10. Bölüm: Suçsuz Yatakta, Suçlu Serbest!

1.1K 152 38
                                    

Selam! 

Nasılsınız?

Umarım bu bölümde hoşunuza gider!

Yorum yapmayı ve Vote'a basmayı unutmayın!

İyi Okumalar!

"Kusura bakmayın, sizi de kendim gibi sandım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Kusura bakmayın, sizi de kendim gibi sandım..."

Karamazov Kardeşler  -  Fyodor Dostoyevski


Rahmi Bey telefonda duyduklarıyla şoka uğramıştı. Gözleri 305 numara yazan kapıya gitti bir an.

"Aram, oğlum... Bu adam öyle kolay kolay kardeşini salmaz. Emin misin sen ifadelerini geri çektiklerinden?"

"Baba, serbest kaldı işte. Zaten Baran'da vurmamış anladığım kadarıyla... Kaza kurşunu kızla Baran silahı çekiştirirken patlamış. Kızın panik etmesiyle bir daha sıkmış. Çocuğun aile avukatı sorun yok dedi. Çocuğun babası ifadelerini özellikle çektirtmiş."

Rahmi Bey derin nefes alırken koridorda yürümeye başlamıştı. Telefonu tutan elli sertleşmişti. Bu işin altında başka bir şeyin olduğundan o kadar emindi ki. Kemal Bey'in ifadeyi çekmeyi geçin, Baran'a bir daha gökyüzünü göstermeyeceğini düşünmüştü. Oğlu adamın oğlunu kevgire çevirmişti. Kendi oğlunu kevgire çevirselerdi şu an da kan davası yüzünden savcının önünde duruyor olurdu.

"Tamam oğlum. Sen ananı da kardeşini de al otele geçin. Baran'a de. Bana hesap verecek. Onun yüzünden bir masum sabi şu an hayatıyla cebelleşiyor."

Rahmi Bey çocuğun daha ameliyathaneden çıkmadığını duymuştu. Babası öylece kapının önünde bekliyordu. Çocuğun arkadaşları da orada duruyordu. Bir çocuğun hayatını kaydırmışlardı. Ufak bir yanlış anlamanın sonuçlarının bu olması Rahmi Bey'in canını yakmıştı. On sekiz yaşında daha çocuktu.

"Tamam baba. Ben kapatıyorum." Diyerek kapatan oğluyla kulağından telefonu çekip telefonu ceketinin cebine koymuştu.

Oğlunun yanında kardeşi vardı. Gözleri bir an oğlunun hala yattığı odadaydı ama şu an bundan daha büyük sorunu vardı. Kemal Bey boşuna Baran'ı serbest bıraktırmamıştı. Bu işin altında kesin bir şey yattığına inanıyordu Rahmi Bey.

Rahmi Bey koridorlarda yürürken bir kez daha hatırlamıştı. Hastanelerden nefret ediyordu. Bu koridorlar ondan bir oğul almıştı. Küçük göz ağrısını almıştı. Evladını bir kez kucağına alabilmişti. Bir kez kokusunu çekebilmişti yağmur kokulusun. Abisi gibi kokuyordu yavrusu. Kollarından alındıktan üç saat sonra ölmüştü yavrusu. O günde yağmur yağıyordu. Oğlunu yağmurlu bir günde toprağa vermişti. Tek bir kişinin taşıyabildiği tabut olurdu. Oluyordu. Bu koca şehir ona ilk önce küçük bir tabut taşıttırmıştı şimdi ise kızını taşıttıracaktı. Az kalsın oğlunu da elinden alıyordu bu koca şehir.

Kan Davası ( Gerçek Ailem )Where stories live. Discover now