12 - Yemin ederim!

4.1K 254 7
                                    



Demirin demire çarpma sesi ve benim zihnimin harekete geçmeye başlaması

Tüm hücrelerim hazır ola geçerken ellerimi istemsizce sıktım. Bütün görüntüler gözümün önünden geçti. O gün! Kitabı fark etmeden ona uzattığım gün geldi önüme
Kitabı ve imzaları uzatırken ki surat ifadesi sonra bana tekrar uzatışı daha sonra Can'ı çok iyi tanıyan biri diye düşünmüştüm. Bilmişim! Bizim yazlık evde olduğumuzu bilmediği halde eve beni merak etmeye gelmesi
Ya da önceden bana olan aşkı
Isimsiz mesajlardaki kişi ve aşkı
Bire bir uyuyordu. Hatta arttığı anlarda vardı. Zaten Alya'ya olan aşkına pek inanmamıştım.

Tekrar gelen sesle dünyaya dönüş yaptım sadece bir an arkamı dönemedim. Berk'e imzalattırmıştım ama bu kadar ileriye gideceğini hiç düşünmedim ki zaten düşünmezdim.

"N'oldu?" Yanımdaki banka çöktüm. Kimseye neden güvenemiyordum? Yada güvendiklerim sırtımdan vuruyordu?

"Birşey yok" Yanıma hızla oturan Can'a baktım. Yüzündeki rahat tavır beni çileden çıkartıyordu.

"Yerin rahat mı?"

"Evet" Ellerini iki yanda banka yerleştirdi.

"Kalk!" Nasıl bir bağırış yaptıysam ayağa fırladı. Gülmek istedim ama gülemedim.

"Şimdi ben berk'le konuşacağım sende yanıma yanaşma!" Ellerini göğsünde birleştirdi.

"Yokya yanaşırsam ne olacak" Bana doğru eğilince yüzüne gıcıklık olsun diye tükürmek istedim. Ama sonrasını siz zaten iyi biliyorsunuz. Elinden beni kim alacak? Aslında ben ona zarar verince-ki benim gücüm ona nasıl yetsin- bana birşey yapmıyor. Amaç Göz korkutmak. Biri benim başımdan mısır atsa saçına sakız yapıştırırdım.

"Seni yakup'a şikayet ederim" Bende aynı şekilde ellerimi göğsüme bağladım. Birden kahkahasıyla denizde olan bakışlarımı ona çevirdim.

"Anırmasana ya! Insan ol biraz"  Gelen geçen bize bakıyor lafıyla kendi dediğimi unutturmaya çalıştım. Tabiki başaramadım.

"Söyle" hızla Ayağa kalktım. Söylemeyecektim ancak içimden bir ses numaradan söyle diye tutturdu. Icimdeki sese "lütfen başka yere" diye söylendikten sonra gelen ilk otobüsle eve gittim. Otobüs durağından inip eve yürümeye başladım. Evin önüne gelince tanıdığım bir araç olan polis arabasını gördüm.

"Yakup?" Arabaya yaslanmış şekilde beni beklediğini anladım. Adını söyleyince bakışları beni buldu. Bende çantamdan anahtarı bulup kapıya yaklaştım.

"Nisa bugün olanlar için özür dilerim" Suçlu o değilken neden Özür diliyordu? Anahtarı kapının üzerinde bırakıp ona döndüm.

"Yapmadığın birşey için özür dileme" Anahtarı kapının üzerinden alıp arkasından kapattım. Dış kapı açıkta kalıyor. Sonra kediler içeriye fare getiriyor. Arkasından kapatmak lazım!

*

Sabah uyandığımda yan yatakta seda'yı bulamadım. Ya erken gitmişti ya da hiç gelmemişti. Birinci seçeneği düşünerek ayağa kalktım. Evde bir tur attıktan sonra saatin 8 olduğunu görünce televizyonun başına geçtim. Normalde televizyon dizilerine fena takan bir insanım lisedeyken sınav haftası bile dizi izlerdim. Sabah sabah ne dizisi diye sorabilirsiniz. Evet sabah sabah tatlı cadı'dan başka birşey yok. Sinirle ayağa kalktım. Böyle olmayacak birşeyler yapmam lazım. Bugün konuşmayı deneyeceğim. InsAllah başarırım.

Odama tekrar döndüm. Bari üzerimi giyineyim diye düşünüyordum. Yatağımın yanındaki komidinden saat almak için açtım. Açtığımda benimle bakışan paralara baktım. Ilk haftanın hasılatı...

NİSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin