22. Bölüm: Badem Şekeri! Mera Gözlü!

991 152 115
                                    

Selam!

Bölüm 3364 bölüm haberiniz ola! 

Medyaya Mardin'in meşhur badem şekerlerini koydum! 

Yorum istiyorum canlarım bolca yorum istiyorum! 

Vote'a basmayı da unutmayın!

Umarım bu bölümde hoşunuza gider! 

İyi Okumalar! 

"Kendi kendine eğlenmek, acılarını unutmak için kendini roman okumaya veren insanlar vardır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Kendi kendine eğlenmek, acılarını unutmak için kendini roman okumaya veren insanlar vardır."

Sis   -  Miguel de Unamuno


Rahmi Bey sabah kahvaltısını yaptıktan sonra ailesini kendi yalılarında bırakıp yan yalıya geçmişti. Şimdi ise karşısındaki yaşlı adamla boğaz manzarasına bakarak Türk kahvesinden içiyordu.

Erhan Bey ise yanında sert bir şekilde duran adama bakarken gözleri dolmadan edememişti. Rahmi Bey'in gözlerindeki yaşlılığı silerse bu gözlerin Serhat Bey'in gözleriyle ikiz olduğunu çok iyi bir şekilde söyleyebilirdi. Erhan Bey'de kahvesinden bir yudum aldıktan sonra bu olayı öğrendiğinden beri beklediği konuşmayı başlatmak için dudaklarını hareket ettirmişti.

"Serhat Bey'i tanımak istiyorsunuz." Demesiyle Rahmi Bey gülümseyerek başını salladığında, Erhan Bey gözlerini camdan dışarıya mavi sulara çevirdi.

"Serhat Bey eve ilk geldiğinde ailenin en garip parçası olduğunu düşünmüştüm. Taş ailesi öyle dışardan anlatıldığı gibi bir aile değildir. Herkes sakinliğiyle tanır bu aileyi ama en iyi ben bilirim bu evde kırılan tabak çanak sayısını." Derken gözlerini kısmıştı. Geçmişi hatırlamak onun da canını yakıyordu. Serhat Bey delilerin içinde en sakin bir şekilde büyümüştü. Züleyha Hanım'ın biraz daha yaşamış olsaydı Serhat Bey'in de Kemal Bey'den bir farkı olmayacağını biliyordu ama Serhat Bey'in belki de duygularını göstermek için bu tetiğe ihtiyacı olduğunu yine düşünmeden edemedi. "Kemal Bey dışarıya ve ailesine sakin gözükebilir ama sinir hastasısındır. Sinirlendiğinde gözü hiçbir şeyi görmez... Bunu neden anlattığımı soruyorsunuz değil mi? Serhat Bey doğduktan sonra karısıyla kavgaları az da olsa bitmişti. Kemal Bey'in karısı için hamilelik riskliydi. Ya bebeği ya da anneyi kaybedebileceğini biliyordu. Kemal Bey istemedi. Karısının ölmesini istemedi ama Züleyha Hanım, gelinin arkasında durdu. Çocuğun doğmasına o yardımcı oldu. Biz anne de çocukta sağlıklı doğdu sanırken, Züleyha Hanım acımasızlığını yine konuşturmuş. Sizden çocuğunu çalmış bulundu. Şüphelenmem gerekirdi ama o kadar büyük bir mutluluk vardı ki üstlerinde kimse sorgulamadı. Serhat çok masum bir bebekti. Karnı acıkınca bile ağlamazdı ki, bu da aileyi bir kez daha korkuya sürükledi. Serhat'ın zihinsel engeli olduğundan şüphelenmişlerdi. Ama Kemal Bey'in arkadaşı Perez Bey hiçbir sorunu olmadığını söyleyince rahat bir nefes aldık. Serhat Bey'in dadılığını ben yaptım. Annesine düşkündü, çok düşkündü. Her akşam yatak odalarına girer ortalarında yatardı. Serhat Bey ağlayamasa da ihtiyaçlarını dile getirebilen bir çocuk olmuştu. Konuşmaya başladığı an her şeyi istemeye başlamıştı. Kemal Bey'de her şeyi ayaklarına sermişti. Ta ki, sekiz yaşına gelene kadar. Annesi öldüğünde, Kemal Bey yıkıldı. Serhat Bey ise bir kez bile ağlamamıştı. Kemal Bey'i teselli etti. Ufacık boyuyla babasını teselli etti. Kendisinin teselli olması gerekirken babasını teselli etmesinden anlamalıydık. Bir şeyler tersti ama ev o kadar kaostaydı ki, kimse Serhat Bey'in tamamen kendini kapattığını anlayamamıştı. Artık ihtiyaçlarını dile getiren çocuğun yerine hiçbir şeyi istemeyen, kimseye darılmayan, her şeyi normal karşılayan bir çocuk gelmişti. Benim ihmalkârlığımdı bu durum. Kemal Bey o sıralar tamamen kayıptı. Şirket'in her yükü Serhat Bey'in üstüne kalmıştı. Sekiz yaşında hiçbir şeyi anlamadığı içinde ben de ona bunları öğretmekle ve yükünü azaltmakla uğraşmıştım ama en büyük yükü almayı unutmuştum. Evin yönetimi Serhat Bey'e geçmişti. Kemal Bey annesinin kaybından sonra karısının kaybını kabullenemiyordu. Bir oğlu bile olduğunu hatırlamadığını o zamanlar emindim. Ta ki, bir gün eve sarhoş gelene kadar. Kemal Bey namazında niyazında bir adamdı. Ama karısı ölünce bozmuştu işte. Acısını neyden çıkaracağını unutmuştu. Serhat Bey'i bile oğlu yerine bir arkadaşı olarak görüyor gibiydi. Ben dışardaydım. Her şey bitikten sonra eve gelmiştim. Şu holü görüyorsunuz değil mi?" diye sorarken arkasını dönmüş kapıdan dışarıyı göstererek girişteki o büyük beyaz fayanslı yeri göstermişti.

Kan Davası ( Gerçek Ailem )Where stories live. Discover now