Lavinia

6.2K 108 2
                                    

"Cansu...Cansu..."

Yanıbaşımdan gelen müzik gibi fısıldamaydı bu.Konuşanın kim olduğunu çıkaramıyor,sadece bu mükemmel sesin beni okşamasına izin veriyordum.

Cennete gideceğimi hiç düşünmezdim ama hiçbir zebaninin sesi böyle olamazdı herhalde.Olsa olsa bir melekti bu konuşan.

Melek,bana bir şeyler daha söylüyor ama ne olduğunu anlayamıyordum.Daha doğrusu sadece kurduğu cümlelerin içinden kendi adımı çıkarabiliyordum.

Yüzüme gelen sert bir darbe indi.Melek ne yapıyordu?

Bir darbe daha geldi ve yüzümden akan soğuk bir sıvıyı hissettim.

Biri şu meleğe canımın yandığını söyleyebilir mi?!

Son bir sert darbeyi daha yüzümde hissedince kendime geldim ve gözlerimi yavaşca açtım.

Ölmemiştim.

Gözlerimi açtığımda karşımda bulduğum yüz Kerem'indi.Yüzü yüzüme yakın,kaşlarını çatmış, endişeli gözlerle bana bakıyordu.

"İyi misin?Çığlığını duyup buraya geldiğim zaman,baygın haldeydin."

Ben sadece ölmemek için yalvaran beynimin sesini ve beni vurmak için karşımda dikilen o silueti hatırlıyordum.Sonrası...Sonrası karanlıktı.Beni içine çeken karanlık bir girdap.Öyleydi ki,öldüğümü zannetmiş hatta cennete gittiğimi düşünmüştüm.Şimdi bile kafam ağır geliyor,kaldırabilecek gibi hissetmiyordum.

Ben cevap vermeyince Kerem'in gözlerindeki endişe bulutlarının daha da fazlalaştığını gördüm.

"Kalkabilecek misin?" diye sordu.

Kalkabilecek miyim?

Şu anda kafam bana bin ton ağırlığında gelsede sırtım demir kapıya yaslanık duramazdım.

Başımı'evet' der gibi sallayınca elini uzattı.Şöyle bir eline baktım ve elimi uzatıp elini tuttum.

Beni elimden çekerek ayağa kaldırdı.Bedenlerimiz birbirine değecek kadar yakındık şimdi.

"Neler oldu?" diye fısıldadı.Nefesi yüzüme çarpmıştı.

Ne diyecektim ki?Birinin beni öldürmeye çalıştığını ve az önce ölüme ne kadar yaklaştığımı mı?Buraya neden geldiğimi hiç mi sormayacaktı?Ben de ona Emir'le olan fotoğrafımızı gösterip işte beni bunla tehtit ediyor mu demeliyim?

Belki de hata yapıyorum ama söyleyemem.Kimseye.

Doğru kelimeleri aramaya çalıştım ama bulamadım.Yaşadığım korku ve heyecan beynimi durdurmuş,hareketlerimi kısıtlamıştı sanki.

"Hiç..." sesim boğuk çıkınca boğazımı temizleyip devam ettim:

"Hiçbir sey olmadı.Iyiyim ben."

Kaşlarını bu sözüme karşı çatıp,gözlerini yüzümde gezdirdi.Yüzümde yalan,korku ve endişe arıyordu.

"Iyiyim diyorsun ama sesin ve görünüşün tam tersini söylüyor."

Söyleyecek ve yapacak hiçbir şeyim yoktu.Yaşadığım her şey benim cılız omuzlarıma yüklenmiş,kaderimin bana göstereceklerini bekliyordum.Herzaman yalnız hissetmiştim kendimi şu dünyada ama ilk defa bu kadar yalnız hissediyordum.Yabancı bir ülkenin toprakları da tek başıma kalmış,başkalarının asla anlayamayacağı bir dilden konuşuyordum.Böylesine çaresizlik benim kaldırabileceğimden fazlaydı.Kaldıramıyordum işte.Tüm bunlar bana fazla geliyor,dibe çekiyordu.

YasaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin