Ateş ve Buz İmparatorluğu

Gerçek Canavar Kim?

Peng: "Bunu nasıl sindirdiğini bilmiyorum kardeşim!"

Peng, altın türleriyle Macaque'a saldırıya geçerken Macaque çevik hareketlerle onun hamelelerinden kaçıyordu.

B takımı, Pigsy ve Sandy Bull Klonları ile uğraşıyor, Chang'e ve Ne Zha ise Savaş Şefi'yle ilgileniyorlardı. Azure ve Yellowtusk ise Macaque'ın gölge klonlarını hallediyorlatdı.

Peng: "Altı Kulaklı Macaque, ona ihanet eden eski "kardeşiyle" omuz omuza savaşıyor!"

Macaque hala altın tüylerden kaçarken gölge portalıyla oradan ayrılıp Peng'in arkasındaki bir dağda belirdi ve elindeki çivili asasıyla Peng'e saldırıya geçti. Ama Peng bunu fark edince kanatlarıyla kendine bir kalkan oluşturdu.

Peng: "Wukong'un senin üzerindeki hâkimiyetini kıracak bir şey var mı? Çok acınası!"

Peng kanatlarıyla eski kardeşini fırlattı. Ama Macaque ayakları üstüne durabilmeyi başardı ve kardeşinin tekrar saldırıya geçtiğini fark ettiğinde asasıyla onun hamlesini engelledi.

Macaque: "Biliyor musun, Peng? Doğrusunu söylemek gerekirse, senden hiçbir zaman senden hoşlanmadım."

Ardından asasıyla Peng'i savurdu. Peng siniri bozulmuş bir şekilde ona baktı.

Peng: "Seni küçük sıçan."

Macaque onun bu tavrına sadece kikirdamakla yetindi.

Macaque: "Ah, neden hala kaçmadığını anlamıyorum. Nasıl olsa, aramızdaki korkak her zaman sen olmuştun."

Macaque pisçe kuş kardeşine sırıtarak arkasına dönüp ondan uzaklaşmaya başladı.

Bu Peng'in sinirini bozdu.

Peng: "Benimle böyle konuşmaya cüret mi ediyorsun?!"

Ardından Peng hızlıca ona saldırıya geçti ama Macaque bir anda arkasına döndü ve kör gözü mor renkte parlayarak arkasında bir Duman Canavarı belirdi.

Peng manzaraya korkuyla bakarken bir anlığına arkasında onları korkuyla izleyen iki kardeşini fark etti.

Kaşlarını çattı ve tekrar Macaque'a döndü.

Peng: "Küçük canavarın beni korkutamaz."

Macaque buna biraz şaşırsa da kahkahalara boğuldu ve gözü mor renkte parlarken şeytani şekilde sırıttı.

Macaque: "Bunu sen istedin "kardeşim~"

Macaque'ın etrafında mor gölgeler oluşup onun etrafını sardı ve duman canavarınin içine girdi.

Peng de buna sırıttı ve ikisi de savaşmaya başladı.

~~~~~~~~~~~

Tang, Ao Lie, Mei, Red Son ve MK sarayın içinde gizlice dolaşarak hazine odasına vardılar.

Ama Wukong orada değildi.

Red Son sinirle MK'e dönüp fısıldadı.

Red Son: "Hani o buradaydı Erişte Beyinli!?"

Ao Lie ve Mei Red Son'a susması için ölüm bakışı atarlarken MK'in kafası karışıktı.

MK: "Burada olması gerekirdi... Artık ben burada olmadığıma göre Hazine Odası ile ilgilenmesi gerekirdi.."

Ao Lie tam konuşmaya başlayacakken MK'in altında bir portal açıldı ve çığlık atarak portalın içine düşerek gözden kayboldu.

Mei ve Tang: "MK!?"

Ao Lie: "Xioatition!"

Red Son: "Erişte Beyinli!"

Herkes endişeyle çocuğun portaldan düşüp ortadan kaybolduğunu gördü. Red Son içinden küfretti, o sırada da Ao Lie, Wukong gelip gelmediğine baktı.