-60-

7.6K 470 40
                                    

Kapıyı Dilek açınca bir an tedirgin oldu Kuzey. "Nazlı nerde?" diye sordu merakla. Yine rahatsızlanmış olabilir miydi? Özge... Karısını rahatsız eder miydi? Aklı sürekli sorularla boğuşuyordu. Her şeyden, her olaydan anlamlar çıkartıyordu. Bu iş paranoya haline gelmişti ve bir an önce çözmeliydi.

Dilek: Nazlı Hanım bugün biraz daha iyi Kuzey Bey. Duş alacağını söyledi çantasını hazırladıktan sonra.

Kuzey: Teşekkür ederim Dilek. Biz bu akşam olmayacağız.

Dilek: Biliyorum, Nazlı Hanım söyledi.

Kuzey: Sende dinlen biraz, yarından sonra çok işin olacak. Baskına uğruyoruz.

Dilek: Hayrola Kuzey Bey?

Kuzey: Beybabam aradı, yarın akşam buradalar.

Dilek: Allahhh!

Kuzey: Şşşttt... Sus kız, sus... Daha Nazlı'nın haberi yok.

Dilek: Tamam, sustum, dedi ağzını kapayarak yüzünde kocaman gülümsemeyle. İstanbul'daki kalabalıktan sonra burada canı sıkılıyordu. Eskisi gibi Nazlı ile de sohbetler edemiyordu. Nazlı günün çoğunu uykuda geçiriyordu. Elini ağzından çekti, gülümseyerek: O zaman ben bu gece güzel bir dolma sarayım. Birde, ne yapsam, derken merdivenlerin başından gelen ses döndüler;

Nazlı: Hayrola, dolmalar sarılıyor Dilek, diyerek indi merdivenlerden. Kuzey'in yanına geldi; Hoş geldin, dedi usulca. Dilek'in yanında uzanıp öpmek istemedi, bilirdi, Kuzey sevmezdi insanların yanında uluorta yaşanan şeyleri. Hoş kendisi de hoşlanmazdı, ondan farksız değildi. Dilek bunu fark eder genelde Kuzey'in geldiği saatlerde mutfaktan pek çıkmazdı.

Dilek: Hiç... Ben öylesine diyordum. Neyse, ben mutfağa gideyim, derken bir şeyler sakladığı her halinden belli oluyordu ve bu Nazlı ile Kuzey'i güldürmüştü. Dilek mutfağa doğru kaçarcasına gidince Kuzey Nazlı'yı bileğinden tutup kendine doğru çekti.

Kuzey: Hazır mısın?

Nazlı: Neye, diye sorarken yüzündeki hınzırlık görülmeye değerdi.

Kuzey: Çok tehlikeli sularda yüzüyorsunuz Nazlı Akadlıoğlu, sizi uyarıyorum, dedi gözlerinin içine bakarak. Doktorun ilk üç ayı dikkatli geçirmeleri gerektiğini söylediğinden beridir karısına yanındayken hasret kalmıştı zaten.

Nazlı: Hiç sanmıyorum, diye konuşmaya devam edecekti ki Kuzey dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı, usulca öptü.

Kuzey: Ne zaman gideceğiz kontrollerin için?

Nazlı: Pazartesi, diye cevap verirken, gidilecek günün neden öğrenilmek istendiğinin bilincinde yanakları kızarmıştı.

Kuzey: O zaman biraz daha sabredeceğim, derken alınları birbirine değiyordu. Nefes alış verişlerini hissedebiliyorlardı birbirlerinin. Kuzey nasıl anlatacaktı böylesine mutluyken olanları bilemiyordu. Ensesinden tutarak yüzünü göğsüne bastırdı; Seninle konuşacaklarım var Nazlı...

Nazlı: Gitmeden önce mi, yoksa orada mı? Bak hazırladığın sürprizle ilgili terslik olduysa önemli değil, diyerek yüzünü göğsünden kaldırıp gözlerine baktı. O anda da daha önemli bir şeyler olduğunu fark etti.

Kuzey: Bilmem... Gitmeden önce konuşsak daha iyi olur herhalde.

Nazlı: Kuzey, korkutuyorsun beni...

Kuzey: Odamıza çıkalım, orada daha rahat oluruz olur mu?

Nazlı: Olur...

***

ADI AŞK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin