-32-

8.1K 470 39
                                    

Yemekten sonra annesi çay yapmak için mutfaktayken Nazlı babasının kucağına uzanmış, yatıyordu. Babasının saçlarını okşamasını ne kadar özlemişti. Kendini nasılda iyi hissediyordu. Sadece içinde bir yerlerde adını koyamadığı bir eksiklik vardı.

Nazlı: Baba...

Adnan: Efendim prenses, dedi elini saçında gezdirirken. Kızındaki değişikliği hissediyordu ama sorularıyla onu yormak istemiyordu.

Nazlı: Kuzey iyi birisi değil mi?

Adnan: Elbette, iyi olmasa benim kızım evet demezdi ona.

Nazlı: Sen oğlun gibi seviyor musun onu?

Adnan: Severim elbet. Kızımı mutlu eden biri benim evladım olmuştur artık, derken Nazlı gözünden akan yaşlara hâkim olamadı.

Nazlı: Ben seni çok özlüyorum babam.

Adnan: Bende seni çok özlüyorum bir tanem ama artık senin bir evin var.

Nazlı: Bana masal anlatır mısın baba?

Adnan: Benim prensesim benim masallarımı mı özlemiş, derken Nazlı babasının dizlerinden kalkmadan yüzünü ona çevirdi. Gözlerinde ki yaşlara inat gülümseyerek baktı babasına.

Nazlı: Hem de çok, derken, babası gözünden akan yaşları sildi parmağınla. Gülümsedi;

Adnan: Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine âşık olmuşlar, her bahar diğer çiçekler gibi onlar da açıp güneşe merhaba demişler. Fakat bir bahar başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine; "Biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım kışın ortasında herkesin soğuktan kaçtığı karlı günlerde açalım ki bütün doğa bize ait olsun" demiş ve ikisi de o bahar açmamaya karar vermişler.

Nazlı: Açmamışlar mı peki, derken babasının gözlerinin içine bakıyordu.

Adnan: Biri açmak için kışın gelmesini ve karın yağmasını beklerken, diğeri o yaz açmış. O gün bugündür karda açan ve sevgilisini bekleyen çiçeğe kardelen, sevgilisini yarı yolda bırakan çiçeğe de hercai denmiş, derken babası gözlerini Nazlı'dan ayırdı, mutfaktan gelip kapıda onları dinleyen Melike'ye bakarak anlatmaya devam etti: İşte bu yüzden hayırsız sevgiliye Hercai denir.

***

Bora: Gitmek zorunda mısın? Biraz daha kalsan...

Şimal: Annemler Nazlı'yla birlikte olduğumu zannediyor. Geç kalırsam şüphelenirler.

Bora: Peki ne zaman anlatacaksın.

Şimal: Annemle konuşacağım önce, sonra...

Bora: Sonrası zor değil mi?

Şimal: Zor ama sonu güzel olacak, diyerek sarıldı Bora'ya. Hiç ayrılmak istemiyordu ama bir an önce çıkmalıydı; Sen bana böyle sarıldığın sürece hiç bir şeyden korkmam.

Bora: O zaman bırakmam bende, diyerek gülümsedi.

Şimal: Gitmem gerekiyor, diyerek ayrıldı. Bora tekrar belinden tutup çekti kendisine, usulca öptü,

Bora: Yarın Şile'ye gidelim mi?

Şimal: Neden?

Bora: Seni biriyle tanıştıracağım, dedi göz kırparak.

Şimal: Gelmeye çalışırım, derken kızardığını hissetti. Bora ellerini saçlarında gezdirerek gözlerine baktı kısa bir süre. Konuşamadılar bir an için, sonra Bora gülümseyerek konuştu,

Bora: Bekleyeceğim güzel kız...

***

Şimal Nazlı'yı aldıktan sonra eve giderken ikisinin yüzünde de farklı bir gülümseme ve rahatlık vardı. İkisi aynı anda,

ADI AŞK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin