6. Bölüm

4.6K 388 130
                                    

Son 3 gündür Baekhyun ve Chanyeol'den aldığım fikir üzerine uğraşıyordum. Maalesef ki her şey istediğim gibi ilerlememişti. Tüm paramı otel için ayırmıştım. Herhangi bir şekilde bilet alacak kadar param yoktu ve babamda arabasını veya parasını vermeyi reddetmişti. Çalışmaya da vaktim yoktu. Bu da onlarla anlaşamama sebeplerimin başında geliyordu tabii ki.

Bende otostop yolunu seçmiştim bir şekilde oraya gidip Luhan'a açılmalıydım. Şu an tek sorunum Luhan'ı buna ikna etmekti.

Kapısının önünde durmuş kendimi bir haftadır görmediğim sevdiğim insanı görünce heyecanlanmamam için uyarıyordum.

Zile bassam da açan yoktu. Defalarca kez bastıktan sonra anahtarı çıkartıp kapıyı açtım. Etrafa bakındığımda kimse yoktu muhtemelen odasında olmalıydı. Kapısının önüne gelip birkaç kez seslendim. Hala ses vermeyince içeriye girmeye karar vermiştim ama elbette uyararak yoksa Luhan'ı uygunsuz bir şekilde görmek benim için çokta iyi olmazdı.

"Luhan? İçeri giriyorum bak çıplaksan bana kızma sonra!" ses verip girdiğimde Luhan'ı hala yatarken bulmuştum.

"Bu saatte ne var yine Sehun?" başını kaldırıp yüzünü gördüğümde gülümsedim. Çok özlemiştim onu. Bir insan yeni uyandığında bu şiş gözleriyle bile nasıl bu kadar güzel görünebilirdi? Beni büyülüyordu.

"Bu saat derken? Saat 16.15 Luhan!" saate bakıp yatakta oturur pozisyona geldiğinde yanına yerleştim.

Vücudundan burnuma gelen kokunun her an esiri olabilirdim. Sürekli olmuyor muydum zaten? Bu yüzden ona her fırsatta sarılıp yakınlaşıyordum. Uyuşturucu gibiydi.

"Seni özlemişim Lulu." Gözlerimi yüzünden ayırmadan söylediğimde tepki vermeden kalkmıştı. Önceden olsa benim gibi düşünmediği için içten içe üzülürdüm ama şu an anlıyordum. Kendini daha fazla bana kaptırmamak için çabalıyordu.

Luhan'ı bir şekilde ikna etmiştim. Öyle ki sadece ciddi durumlarda kullandığımız tükürük sözünü bile verdirmiştim.

Bana karşı koyamadığını artık sevimliliğime bağlamıyordum. Çünkü sebebi bundan çok farklıydı. O da vardı tabii ki ama detaydı bunlar.

Ona Seohyun'u bulmaya gidiyoruz dediğimde yüzünün aldığı ifade kendimi berbat hissettirmişti. Belli etmemeye çalışsa da üzüldüğü sadece beni kırmamak için geldiği o kadar belliydi ki. Ona son Seohyun sensin dememek için kendimi zor tutuyordum. En güzeli en özeli sensin dememek için...

****

Otobüs geldiğinde Luhan önden binip en arkadaki cam kenarı koltuğuna oturmuştu. Yanına gelerek kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Ne?"

"Cam kenarı benim!" orası benimdi.

"Hayır, benim!" omuz silkip beni görmezden geliyordu.

"Yaaa! Lulu! Oradan kalk!"

"Haaaaaayıııııırrrrr."

"İyi sen kaşındın!" Luhan'ın kucağına oturduğumda o bunu kendisi istemişti. Ben onu uyarmama rağmen kalmamıştı.

"S-sehun, ne yapıyorsun?"

"Sana benim yerim olduğunu söylemiştim." Omuz silkip daha da yerleştim.

"Saçmalama kalk kucağımdan! Otobüste bir sürü boş cam kenarı var. Başka yere otur!" başımı geriye atıp omzuna yerleştirmiştim. Ona dokunmayı temas etmeyi seviyordum. Luhan'ı hissetmek beni mutlu ediyordu.

"Kucağın çok rahatmış Lulu." Beni iteklerken ben daha da yerleşerek onun işini zorlaştırıyordum.

"Herkes bize bakıyor kalk!"

TWENTIETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin