1

31.5K 936 85
                                    

Bavulunu kapının önüne bırakmış, onlar gelmeden gitmesi gerektiğini kendine yeniden ve yeniden hatırlatarak içeri girmişti.

Burdan ayrılacak olmak...

Parmaklarını piyanonun tuşları üstünde gezdirip mikrafonları koydukları masaya doğru ilerledi. Burası bir tek salonu ve amerikan mutfağı olan küçük bir evdi, onlar bulana kadar. İlk zamanlar okul çıkışlarında vakit geçirdikleri, prova yaptıkları sakin, boş, başka kimsenin aklına gelmeyecek bir alandan ibaretti ama sonra yavaş yavaş her biri kendisine ait olan şeyleri eve de yansıtmaya başlamıştı.

Burası artık öylesine boş bir ev olma kategorisinden çıkmış, yuva haline gelmişti.

Jungkook yavaşça kendisine ait olan mikrofonu alarak açma kapama tuşuyla oynadı durdu. Okulda konser vermek için idareden izin almak uğruna yaptıkları anlamsız şeyleri bile özleyecekti.

Aslında buraya geliş amacı şu ana kadar çektikleri saçma sapan fotoğrafların, videoların, kendilerine ait olan ve coverını yaptıkları şarkıların bir kopyasını almak ve Jimin'in geçen hafta kaybettiği ve Jungkook'un bu sabah bulduğu müzik çalarını getirmekti. Ama bu evde attığı son adımları içinde bir yerleri acıttığından, yerinden kımıldamak istemiyordu.

Not bırakmalı mıydı? Böyle aniden, hiç bir şey söylemeden gittiği için... Onu affedebilirler miydi?

15 dakika içinde istediği kopyaların tümünü aldıktan sonra bilgisayarı kapattı ve çekmeceleri karıştırarak bir kağıt ve kalem buldu. Bulduğu kağıdın arkasında kocaman ve çirkin suratlı bir çöp adam çiziliydi. Genç oğlan gülümsedi, bu Taehyung'a aitti. İki gün önce kavga ettiği adamı onlara göstermek için çizip dakikalarca nasıl mükemmel dövüştüğünden bahsetmişti.

Hemen o kağıdı yerine geri bırakıp başka temiz bir kağıt aldı. Şu an düzgün düşünemiyordu bile, ne yazacaktı?

Ben gidiyorum, üzgünüm. Gerçekten, çok üzgünüm.

Bir kaç basit cümle daha yazmaya hazırlanıyordu ki cebindeki telefon tekrar titreşti. Bugün onu defalarca arayanlar değildi bu sefer.

Telefonu hemen açtı. "Hyung?"

"Uçağın 2 saat sonra. Kaçırırsan neler olcağını tahmin edebilirsin umarım."

Ve o bip-bip sesi. Jungkook güldü. Ne beklemişti ki? İyi uçuşlar dileyeceğini falan mı? Öz abisi olmasına rağmen hayatını cehenneme çeviren de, burdan ayrılmasına sebep olan da, ondan ölesiye nefret eden de oydu. Kendi yanına çağırmış olması, ona daha fazla eziyet etmek istemesini belirtmesinin değişik bir yoluydu sadece.

Bir anda yapıyor olduğu şeyden vazgeçti ve yazdıklarının üstünü tek çizgiyle çizip kağıdı buruşturarak çöp kutusuna fırlattı. Diğerleri okuldan çıkmış olmalıydı, uçağa yetişmesi gerekiyordu... Onlara görünmek istemiyordu.

Aceleyle cebindeki müzik çaları masanın üstüne bırakıp evden çıkarken farketmediği şey, kağıdın çöp kutusunun kenarından sekip orta yere düşmüş olmasıydı.

bangtan || jeon jung kookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin