Derin eve girdikten sonra Kevin da girdi. Derin hiçbir şey söylemeden Pamir'in odasına ilerledi. Oğlunu kucağından indirip  "Burada oyna bebeğim." diyerek saçlarına  öpücük kondurdu.

Odadan çıkıp salona ilerlediğinde Kevin'ın onu beklediğini gördü. Gözlerini sinirle Kevin'a dikti. "Amacın ne senin?" diye sordu sakin olmaya çalıştığı sesiyle.

"Bir amacım olduğunu sanmıyorum. Herkesin öğrenmesi gerektiğini düşündüm. Oğluna olan sevgini." Son cümleyi vurgulayarak söylemişti.

Derin tepinmemek için kendini zor tuttu. "İstediğin bu mu Kevin?" dedi sinirle. "Senden uzaklaşmam, çocuklar dışında iletişim kurmamak mı? Ya da ayrılmak mı?"

Kevin son cümleyle gözlerini sevdiği kadının yüzüne çevirdi. "Ayrılmak istemiyorum." 

Derin iç geçirdi. Madem istediği bu değildi neden böyle davranıyordu? "Bir daha sakın beni insanların içinde küçük düşürme." dedi dişlerinin arasından. Bunu bir daha yaparsa oğlunu da alır giderdi. Odadan çıkarken Kevin kolunu tuttu.

"Barışmayacak mıyız?" diye sordu.

Derin bir süre ona baktıktan sonra başını iki yana salladı. "Belki de böyle olmamız daha iyidir Kevin." diyerek odadan ayrıldı.

***

Jane heyecanla bir şeyler için uğraşan arkadaşına bakarken gülümsedi. "Mila'yı kendi kızı gibi seviyor." dediğinde John başını salladı.

"Bir de kardeşimi eşi gibi sevseydi." dediğinde Jane gözlerini devirdi. 

"Neden ailece onun üstüne gidiyorsunuz ki?" 

John omuz silkti. "Kevin'ın yeniden mutsuz olduğunu gördüğümüz için olabilir mi?" 

Jane iç geçirdi. "Mila'nın birinci yaş gününü Derin organize etti. Her şey en küçük ayrıntısına kadar düşünülmüş baksana." 

John alayla baktı karısına. "Göz boyamayı iyi biliyor." 

Jane inanamayarak baktı John'a. "Arkadaşım hakkında böyle konuşamazsın." 

"Pekala konuşmuyorum."

***

Derin Mila uyanınca her şeyin hazır olması gerektiğini düşünerek acele etmeye çalışırken bir yandan da saatine bakıyordu. Mila her an uyanabilirdi artık. Masaya son bir kez baktıktan sonra her şeyin tamam olduğunu görünce derin bir nefes aldı. Artık tek gereken şey Mila'nın uyanmasıydı.

Jane'nin yanına doğru ilerlerken Kevin ile karşı karşıya kalınca ne yapacağını bilemez bir şekilde kalakaldı. Herkesin onları izlediğine emindi. Ürkek bakışlarla bakışlarını Kevin'ın bakışlarına çevirdi. Aylardır arası bozuk olduğu kocasına. Bir adım yana atınca Kevin kolundan tutup kulağına "Boşanma davası ha?" dedi alayla. Derin tokat yemiş gibi bir ifadeyle ona baktı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Herkesin içinde bunu konuşmak istemiyordu. O sırada Melanie'nin "Mila uyandı." diyerek Mila ile odaya girmesini büyük bir şans olarak değerlendirdi.

Herkes masanın başına toplandığında  Mila'ya mumu üfletmek için bir yol denedi. Ama minik Mila bunu beceremedi bir türlü. Olaydan sıkılan Kevin mumu üfleyince herkes alkışladı.

Müzik çalarken herkes Pamir ve Mila ile oynarken Derin pastayı kesmekle meşguldü. O sırada Kevin yanına gelip "Bir açıklama yapmayacak mısın?" diye sordu sıkılmış bir sesle.

Gün içinde bu kadar cümle duymak ne mümkündü kocasından! Şimdi yeniden konuşuyordu. Derin ona bakmadan "Açıklayacağım ama şimdi olmaz Kevin." dediğinde Kevin'ın iç geçirme sesini duydu. Derin bıçağı masaya bırakıp arkasına dönünce Kevin ile arasında çok küçük bir fark olduğunu gördü. Bu yakınlığın şaşkınlığıyla bir süre bir şey söyleyemese de sonra "Lütfen Kevin, şu parti bitsin sana anlatacağım." dedi yalvaran bir ses tonuyla. Kevin kısık gözlerle ona baktı bir süre. Sonra başını sallayarak gitti. Derin işine geri döndü ama kafası karışmıştı. Ne yapacağını şaşırmıştı bir anda. O kadar uzun zamandır konuşmuyorlardı ki... Ve Kevin bu zaman diliminde hiç bu kadar yakınında olmamıştı. Hiç!

Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz