2.SEZON

2.3K 214 10
                                    


Arkadaşlar çok üzgünüm bir önceki bölümde sezon finali denen gerekirdi demedim.ama sonra diyecektimki bir rahatsızlık geçirdim o yüzden diyemezdim.

Neyse daha fazla bekletmiyeyim iyi okumalar....

Sabah namazı için kurduğum telefonutn çalınca mor olduğuna emin olduğum gözlerimi açtım.ve telefon umu kırarcasına kapattım.üzerinden güçlükle yorganımı çekip,yatakta doğruldum ve başımı ellerinin arasına geçirdim.başım çatlıyordu.sanki bu son altı aydır başıma sürekli birisi vururyordu.ve durmuyordu.bu ağrının ilk başladığı günüde biliyordum.o kara günü sorularıma cevap alamadığım terk edildiğim günü.ismini bile ağzıma almayacağım kişi tarafından terk edildiğim günü.her şeyin yalan olduğunu ögrendiğim günü neyse..

Bunları düşünmemeliydim doktorumunda dediği gibi bütün negatif düşüncelerimi üzerimden atmalıydım.onu unutmak için başka şeylere merak sarmalıydım.başka şeyler yapmalıydım inşallah unutabilirdim.

Yatağımdan kalktım abdestini aldım ve namazımı kıldım.kendimi tek rahat hissettiğim yer secdeydi o yüzden sürekli burada olmak istiyordum.burada bütün dertlerimi,sıkıntılarımı nefretlerimi unutmak istiyordum.

Namazımı kıldıktan sonra yatağıma yattım ve uyumaya çalıştım.kabuslu geçen bir kaç saatten sonra uyandım ve annemin,babamın en önemlisi de beyzanın beni böyle kızarmış bir yüzle görmesini istemiyordum.o yüzden alimi yüzümü yıkadım sonra hiç sürmediğim pudramı gözlerimin altına sürdüm veutfağa geçtim.

Annem poğaçalarını hazırlıyor kokusu tüm mutfağı kaplıyordu.normalde olsa yardım ederdim ama şu son altı aydır ne yardım edesim geliyor nede o meşhur poğaçalarından yiyesim geliyordu.

-ayy!benim güzel kızımda uyanmış.

Pek bir tepki vermemiştim.sanırım daha alışamamamış annemin bana sevgi gösterisi yapmasına.ayrıldığımdan beri beni aklısıra mutlu etmeye çalışıyor.

Birkaç dakika sonra babamla beyzanında masaya oturmasıyla kahvaltıya başlamıştık.her ailede olduğu gibi yine küç küçük kızlarına bir şeyler yedirtmeye çalışmaları lazımken bana yedirtmeye çalışıyorlardı.hiç bir şey yiyesim gelmiyordu.sanki bu mutfağa gelince anılarım canlanıyordu.ilk tanışmaya geldiklerinde o ismini bile ağzıma alamayacağım kişi düşüreceğim buzu tutup gülümsemiş sonra

"Bir suyu bile getiremiyorsun ben evlenince böyle bir eş istemiyorum."

Diyişi geliyordu aklıma dahada kötüleşiyordum.

-kızım yesene hadi bak annen senin için poğaçalarını nasıl yapmış.

Babamın dedikleriyle elindeki poğaçaya baktım.buda neydi! Annem sırf ben yiyeyim diye zeytinden iki göz ve peynirden de ağız yapmıştı.zorlada olsa gülümsedim kırmamak için elime aldım.ve bir ısırık aldım.iyice zayıflamıştım o yüzden birazda olsa yemeliydim.zorla birkaç parça bir şey yedikten sonra ayağa kalkmıştım ki Beyza kolundan tutup,

-abla unutma akşam söz vermiştin.bugün seninle dışarıya çıkacaktık.

-hayır Beyza!anlamadın mı? Ben onu başımdan git diye söyledim!

Bağırmamla bütün şaşkın gözler bana dönmüştü.beyzanın ağlamaya hazır gözlerini görmemle kendime inanamadım.kendim için kardeşimi ağlatıyordum.iyice bencilleşmiştim.hemen başımı iki yana sallayıp,beyzayı iki yanağından öptüm.

-özür dilerim şeker parem.tabikide birlikte çıkıcaz dışarı.özürdilerim...

Diyip sarıldım.ben üzülüyorum diye ailemide üzmeye hakkım yoktu.

*************

Beyzayı 10 metre öteden izlerken kitap okuyordum.artık askisi gibi heyecanlı roman değilde gelişim kitapları okuyordum.taşındığımızdan beri bir kez bile dışarıya çıkıp kitap okumamıştım.açıkçası bu çok iyi olmuştu.

Kitaptan başımı kaldırdığım anda beyza ya bağırıp oradan çekilmesini söylemem bir olmuştu.bir araba geliyordu ve hızla yaklaşıyordu.yerimdenk kalkmış koşmaya başlamıştım ama yetişememiştim.

Refleksmen kapattığım gözlerimi açmamla şaşırmam bir olmuştu az önce oynadığı erkek çocuk beyzayı kurtarmıştı.içimden kocaman bir oh! Çekip sonrada kocaman bir şükür çekip yanlarına gitmek için bir adım atmıştım ki!bir anda yine gözümün önünde bir şeyler canlanmaya başlamıştı.ne olduğunu tam seçemiyirdum ama seçttiğim kadarıyla iki çocuk kaldırım da oturmuş konuşuyorlardı.şu anki beyzayla o çocuğun konuştuğu gibi.bir anda yine başımın vuruluyormuş gibi acımasıyla kendime gelmiştim.şimdi anlıyordum o kaldırımda oturanlar ben ve o adını bile ağzıma alnayacağım kişiydi.beni kurtardığı zaman verdiğim sözü orda vermiştim.aslında artık o olup olmadığ olmadığını bile bilmiyordum.en son altı ay önce o evrakları önüme koyduktan sonra "her şey yalandı.o söz verdiğin çocuk ben değildi."demişti.

Hemen toparlanıp beyzanın yanına gittim ve ayağı kaldırdığım gibi bağırmaya başladım.

-sana oradan çekil demedim mi?Beyza!

Sonra o çocuğa dönüp,

-sen nasıl benim kardeşime dokunursun aklın sıra kandıracaksın onu değil mi?siz...siz erkekler hiç değişmiyorsunuz.hep aynı küstahlıklar hep aynı ukalalıklar.ama sonra sözü almayı biliyorsunuz.aldıktan sonrada gidip bize acı çektiriyorsunuz.

Bağırışlarım gitgide kısılırken dizlerimin üzerine düştüm ve birisinin daha doğrusu daha yeni geldiğini anladığım annenin beni tutmasıyla titremem başladı ve ellerimi baş baş ımın arasına alıp konuşmaya devam ettim.

-siz hep böylesiniz hiç değişmeyeceksiniz.Beyza Kanma buna senide üzmasinler ne olur?

Son sözlerimide söyleyip kendimi buz gibi sokak kaldırımına attım.sonrası karanlık ....

Merhaba arkadaşlar inşallah beğenmişsinizdir.yeni bölümü en kısa zamanda yazmayı düşünüyorum.

Canlarım "yaşamak için mafya" ve "kapalı kız ve psikopat" kitaplarınada bakarsanız sevinirim.şimdiden teşekkür ediyorum.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.ALLAHA emanet olun.

KÜÇÜKLÜK SÖZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin