13. Bölüm

293 31 10
                                    

Mutluğun birbirinden farkı evresi vardır

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.





Mutluğun birbirinden farkı evresi vardır. Her evresinde farklı duygular tadardınız. Kimi insan mutluyken gurur duyardı aynı zamanda. Kimisi mutluyken içinde acılara rağmen mutluğun umudunu yaşardı. Kimileride mutluğun huzurunu yaşardı. Benim gibi.

İçinde bulunduğum tarifsiz duygunun 2 anahtar kelimeleriydi.

Mutluluk ve huzur.

Karanın olduğu her ortam da hırçınlığım gider rahatlardım ve huzura varardım. Huzurum olduğu içinde mutlu olurdum. Huzur olmadan hiç bir şeyin anlamı, tadı yoktu.

Huzurlu olmamı sağlayan da dakikalardır yanımda yürüyen adamın ta kendisiydi. Yıllardır aramıza giren duvarlardan birini yıktığımız da o eski huzuruma geri kavuşmuştum. Başta anlamasam da şimdi anlıyordum o duvarların sebebini. Biz büyümüştük.

Eski biz değildik. Ne ben eski o Karanın Fıstığıydım ne de o Alyanın Karamıydı. Aramız da ki bağ hiç bir zaman kopmamıştı fakat gevşemişti. İlk aramıza ben lisedeyken onun üniversite okumasıyla duvarlar örülmüştü. Uzaklaşmıştık birbirimizden. Sonra abimle askere gitmeleri var tabi. 6 ay görüşmemişiz gibi benim ağırlaşan derslerimden dolayı her bize geldiğinde odamda oturup ders çalışmıştım. Geçen yılda benim kendimi herkese karşı kapatmamdan sonra aramız da muhabbet zamanla yok olmuştu.

Ama bu sefer farklıydık. Bu sefer o duvarları örmeye değil yıkmaya gelmiştik. Yeni bir sürecin içerisindeyken bizi nelerin beklediği sadece bize bağlıydı.

Ya biz olacaktık ya da...

"Alya?"

Dakikalardır yerde olan bakışlarım yanım daki bedene döndü. Sessizdik ikimizde. Aramıza da ki sessizlik yıllardır birbirimizden uzak olduğumuz dan dolayıydı.

"Efendim." Diye mırıldandım seslenişini yanıtsız bırakmamak adına. Mavilerini her zaman ki gibi üzerime dikmişti.

"Akşam boş musun?" Sorarken çekinmişti. Ne geçiyordu bilmiyordum, aynı zaman o da hızlanan kalp ritmimi bilmiyordu.

Alık alık başımı salladım. Gülümsedi. "İyi o zaman restorana gel."

"Beni artık bedava olarak çalıştırmayı bırakabilir misin?" Çekinmeden duygularımı dile getirdiğim kendisine has bir kahkaha attı. Dediğim şeyde nasıl bir anormallik vardı bilmiyordum fakat çok gülmüştü, fazlasıyla hemde.

Huysuzca omuz silktim. "Tamam...tamam küsme." Gülümsemesini durdurmaya çalışırkenki çabası boşunaydı.

"Ya git ya!" Daha fazla dayanamayıp yanından uzaklaştım. Bu sefer aramıza mesafeler girmesine izin vermedi. Anında yanıma gelip önümü kesti.

Parlak GeceWo Geschichten leben. Entdecke jetzt