28/ Olağan Üstü Hal!

En başından başla
                                    

"Eh, size iyi geceler." Diyerek telefonumu da alıp kalktım. "Ben yatıyorum."

"İyi geceler," dedi ikisi de. Odama gidip üstüme askılı bir gecelik giydim ve yatağıma uzandım.

Telefonuma kahve falı bildirimi geldi. Hemen falımı açtım.

Selam Gözde.

Canım sen kumralsın sanırım? Buralar da hep kumral çıkıyor. Sana bir kısmet var. Uzun boylu, heybetli bir adam. Ama sıkıntılar da var. Aranız çok bozulacak birileriyle. Çok gözyaşı bekliyor seni. Çok önemli bir karar vereceksin. Ya beynini dinleyeceksin ya da kalbini. Hane aydınlık, herkes mutlu. Ama senin vereceğin karardan sonra haneye kara bulutlar çökebilir. Sen bir hastalık atlatmışsın canım. Çok geçmiş olsun. Falında bunlar çıktı. Hadi şimdi bir dilek tut ve fincanını yıka.

Hemen oturduğum yerden kalkıp mutfağa gittim. Kendi fincanımı alıp elimde tuttum ve gözlerimi kapattım.
Lütfen daha sonra pişman olacağım şeyler yapmayayım.

Çünkü son pişmanlık neye yarar?

Fincanımı yıkadım ve odama gidip hemen uyudum.

(...)

"Ayva çiçek açmış, yaz mı gelecek? Gönül bu sevdadan vaz mı geçecek?"

Babamın sesi kulaklarımı doldururken kahvaltı masasında nasıl bu kadar mutlu olduğu beni merak ettiriyordu.

"Baba? Hayırdır?" Diye sordum sosisleri yerken.

"Kızım mezun oluyor. Sonunda evde öğrenci beslememe gerek kalmadı."

Gözlerimi devirip ağzımdaki sosisleri çiğnemeye devam ettim.

"Ne yapacaksın bugün?" Diye sordu annem.

"Saat altı da kızlarla kuaför randevumuz var. Altıya kadar boşum."

"Hmm," dedi. "İyi bakalım."

Ve işin kötüsü saat daha ondu.

&

Arslan Cihangir

"Günaydın!" Diyerek ailemin evinin salonuna girdim.

"Ah, oğlum," Annem beni görünce kalktı. Gidip birbirimize sarıldık.

Babam okuduğu gazeteyi katladı. "Günaydın oğlum hoş geldin."

"Abiii!" Odaya giren Ada koşarak boynuma atladı. "Hoş geldin! Ay hangi rüzgar attı seni bu eve?"

"Senden on sene önce vardım ben bu evde." Diyerek özenle yaptığı saçlarını dağıttım.

Elinin tersiyle karnıma vurdu.

"Arslan," Dedemin sesini duyduğum da başımı çevirdim. Dedem ve babaannem salonun girişinden bana doğru geliyordu.

Gidip ellerini öptüm ve hep beraber kahvaltı masasına geçtik.

Kahvaltı ederken babam, "Nasıl gidiyor oğlum?" Diye sordu.

"İyi gidiyor baba."

"Gözde nasıl?" Diye sordu annem.

Bu soru karşısında şaşırırken, "Gözde de iyi." Dedim.

"Ya çok özledim Gözde'yi." Dedi Ada. "Birkaç kere telefon da konuştuk. Bu akşam mezuniyeti var değil mi?"

"Evet." Dedim.

"Ne zaman tanıyacağız?" Diye sordu dedem.

"İnşallah yarın." Dediğim de, babaaannem "Ne? Yarın mı?" Dedi. "E oğlum ne sever bu kız? Ne yemek yer? Ona göre bir şeyler söyle." Sonra etrafına bakınıp, "Nezaket!" Diye bağırdı.

Büyük Patron (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin