İki Avans Üçte Biter (Futbolcu)

Salak, Tacizci ve Dalyarak

Hadi birazcık konuşalım, bana karakterler hakkında ne düşündüğünüzden, gidişattan hoşnut olup olmadığınızdan bahsedin. Sizce mutlu son mu olmalı yoksa bu ilişkiler mutlu sonla bitemez mi? Neler olacak, neler olabilir?Fikirlerinizi paylaşın benimle, birazcık beyin fırtınası yapalım, olmaz mı? :) Keyifli okumalar...

EMRE

Eve gelir gelmez üzerimdeki montu bir kenara fırlatıp internetin başına koştum. Aile evinden ayrılmış olmanın en güzel tarafı kimse sana bağırmadan istediğin şeyi istediğin yere fırlatabilme özgürlüğünü kullanmaktı. Evde bokserla gezebilmek vardı bir de. Bir de bulaşıklar... Of, neyse ne...

Bilgisayarın açılmasını beklerken parmaklarımla masanın üzerinde tempo tuttum. Sürekli olarak titrettiğim bacağım dışarıdan bakan birinde stresliymişim izlenimi yaratabilirdi ama hayır yani, stresli olmak için bir sebebim yoktu ki! Dalyarak!

Bilgisayarım açıldığında hemen facebook sayfamı açtım ve arama butonuna Gülay'ın adını yazdım. Üçüncü sıradaydı. Gerçekten de bugüne kadar arkadaşlığımızın ne kadar geriden geldiğini fark edip bir kez daha şaşırdım.

İsmine tıklayıp sayfasını açınca fotoğrafı bir kez daha yüzüme çarptı. Hızla tıkladım. Gülay'ın bu kadar arkadaşı var mıydı? Beğenenlerin sayısını ve birkaç erkeğin Gülay'ın ilgisini çekmek için ona sataştığı yorumları görünce kaşlarımı çattım. Albümdeki fotoğrafları tek tek inceledim ve her birine yapılan yorumları kontrol ettim. Ağzına sıçtığımın fırsatçı piçleri böyle seksi pozları kaçırmazlardı tabii. Önce hiç ilgin olmasın, sonra kız bir seksi fotoğraf atınca hoop yavşamalar, sataşmalar falan. Lanet gelsin, bu tanım bana da feci derecede uyuyordu ama kendimi haklı çıkarma arzum çok baskındı.

Başka bir şey paylaşıp paylaşmadığına da baktıktan sonra sıklıkla dinlediğim parçalardan oluşan listeyi yürüttüm ve üzerimdeki tişörtü sıyırıp fırlattıktan sonra koltuğa uzandım.

Gülay'ın taktik yaptığından neredeyse emindim. Neredeyse... Onu bunu bilecek kadar iyi tanımıyordum. Aynı arkadaş grubunda olmamıza karşın Gülce'yle çok daha samimiydik ve Selin'le de bir hayli takılırdık fakat Gülay ile öyle uzun uzadıya konuşmazdık. Gülay akşam çıkmasa nerede olduğunu Gülce'ye sorardım ama Gülay'ı arayıp 'Hadi gel' demek aklıma gelmezdi. Şimdi birden bire hayatıma bomba düşmüş gibi olmuştu. Sarışın bir bomba... Evet, sarışın severdim. Ama bir sarı saçın beni otomatikman ergenliğime götürdüğü görülmüş şey değildi normalde. Nasıl bu hale gelmiştim?

Dalyaraklar doğada serbest halde dolaşırlar ve yetişkin bir dalyarak seksi bakışlı bir taze sarışından saatte dört yüz kilometre hızla etkilenebilir. Beynimi sikeyim.

Evet, kendime dürüst olmak gerekirse bunun en temel sebebi Gülay'ın değişen görünümüydü. Gülay ilgisini itiraf ettikten sonra ona alıcı gözle bakmıştım ama bir şey eksik gibiydi. Şimdi her nasılsa o eksik şey artık yokmuş gibi geliyordu. Bunun sebebi görünüm olmalıydı. Elbette! Öyle miydi? Emin olamadım. Emin olamadım çünkü mesele saç değil seksapeldi sanırım. Yani tamam bu saçla güzeldi ama o seksi bakışlarını görmemiş olsam yine bakar "Hmm, bizim gruptan olmasa keşke" derdim, gecesine sevişirdik ve sabahına unuturdum.

Merih'i sorması canımı sıkmıştı. Çünkü Gülay'ın beni liseli çocuklar kadar tecrübesiz sanıp kandırmasına kızmıştım. Taktik gibiydi çünkü. Yoksa umursadığım falan da yoktu. Ama o geri zekalı Merih'in takılmak için bula bula Gülay'ı bulması da hakikaten tepemin tasını attırıyordu. Ne yani dünyada başka kız mı kalmamıştı? Ben bile bizim kızların hiçbirine o şekilde yaklaşmamıştım. Merih de kim oluyordu Allah aşkına? Göt lalesi.