İlk Ders

11.4K 148 5
                                    

Elimde ki not yere düştü.Korkudan ve acıdan gözlerim yaşla dolmuştu.

Hayır!Ben kimseyi öldürmedim!

Bir damla yaş gözlerimden kurtulup dudağıma düştü.Olanlar benim suçumdum,evet ama ben kimseyi öldürmemiştim.Böyle olsun istemedim.
Aslı'nın ve Fırat'ın gülen yüzleri geldi aklıma.İkisi de hayat dolu,önlerinde onları bekleyen mükemmel geleceğe hazırlanmıştı.O uğursuz gece olmasaydı belki de şimdi üniversiteye başlayacaklardı.
Boğazımdan bir hıçkırık kaçtı.Gözlerim yaşla dolmuş,görmemi engelliyordu.Gözlerimi sım sıkı kapattım ve gözlerime dolan göz yaşlarının  yanaklarımı ıslatmasına izin verdim.

Olayın üzerinden üç ay geçmişti.Neden şimdi-ben her şeyi geride bırakmışken-bana bunu yapıyorlardı?Nota  göre yazan kişi karşıma dikilecekti.
Korkuyla büzülüp,daha çok ağlamaya başladım.

Bana zarar verecek!

Notu birilerine göstermeyliydim.Eğer aileme bu notu gösterirsem polise giderlerdi.Peki ya bu not sadece bir aptalın küçük şakasıysa?

Aileme söylemeyecektim.

Peki,Berkay?

Berkay'a söylesem,delirir bu saçma şehirde notu yazanı bulmak için her türlü belaya bulaşırdı.

Berkay'da olmaz.

O zaman tek başıma durmalıydım.Güçlü durup,geçmişle yüzleşmeli ve hesapları kapatmalıydım.Tüm bunlardan artık sıkılmıştım.

Geçmişin hayaletlerinden korkmuyorum!

Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip ayağa kalktım.Notu yerden alıp lavobonun üstüne koydum ve sıcak bir duş almak için duşakabine girdim.

Duştan çıktığımda kendimi biraz daha rahatlamış hissediyordum.Dolabımdan kot sort ve bol bir tişört alıp iç çamaşırlarımın üstüne geçirdim.Tam yatağa yatacakken telefonumun zil sesi duyuldu.Telefonu çalışma masamın üzerinden alıp ekrana baktığımda arayanın Berkay olduğunu gördüm.Aramayı cevapladım.

"Bu akşam dışarı çıkmaya ne dersin fıstık?" dedi herzaman ki gibi hiçbir giriş cümlesi kurmadan.

Dışarı çıkacak havam yoktu.

"Hiç canım istemiyor Berkay.Yorgunum"

"Sen iyi misin?" diye sordu şüpheli bir sesle.

"İyiyim merak etme.Sadece yorgunum" dedim.

"Peki ama yarın da gelmezsen seni zorla götürürüm"diye tehtit etti.

Küçük bir kahkaha attıktan sonra:

"Peki.Yarın geleceğim.Şimdi kapatmam gerek" dedim.

"Tamam güzelim kendine dikkat et.Seni seviyorum"dedi ve telefonu kapattı.

Uzun süre öylece elimdeki telefonuma baktım.Ne yapıyordum ben sahi?Şu son birkaç gün de ne yaptığımı biliyor muydum?Beni seven birini üzmek pahasına Emir'e karşı kalbimin ritmini durdurmuyordum.Berkay,dün onunla bu kadar samimi bir şekilde dans ettiğimi görse ya da duysa ne cevap verirdim bilmiyordum.
Sonuçta Emir benim hiçbir şeyim değildi.Uzaktan bir kuzenin kocasıydı okadar.Ama çekiliyordum ona işte.Bulunduğum ortamda o yokmuş gibi yapamıyor,varlığını unutamıyordum.Onun kim olduğu, benim kim oldugum,yaşı...Bunların hiçbiri önemli değildi ki benim için.Onunla geçireceğim her dakika bana yasaktı.O yasaktı.

Ben Havva'ydım,o da zehirli elmam.

Çevremde birbirine çabucak bağlanan,birbirlerini senelerdir tanıyormuş gibi kaynaşan insanları anlamaz hatta dalga geçerdim.
Ama ben de aynı şeyi hissediyordum işte.Mıknatıs misali ona çekiliyordum işte.

YasaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin