediklerim için üzgünüm Damla. Bak Utku benim bu hayattaki en yakınım. Hayatta kalmamı sağlayan da o.  Bana bu şartları verende. Her şeyim oldu.  Ve onun sadece bir kız nedeniyle üzülmesini istemedim. Seni kırdıysam özür dilerim.’’

‘’Sorun değil Tuna.’’

Gülümseyerek elini omzuma koydu.

‘’Odasındadır. Bir konuş istersen ama fazla üzerine varma. Bu sıralar morali pek yerinde değil.’’

Başımla onayladıktan sonra yine yavaş hareketlerle yukarı çıktım.

Odasının kapısını çaldım ve bekledim.  Bir iki defadan sonra hala ses gelmeyince içeri girdim.

Pencerenin kenarında elleri göğsünde birleşik dışarıyı izleyen bedeni görünce girip girmeme konusunda tekrar düşündüm.

En fazla bana bağırır ve odasından kovardı ne olacak.

Kapıyı kapatıp adımlarımı atarak odanın ortasına geldiğimde yatağın kenarındaki büyük cam kırıkları ve yere düşmüş fotoğraflar dikkatimi çeken ilk şey oldu. Duvarlar boştu…

Bensiz Yapamazsın(Gülsüm Yüksel Kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin