Kaçış

725 25 5
                                    

İyi şeyler bana uğramazdı,bunu biliyordum.Bunu kendimi bildiğimden beri ufakta olsa sorunlarla boğuştuğumdan söylemiyorum ya da huzurlu birkaç geceyi unutturacak kadar çok acı çektiğimden değil.

Bana iyi niyet uğramıyordu.

Pesimist gibi görünüyorum belki ama değilim;gerçekçiyim.Küçük yalanlarla kendimi ve başkalarını uyutmak istememem,insanlar tarafından kötümser,umutsuz ve depresif damagalarının yapıştırılmasına sebeb oluyordu.
Beni uzun zamandır bırakmış olan iyi şeyleri aramıyordum bile.(Bu da kötü hissettiren acımasız bir gerçekti.)
Çünkü hangi sorun bitti desem yerine,yenisi ekleniyordu.Alışmıştım işte.Anahtar kelime buydu.Ben savaşmaya,üzülmeye ve acılara boğulmaya alışmıştım.

Şuan üzerine atladığım herifin beni tek hamlede yere sereceğini bilsemde inatla,savaşıyordum.Zaten alışılmışlığın dışına çıkmak her insansın harcı değildi.

Fiziksel acılara dayanıklıydım.Bunun sebebini küçükken düştüğümde benimle dalga geçip deli gibi gülenlere inat benimde acımı unutup onlara katılmama bağlardım.

Ta küçükken öğretmişti hayat,acılara rağmen gülünebileceğini.

Fiziksel olarak güçlü görünmek veya güçlüymüş gibi davranmak,benim en büyük sığınağımdı.Beni ve sevdiklerimi tehlikeye atan bu adama da gösterecektim.

Ben güçlüydüm.

Sımsıkı kapatıp yumruk haline getirdiğim elimi,yüzünün sağ tarafına yapıştırdığımda bile bu kelime beynimde dönüyordu.

Hamlem onu hazırlıksız yakalamış olacakki sol elimle attığım yumruktanda kaçamamıştı.İçten içe kendimi tebrik etsemde,zamanımın kıtlığından hızla harekete geçmem gerektiğini kendime anımsatıp,arkamı dönüp koşmaya başladım.

Vay canına!Aksiyon filmlerinde ki kötü adamları deviren şu siyah deri taytlı kızların aksiyonunu parmak uçlarıma kadar hissetmek...Adrelanin vücudumda gezerken deli gibi koşuyor,etrafımdaki her şey hızımdan silinip,sessizleşiyordu.Kalbim deli gibi atıyordu ve bacaklarım iflas etmeye hazır gibiydi ama ben yorulmuş gibi değildim.Aksine,hayatım ve sevdiklerim için onlarca kat acıyla başa çıkabilirdim.

Bu anormal koşuşum birinin arkamdan saçımı sertç çekmesi ve beni durdurmasıyla sona erdi.
Acıyla yüzünü buruşturup,birkaç telden fazlasının koptuğuna inandığım,saçlarıma gitti elim.

"Ahhh!!"

"Evet aynen böyle." diyerek güldü Tamer."Şu acı dolu sesinin benim ne kadar hoşuma gittiğini bir bilsen."

Saçımı iyice geriye çekip dizlerimin üstüne çökmemi sağladı.Siyah gözleri gözlerimle buluşunca,korkudan olduğum yere sinmemek için kendimi zor tuttum.Öyle saf bir nefret vardı ki gözlerinde,bu adamın daha önce neden kafama sıkmadığını açıklıyordu.Nefreti benim acı çekmemi istiyordu.İçini kemiren bu his onu öyle ele geçirmişti ki,sadece benim acılarım bu hissi küllendirirdi.

"Kaçman,bağırman,savaşman..." dedi başını iki yana sallayarak."Sadece yaptığım şeyi daha zevkli hale getiriyor."

"Seni hasta piç." deyip yüzüne tükürdüm.

Kendimi en kısa yoldan nasıl öldürtebilirim ders 1.

Çenesinde ki kas seğirmişti.Boştaki elini yüzüne götürüp,sildi.Bakışları bana döndüğünde hata yaptığımı görüyordum ve bu hatanın hem benim hemde diğerlerinin hayatlarını etkileyebilirdi.

Bana o ölümcül bakışlarını atmayı kestikten sonra yine saçımdan çekerek ayağa kaldırdı.Canım acımıştı ama sesimi çıkarmadım.Beni saçlarımdan çekerek adeta sürüklerken yine sesimi çıkarmamıştım.Sırf iki tel saçım acıyor diye bağırarak onu sevindirezdim.Hem ne olmuş acıyorsa?Ben bundan daha beterlerine katlanmıştım.

YasaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin