Bölüm 2 -Hafıza-(d)

3.3K 945 46
                                    

Başarılı bir defilenin ardından görkemli evine döndü. Yorgunluğunu ve kafasında ki düşünceleri atmak amacıyla üzerindekileri çıkardı ve banyoya gitti. Musluğu ayarladı suyun ılık akmasını bekledikten sonra duşun altına girdi. Duş başlığından akan su başkanın, parlak koyu kumral saçlarına akmıyor adeta süzülerek nazik bir şekilde iniyordu. Parmaklarını saçlarının arasında gezdirip kafasını kaldırdı ve suyun yüzüne süzülmesine izin verdi. Suyun yüzüne dokunuşunu seviyordu. Aklında hala akşam ki yaşadığı ona ilginç gelen olay vardı. Neydi o duyduğu ses ve kime aitti? Deliriyor muyum acaba diye düşündü. Düşüncelerine engel olamıyordu. Onun için şaşırtıcı bir olaydı bu. Çünkü Taylor 'ın inanılmaz bir altıncı hissi vardı. Refleksleri çok kuvvetliydi. Gözleri ve kulakları çok keskindi.

Hatta şirketinde kapısı kapalıyken bile kapıların ardında neler konuşulduğunu işitebiliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hatta şirketinde kapısı kapalıyken bile kapıların ardında neler konuşulduğunu işitebiliyordu. Bazen çalışanları herhangi bir konuda dedikodu yaptığında yerinden kalkıp çalışanlarının yanından geçiyordu. Bu hareketi ile çalışanlar nereye uğradıklarını şaşırıp ya geveliyor ya da iş hakkında konuşuyor gibi yapıyorlardı. Bir keresinde dedikodulara daha fazla dayanamayıp yine çalışanlarının yanından geçerken "Dedikodu yanlıştır Alice" dedi ve bu sözü onları şok etmeye yetti. Başkan resmen işten kaytaranları suçüstünde yakalıyordu. Hatta çalışanları bazen kendi aralarında ona "avcı" diyorlardı. Başkan bu durumdan mutsuz değildi. Ona göre işten kaytaran olmaktansa avcı olmak daha iyiydi. Başkanın çalışanları işten kaytarma olaylarını yakalaması yeni dedikodularda doğuruyordu. Çalışanlardan bazıları Başkanın süper gücünün olduğunu söylüyor bazıları da söylemle dalga geçiyorlardı.

Bu muhteşem keskin duyularına rağmen o gizemli sesin nereden geldiğini kestiremedi. Tüm olasılıkları yeniden ve yeniden düşündü. Belki de ses sisteminde bir hata olabilirdi. Belki birisi şaka yapmak amacıyla çalan şarkının üzerine adını söyledi. Bu kadar aptalca bir şeyi kim yapar ki? Hem sesi sadece kendisi duyduğuna göre bu seçeneklerden hiçbiri doğru olamazdı. Geriye çıldırdığını düşünmekten başka seçenek kalmıyordu. Yumruğunu hafifçe duvara vurdu.

"Ahh nasıl olur anlayamıyorum"

Sesi duyduğu an bir şeyler hissetmişti. Biri ona seslenmişti ama seslenen kişi kimdi bulamıyordu. Kafasını her iki tarafa doğru çevirip etrafı kontrol etmesine rağmen sesin sahibini bulamadı. Çıldırıyor muyum acaba diye düşündü. Duşun altından çıktı. Mavi havlusunu beline sardı. İki eliyle lavabonun kenarlarından destek aldı. Eğik başını aynaya bakmak için kaldırdı. Aynanın buğusunu eliyle sildi. Gözlerine baktı, gözlerinin içine. O simsiyah gözlerinin içinde çözemediği şeyler vardı. Etrafındaki birçok şeyi hisseden tahmin eden Taylor, kendi gözlerinin içine baktığında çözemediği bir boşluk görüyordu. Kimsenin fark etmediği bir boşluktu bu. Gözlerini aynadan kaçırdı birkaç saniye daha orada durduktan sonra yatak odasına doğru ilerledi. Kendini sırt üstü yatağa bıraktı. Son günlerde kendini çok yorgun hissediyordu, pek de uyuyamıyordu zaten. Gözlerini biraz kapattı. Yorgun bedeni öylece uykuya teslim oldu.

DEHR/Kanat Efsanesi Serisi (kitap olacak)Where stories live. Discover now