Hayranlık

17.4K 169 2
                                    

Not:Merhaba.Uzun zamandır bir şeyler yazmak istiyordum ve aklıma değişik bir kurgu gelince yazmaya başladım.Amacım sadece yazmak.Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.(medyada ki Cansu)
-Buse
####

Adam uzun boyluydu ve spor salonunda  çokca vakit geçirdiğini gösteren yapılı bir vücuda sahipti.Benim saç rengimi andıran kumral saçlar dağılmıştı.Kahverengi gözleri ilgisizce beni izliyordu.Elini uzattı ve "Ben Emir" dedi kısaca.
Imm etkileyici ses...
Kafamda ki aptal düşünceleri yollamak istercesine hafifçe sağa sola sallayıp ben de elini tutup sıktım.
"Cansu" dedim onu aratmayan soğuk sesimle.
Nazlı'ya dönüp:
"Müsadenizle,benim ders çalışmam gerek.Tekrar tanıştığımıza memnun oldum" dedim.
Mavi gözleri anlayışla parladı ve ben cevabını beklemeden odama gidip kapıyı kapattım.
Arkadaşlardan gelen mesajları cevapladıktan sonra masama oturup kitaplarıma gömüldüm.

###

Sabah annemin kahvaltıya çağırmasıyla uyandım.Günlerden pazardı ve annem benim de sofrada olmamı isterdi.Gece geç vakte kadar çalışmış,masada uyumadan son anda kendimi yatağa atıp uyumuştum.
Ellimi yüzümü yıkadıktan sonra dolaptan siyah dar bir pantolonla siyah kazağımı çıkarıp giydim.Ayna karşına geçip saçlarımı taradım ve dudaklarıma hafif pembe rujumu sürüp odamdan çıktım.Sabah sabah bu hazırlığım dışarı çıkacak olduğum içindi.Didem ve Berkay'ın gönlünü almam gerekiyordu.
Mutfağa girdiğimde annem ve Nazlı'nın harika bir kahvaltı hazırladığını gördüm.Babam ve Emir masada karşılıklı oturmuş hararetli bir şeyler konuşuyorlardı.
"Günaydın millet" deyip babamın yanında ki sandalyeye oturdum.Babam yanına oturduğumu farkedince bana dönüp yanağımı öptü.
"Günaydın prensesim,yine giymişsin üniformanı" deyip parmağıyla siyah kotum ve kazağımı işaret etti.Babam her zaman benim gibi bir genç kızın renkli şeyler giymesi gerektiğiyle ilgili nutuk çeker ve bende siyaha olan tutkumu sonuna kadar savunurdum.Bugün  siyahı babama karşı savunacak durumda değildim.

Hafifçe gülümseyerek: "Konu tartışmaya kapalı " dedim.
Sanırım bugün o da benimle uğraşmak istemiyordu.
Gözlerini devirip Emir'le yaptığı sohbete geri döndü.

"O lise gerçekten iyidir.Sevindim senin adına.Cansu da oradan mezun oldu geçen sene" dedi babam hızlı hızlı.
Lise mi ?

Emir'in gözleri şimdi benim üzerimdeydi ve dünkü gibi ilgisizce bakmıyordu.Şaşırsam da soran gözlerle babama baktım.
"Emir,beden eğitimi öğretmeni.Buraya gelnelerinin sebebi de bu.Tayinleri çıkmış buraya"diye açıklama getirdi babam.
Cevap vermeme fırsat kalmadan annemler çayı da masaya koyup yerlerini aldılar.Masada herkes kahvaltısını ederken aynı zamanda sohbet ediyor,görüşmedikleri o uzun zaman diliminde neler yaptıkları anlatıyorlardı.Konuşmalarla ilgilenmeyip önümdekileri didiklemeye devam ettim.Üstümde bir çift gözün ağırlığını hissedince kafamı kaldırmamla
Emir'i dudaklarında ki alaycı gülümseme ile beni izlerken buldum.Ben de ona gülümsedim.Sanırım masada hiç konuşmamış olan bizdik ve onun da buna güldüğü belliydi.Kafamı tekrar tabağıma eydiğim sırada Nazlı'nın sorusuyla yüzümde ki gülümseme silindi:

"Cansucum bir trafik kazası geçirmişsin sanırım,çok üzüldüm duyunca." dedi ve anneme dönüp devam etti "Çok geçmiş olsun Yeşim Abla,çok olmadı bende öğreneli."
Annemin yüzü allak bullak olmuştu.Bu konu ne zaman açılsa yüzü beyazlıyordu.Ölüme yaşamdan daha yakın olduğum zamanları hatırlamak benimde hoşuma gitmiyordu.Annemin konuşmasına fırsat vermeden konuşmaya başladım:
"Teşekkür ederim ama" boğazımı temizledim"Evde bu konuyu konuşmuyoruz.Iyi şeyleri hatırtlatmıyor."
Nazlı bu çıkışıma bozulsada belli etmedi.
"Haklısın canım senin için zor olmalı.Sonuçta bir seneni kaybettin bu kaza yüzünden" dedi üzgün bir sesle.
Sözler üzgün çıkıyor ama gözlerde ki o bakış canımın yanması için söylediğinin kanıtı.Kaltak!

