Sevişmeme Seçeneği

23.2K 1K 118
                                    

Canlar merhaba;

Biliyorsunuz, öğlen bir mesaj atıp 100K'ya ulaşmamızı kutlamak amacıyla sürprizlerim olacağını duyurmuştum. Esasen sürpriz görselleri yayımlamak ve sizlerin hikâye, yazılışı ya da herhangi bir konuda bana soracağınız üç soruya uzun uzun yanıt vermek olacaktı. Ucunda spolier olacak olsa bile... :)

Fakat görseller bir türlü görünmedi. Biraz araştırmayla Wattpad'de görsel yayımlamak konusunda teknik bir aksaklık olduğunu ve giderilmeye çalışıldığını öğrendim. Bu nedenle de sizlere bir bölüm daha yazmak, bu şekilde teşekkür etmek istedim.

Beğenileriniz, yorumlarınız ve varlığınızla yanımda olduğunuz içinbinlerce teşekkürler. Hiçbir zaman şu noktaya geleceğimizi düşünmemiştim. Çokmutluyum, çok minnettarım. Emeği geçen herkese kocaman sevgiler, iyi kivarsınız, iyi ki varız. 

(Not: Medya Ali'yi yazdığım kısımla yüzde yüz olmasa da örtüşüyor ama sizlerle paylaşmaktaki esas sebebim bölümü yazdığım süreç boyunca aralıksız dinlemiş olmam. Umarım siz de seversiniz.) :)



ALİ

"Dilan!"

Cevap vermedi. Kumsalda salak salak onun gidişini izlediğim birkaç saniyeden sonra hızlıca bokserımla şortumu giyinip peşinde düştüm. Tahta eve girip kapıyı kapadığında birkaç saniye duraklayıp arkasından baktım. Odada tek mi yoksa başkasıyla mı kalıyor bilmiyordum. Kapıyı çalsam mı yoksa?

Hay sikeyim ya!

"Dilan!!"

Tabii ki cevap yok. Çünkü bir insan böyle delirtilir. Önce kumsalda gözlerinin içine bakıp sevişmek ve sonra çırılçıplakken terk etmek suretiyle...

Gergindim. Sonra birden tüm sinir yüklenmek için o anı beklemiş gibi tepem attı. Yaptığı fazlaydı! Kapıya yumruğumla birkaç kez vurup bağırdım.

"Dilan çık dışarı!"

"Ali, git lütfen."

Tam kapıyı tekrar yumruklamak üzereydim ki durdum. Ses tonu beklediğim gibi gergin, sinirli, huysuz ya da kızgın falan değil düpedüz çaresizdi.

"Dilan? Lütfen konuşalım, çık hadi."

Ses çıkarmadı. Tam tekrar seslenmek üzereyken kapı yavaşça aralandı ve o dar aralıktan bana baktı. Rüzgâr nedeniyle hafif hafif sallanan aydınlatma yüzünden bir saniye ışıkta diğer saniyede gölgede kalan yüzüne baktım. Ağlamıştı. Göz kalemi hafifçe akmıştı.

"Dilan-"

Bitirmeme müsaade etmedi.

"Ali bak meraklandığını, kızdığını biliyorum ama sabah konuşalım, olur mu?"

Kabul etmem lâzımdı. Normalde hemen ederdim. Ben hiç ısrarcı biri falan değildim. Ertesi gün anlatmak istediğinde anlatır diye düşünürdüm. Ama bu defa yapamadım.

İlk kez uzun süreli bir kız arkadaşım olduğunda benden ayrılırken söyledikleri geldi aklıma.

"Bir kız sana gözyaşları içerisinde 'git' diyorsa bu 'kal, sana ihtiyacım var, sadece bir şeyler altından kalkamayacağım kadar büyük ama yine de gitme' demektir. Bir kız sana 'konuşmak istemiyorum' diyorsa konuşmak istiyordur, en çok da seninle konuşmak istiyordur, sana 'böyle olmak zorunda' diyorsa 'hayır, değil, biz bunu değiştirebiliriz, bununla savaşabiliriz' demeni bekliyordur. Ben de senden bunları bekledim Ali. Ama anladım ki bu erkeklerin alışkanlığında ve düşünme biçiminde yok. Bir erkek bu cümleleri hiç bilmediği yerden ancak sevdiği kadın için bulur çıkarır. Zamanı geldiğinde anlarsın" demişti gözyaşları içinde.

İki Avans Üçte Biter (Futbolcu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin