12. Bölüm: ''Çok tırsıyorum.''

22.3K 1.4K 297
                                    

Multimedya >>>> Yeliz. (Arya'nın değimiyle sarı yelloz ya da sarı kelkeloz fsdjfd)


''Arya gelsene buraya.''diye bağırdı Ediz. Yavaş yavaş Edizlerin yanına gitmeye başladım. Adamlardan biri rehineleri tutuyordu, diğer ikisi parayı torbaya koyuyordu. Ulan nerde buranın policesi?! Police yok mu?! police bey!

Yavaş yavaş ilerlerken siren sesleri duyuldu. Sonunda geliyorlar. İnşallah kameramanarda gelir. Televizyona çıkarım gıı.

Rehinelere bakan adam beni farketti ve yanıma geldi. Silahı bana doğru tuttu. Aha şimdi çok fena sıçtım. Sıçmığımla 10 kişilik kat kat, şekilli pasta çıkacak.

Adam silahı bana doğru tutarak;

''Get down.''diye götünü yırtarcasına bağırdı.

''Anlamıyorum manyak.''dedim. Adam silahı anlıma tutmuş bana bakıyordu.

''Get down.''

''Ne diyorsun değişik?''dedim. Etrafıma bakındım.

''Biri şunu çevirsin.'' Siren sesleri çoğaldı. Bir gelemedi bunlarda. Buranın policesi arka sokaklar gibi olay yerine yakın değil. Rıza Baba olsaydı görürdüm ben seni. Adam bırak o elindekini evlat diyerek osbir çeken çocuğu bile dize getirir.

Adam sinirle bana bir şeyler dedi ve silahı alnıma daha çok yaklaştırdı. Bizim tayfaya baktığımda Irmak ağlıyordu. Edizler ise sinirli sinirli adama bakıyordu. Adam beni kolumdan çekti ve kendine yasladı. Oha dayıyor şerefsiz. 'Kafamdaki silahı önemsemiyorsun ama adamın dayamasını önemsiyorsun. Ne deyim değişiksin Arya' dedi iç sesim Hatçe. Sanane benim değişikliğimden sanane. Abim;

''Bırak onu şerefsiz.''diye bağırdı. Abi kaşınma, seni kaşımıyacak olan benim güzelliğime olacak. Ah ah çok gençtim, güzeldim, zekiydim. Daha birçok şey yapacaktım. Abimi çorapla uyandırıp, Ediz'in yemeğine solucan koyup, sarı yellozun cebine un koyup polise şikayet edicektim...

Parayı dolduran adamlar çuvalı aldı ve rehinelere silahı tutarak geri geri uzaklaşmaya başladı. Yalnız o haraketi ben yapsam kesin düşerim. Adamdaki coolluğa bak. Bir hırsız bile benden daha cool. İçimden ağıtlar yakmışken adam beni yere itti ve arkasını dönüp parayı tutan adamların yanına gitti. Polisler gelmeden tüyeceklerdi.

Ediz'e 'kafalarını koparam şu kafirlerin' diye baktığımda anlamış olacak ki kafa salladı.

"Allah Allah." deyip arkası dönük adamların birinin üste çıktım. Adam beni döndürmeye ve küfür etmeye başladı. Silkeliyordu... Ama adamın boynuna kuala gibi sarıldığımdan düşmezdim.

Diğer adamları abim ve Ediz halletmişti. Kahraman olmuştuk.

'New yorktaki banka soygununu çılgın Türkler engelledi' diye televizyona çakacağız. Ünlü olacağım leyn. Türkiyedekiler bu haberi gördüğünde balkona bayrak asan amca gibi bayrakları çıkarıp gururla 'as bayrakları as as' diyeceklerdir.

Polisler geldiler ve içeri girdiler. Abimle Ediz'in haşladığı çocukları aldılar.

Yalnız adam hala beni silkeliyor.

''Ulan gavat ne silkeleyip duruyorsun?! Fadime teyzenin halısına döndüm.'' Adamın elinde silah, sırtında ben vardım. Ve 9.9 şiddetinde silkeleniyordum. Bu nasıl bir ekşın ya. Resmen halı gibi silkelendim. Ulan düşmüyorum işte pes et.

Policeler adamın üstünde ben olduğum için ateş filan etmiyorlardı. Ne düşünceli policeler.. Bunlara polis demiyorum çünkü polis Türkiye'de. Bunlar Amerika'nın polisi olduğundan ve arabalarında POLİCE yazdığı için onlara police diyordum.

New York'a Giden Çılgın TürkWhere stories live. Discover now