24. Bölüm: Ağlar Benim Halime! - 1

1K 140 72
                                    

Selam!

Bölüm: 2882 kelime! Haberiniz olsun kısa değil! 

Medyadaki şarkıyı atıp kaçıyorum! Serhat'a gelsin şarkı. 

Yorum istiyorum canlarım! Bol bol yorum olsa tadından yenmez o derece! 

Vote'a basmayı da unutmayın canlarım!

Umarım Bölüm Hoşunuza Gider! 

İyi Okumlar! 

"Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı. Çünkü o, benim için bütün insanlığın timsaliydi."

Kürk Mantolu Madonna  - Sabahattin Ali


Serhat'ın uykusu gece kesik kesik olmuştu. Sürekli terleyerek uyanıyordu. Bu yüzden de gece iki defa duş almak zorunda kalmıştı şimdi ise kucağında ise bilgisayarından annesinin şirketinin verilerini kontrol ediyordu.

Güneş odasına çoktan girmişti. Gözleri monitördeyken, kulağındaki kulaklığıyla şirketinin yönetimdeki asistanıyla konuşuyordu.

"Anlıyorum... İstanbul'da değilim, üzgünüm Hülya." Serhat asistanına cevap verirken gözlerini kısmıştı. Asistanın attığı yeni dosyayı açarken.

"Leman Hanım geçen gün şirkete geldi, efendim. Siz şirkete uğramadığınızdan haberiniz olduğunu sanmıyorum. Gönderdiğim dosyada bu yılın çalışmaları var. Toplantıya katılacaksınız değil mi?"

Serhat'ın kaşları kalkmıştı. "Toplantıya katılıp katılamayacağımdan emin değilim. Hiç değilse online olarak katılabilirim... Teyzem neden şirketteydi?" Serhat'ın başına çoktan ağrılar girmeye başlamıştı. Teyzesi yine neler yapıyordu.

"Yönetim kurulunu toplamaya çalışıyor kedileri. Sizin Çağla Hanım'ın oğlu olmadığına dair elinde bir kanıt olduğunu duydum. Serhat Bey gerçekten böyle bir şey var mı? Eğer bu doğruysa bilmeliyim ki, nelerle karşılaşacağımızı planlayabileyim" Hülya Hanım'ın sözleriyle ayağa kalkıp beyaz odada dolanmaya başlamıştı. Serhat'ın su yeşili gözleri camda takılırken.

"İstanbul'a geldiğimde bunu konuşuruz Hülya Hanım. Ve teyzemin dediklerinin doğruluk payının olmayacağını şu ana kadar öğrenmiş olman gerekirdi." Derken yüzü acıyla buruşmuştu. Teyzesi her zaman yalanla karışık gerçeği söylerdi. Çocukluğundan beri bu böyle olmuştu. Kimse ona kızmasın diye ortaya ilk önce yalanı atar sonra ise gerçeği yumuşatarak söylerdi. O yüzden kimse onun gerçeği söyleyip söylemediğini anlamazdı. Yalancı çobanla kaderi aynıydı teyzesinin.

"Anlıyorum, Serhat Bey. O zaman siz İstanbul'a geldiğinizde görüşelim. Kapatıyorum." Diyerek kapattığında kulakları çıkarıp yatağın üstüne atmıştı.

Kan Davası ( Gerçek Ailem )Where stories live. Discover now