"18 yaşında zaman kayıp gibi gelmiyor Nazlı abla" dedim abla kelimesini vurgulayarak.Gözleri sinirle parladı ama hiçbir şey demeden gülümseyip annemle sohbetine devam etti.
Kafamı sallayarak elimdeki çatalı tabağıma bıraktım.Güne mükemmel bir başlangıçtı dogrusu.Masadan kalkıp tabağımı lavobaya bıraktım.
"Anne ben çıkıyorum.Aksama doğru gelirim." dedim mutfaktan çıkarken.
"Kız dur bir dakika.Bak Emir'in alması gereken spor malzemeleri varmış.Bildiğin bir yer varsa götürüver" diye seslendi annem.İç geçirip mutfağa döndüm.Kafamı kapıdan uzatıp:
"Bildiğim bir yer var,götürebilirim" dedim.
Emir bana şöyle bir baktı ve : "Tamam,çıkalım ozaman" dedi ve sandalyesini ittirip masadan kalktı.Nazlı'nın yanından geçerken Nazlı kolunu tutunca ona döndü.Soru sorar gibi tek kaşını kaldırdı.
"Hayatım ben de geleyim,yalnız dönme" dedi Nazlı hala kolunu tutarken.
Emir kolunu yavaşça ondan çekti.
"Istemez,hemen halleder dönerim" dedi ve daha fazla konuşmasına fırsat vermeden onlar için hazırladığımız odaya doğru yol aldı.Nazlı'nın öfkeli gözleri bana döndü ve uyarı bakışları attıktan sonra ayağa kalkıp masayı toplamaya başladı.
Pekala,kadın kocasını kıskanıyordu.
Odama girip kırmızı ceketimi aldım ve kapıda beni bekleyen Emir'e doğru yürüdüm.O da benim gibi siyahlar içindeydi ve sanırım siyahın kendisine yakıştığının farkındaydı.Gözleri her hareketimi kaçırmadan izliyordu;siyah botumu giyişimi,telefonu cebime sıkıştırışımı...
Asansörü çağırdım ve sinir bozucu sesiyle durmasını bekledim.Bilerek ona dikkat etmiyor,yanımda yokmuş gibi davranıyordum.Hoş,o da aynısını yapıyordu.
Asansöre bindigimizde sordu:
"Nasıl gidelim?"
Zeka özürlü olduğumu vurgulamak ister gibi "Nasıl,Nasıl gidelim?" diye sordum.
İç geçirdi.
"Arabayla mı gidelim yoksa yürüyerek mi ?"
Spor malzemeleri satan mağaza uzaktı,arabayla gitmek en mantıklısıydı.
"Arabayla gidelim." dedim.Başıyla onay verdiği sırada zemin kata gelmiştik.Asansörün kapıları açıldı ve dışarı çıktık.Apartmandan çıktığımız da oturduğumuz sitenin park yerine doğru ilerliyorduk.O önden gidiyor ben onu izliyordum.Gerçekten izliyordum.
Utanç vericiydi ama gözlerim geniş omuzlarından kaslı kollarına kadar her yerinde gezindi.O kadar incelemeye dalmıştım ki durduğunu farketmemiştim.

"Eğer beni incelemen bittiyse" dedi alayla, bana dönerken.Elinde ki küçük şeye bastı ve yanımdaki arabanın kapılarının açıldığını belli eden 'tık' sesi duyuldu.Onu izlediğimi farkettigini ima etmişti.
İma etmedi salak!Bas bayağı adam incelemen bittiyse dedi!
Yanaklarım utançla kızarırken o bana aldırmayarak siyah Golf'ün sürücü koltuğuna geçti.Ne kadar sinir bozucu adam bu be!
Hem kendime hem ona içimden homurdanırken arabanın kapısını açıp yanındaki koltuğa kuruldum.Hiçbir şey demeden arabayı çalıştırdı ve otoparktan çıktı

####

Kısa yolculuğumuz benim yol tariflerim dışında sessiz geçmişti.Yabancı birinin arabasına binmemiştim uzun zamandır.Kazadan beri ilk.Allahtan arabayı yavaş ve dikkatli kullanmıştı.Kafam dağılsın diye Berkayla mesajlaşmış,meydanda ki AVM de buluşmayı önermiştim.Mağazanın önünde durduğumuz da telefonu cebime koyup işaret parmağımı uzatarak :
"İşte burası" dedim.
Kafasını yavaşça eğdi ve benim gösterdiğim yere baktı.
Sıkıntıyla iç geçirdi.
"Kapalı burası" dedi.
"Pazar günü kapalı olması çok normal" diye homurdandım.
"Yarına kadar bu işleri halletmem gerekiyor."dedi tekrar sıkıntıyla iç geçirerek.
"Olumsuz davranıp yaşam enerjimi tüketme şimdi AVM'ye gider,bir şeyler buluruz"
Hafifçe gülüp yüzünü bana dönünce parfüm kokusu burnuma çarptı.Gözleri bu sabah ki gibiydi ; fazla yoğun.Kahve gözler önce gözlerime takıldı sonra yavaşça bakış ları dudaklarıma kaydı.Bakışları yüzümün kızarmasına sebeb olurken gözlerini üzerimden çekip beni tam anlamıyla etkisiz hala getirecek şeyi söyledi:
"Sabah dikattle incelemenin borcunu almış oldum"

YasaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin