13.Bölüm: Gerçekler

13K 704 168
                                    

Kapak için Zombie Photoshop'a teşekkürler.
Son Bölümden
İşte şuan, dönüm noktalarımın birine gelmiş bulunmaktaydım. Emre, beni abime bile söylerdi...

Şimdiki Bölümden
Şuan da Emreyi takacak durumum yoktu. Melih'e dönüp,
"Ne yapıyorsun sen?" dedim ve Melih'i ittim. "Bilmiyorum." diyerek ona sarılan Seren'i ittirdi.
"Seren ne oluyor kendine gel." dedi Melih. Seren de Melih'e bakarak gülümsedi. O sırada beynime kan sıçradı, Seren'i tutup,
"Sorunun mu var Seren, kendine gel." diyerek sarsdım. Öyle bir bağırmıştım ki etraftakiler bize bakıyordu. Beyni kafasının içinde kaybolan Seren de, beni tutarak karşılık verdi ve üzerime yürümeye başladı. Ordan Melih,
"Hop kızlar." dedi ve Sereni itti. Melih'e dönerek,
"Sakın bana karışma." diye bağırdım ve Serene tekme atarak oradan uzaklaştım ama arkamdan Melih'in geldiğine emindim. Arkamı dönüp,
"Melih yeter! Bir rahat bırak, bir sinirimi çıkarıyım." dedim. Melih beni tutarak,
"Ne bu atarın?" dedi. Beni anlaması tabii ki zordu.
"Ne mi? Seren ile orada karşılaşmamız tesadüf değildi. Kandırdın değil mi beni." diyerek ittim. Melih benden böyle bir hamle beklemiyormuşcasına irkildi. Ellerimi tutarak,
"Saçmalıyosun." dedi ve devam etti "Sakinleşmelisin."
"Saçmalamıyorum orada o saatte Seren, Emre ve Nazlı'nın ne işi vardı? Ah tabii başta anlamalıydım. Oyun oynadın benimle." dedim ve yürümeye başladım ama sinirden ters istikamete yürüyordum.
"Yanlış yoldan gidiyorsun." diye bağırdı Melih.
"Sen de." dedim ve bozmadan yürümeye devam ettim. Ters istikametten yürüdüğüm için takıcının önünden geçtim, Nazlı ve Emre dondurma yiyiyorlardı arkalarında da Seren gözleri yaşlı bir şekilde duruyordu. Dik durarak önlerinden geçtim beni gören Nazlı, yanındakilere bir şeyler fısıldadı ardından Seren,
"Kaç, kaç sen." diye bağırdı. Ona dönerek,
"Seni kaçmadan da döverim." dedim ve arkama baktım. Melih gelmiyordu. Nedenini bilmiyorum ama Melih'in yanına gitmek için Seren'e son kez bakıp geri döndüm ve yürümeye başladım. Yürürken aklıma Melih'e dediklerim takıldı, yanımdayken telefonunu açmamıştı bile. Benim gibi habire mesaj atmıyordu, eee Melih ile oralarda olduğumuzu sadece Nisa ve Göktuğ biliyordu. Onların da söylemesi imkansızdı. Bu düşüncelerle kafamı yerkn bir taraftan da etrafıma bakıyordum ama Melih yoktu. Umutsuz bir şekilde eve kadar yürüdüm.
...

Siyah çantamda, anahtarımı bulmak için seferber oluyordum... En sonunda çantanın ağızını yere doğru eğdim ve içinden düşen anahtarı bir hışımla anahtarlığa soktum. Ellerim sinirden titriyordu. Anahtarla biraz cebelleştikten sonra kapıyı açtım. Elimle tuttuğum çantayı ve anahtarı hole doğru fırlattım. Kapıyı sertçe kapayarak odama koştum... Bir elimle yastığı, bir elimle de yumruğumu sıkıyordum. Emre, günümü mahfetmişti. En önemlisi de ona bunu kimin söylediğiydi... Zaten Melih'e sinirliydim... Sıktığım yastığı bıraktım ve aynanın karşısına geçtim. Önüme gelen sarı saçlarımı kulağımın arkasına ittikten sonra ellerimi belime koydum. Kafamı tavana doğru kaldırdım.
"Bir,iki,üç,dört,beş..." Sakinleşene kadar sayı sayacaktım. Sonra neden sayı saydığımı unutup hayatıma kaldığım yerden devam edebilecektim.
"Seksen bir, seksen iki, seksen üç geçmiyor sinirim. Seksen dört, seksen beş, seksen altı sıkıldım artık... Seksen yedi..." Artık yorulup ağızımı kıpırdatmadan söylemeye başladım. Odamın fıstık yeşili duvarı bana bakıyordu...
Avucumla başımı ovalarken bir yandan da sayı saymaya devam ediyordum. İyice alışkanlık olmuştu bu durum... Telefonumun titremesiyle,
"İkiyüz on." diyerek masada duran telefonumu elime aldım. Göktuğ mesaj atmıştı.

Gönderen: Göktuğ
Emre?
Gözlerimi ovuşturarak telefon klavyesine yöneldim.

Gönderen: Ben
Nazlı ayarladı herşeyi, bence. Ama Nazlı bizim Melih ile nereye gittiğimizi nereden biliyordu.

Nazlıya sinirliydim. İyi niyetimizi suistimal etmek istiyorsa, istediği cevabı vermesinide iyi bilirdik... Sinirlerim yine yumruğumu sıkma derecesine gelince telefonu masaya bıraktım ve odanın içinde yürümeye başladım. Güvendiğim, sevdiğim, saydığım herkes neden böyle defolu çıkmak zorunda anlayamıyorum ki...
Telefondan titreme sesleri gelince usulca telefonuma yöneldim. Üçlü grubumuz Whatsapp'da şuan aktifti. Hatta gündem çok farklıydı. Range Rover'in fiyatlarını tartışıyordu Nisa ile Göktuğ... Olaya bir el atarak, gündemi "Nazlı ve ihanetleri" konusuna getirmeye çalıştım.

AŞK ŞİŞESİWhere stories live. Discover now