35- Sinop

54 10 0
                                    

Tekneyi Sinop'un kıyılarına kadar getirmiştik

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


Tekneyi Sinop'un kıyılarına kadar getirmiştik. Adının sarıkum plajı olduğunu öğrendiğim kumsalın kıyısına tekneyi demirledik. Yankı, kumsala çadır kurarken bende kumsalda küçük bir yürüyüşe çıkmıştım. Gün batmak üzereydi. Dalgalar çıplak ayaklarıma ahenkle çarpıp geri çekiliyordu. Islak kumlara bıraktığım ayak izlerim hemen arkamdan yok oluyordu. İlk defa bir kumsalda kamp yapacaktım. İçim kıpır kıpırdı. Ama yüreğimi ağrıtan dert oralarda bir yerlerde gün yüzüne çıkmayı bekliyordu. Onu görmezden gelmeye devam edecektim.

Yankı'nın yanından çok fazla uzaklaştığımı fark edince adımlarımı geri çevirdim. Yankı geri döndüğümü görünce bana doğru gelmeye başladı. Ortada bir yerde buluştuğumuzda ellerini tuttum.

"Burası harika! İyi ki geldik." dedim, neşeyle.

Beni tek kanadının altına alıp saçlarıma sayamadığım öpücükler bıraktı.

"Üşüyor musun?" diye sordu, soluklanıp.

"Senin kollarının arasında üşümek mümkün mü?" diye sordum, gövdesini sıkı sıkı sararken.

"Çadıra 2 tane battaniye bıraktım. Birini alıp ateşin başına geçeriz." dediğinde çadırın hemen önünde yanan ateşi fark ettim.

"Tamam, sevgilim." dedim, mırıltıyla. Uykum gelmişti.

"Gel." deyip beni ateşin önüne serdiği kilime oturttu. Çok geçmeden elinde bir battaniyeyle geri dönmüştü. Battaniyeyi sırtıma bırakıp yanıma oturdu. Ona battaniyenin bir kanadını uzattığımda itiraz etmeden battaniyenin altına girdi. Yanağımı geniş koluna dayayıp gözlerimi yumdum. Ateşin sıcaklığı tam yüzüme vuruyordu.

"Ne garip..." dedim, mayışmış sesimle.

"Garip olan ne?" diye sordu, Yankı.

"Sen ve ben... Buradayız. Hemde bu şekilde..."

"Ne varmış şeklimizde?" diye homurdandığında gözlerimi açıp kirpiklerimin altından ona doğru baktım. Bakışları benim üzerimdeydi.

"Sevgiliyiz." dedim, tebessüm ederek.

Çenemi kavrayıp dudaklarını dudaklarıma doğru yaklaştırdı.

"Öyleyiz." diye fısıldadı.

Elim boynumdaki pusulayı yokladı. Ait olduğu yerdeydi.

"Çalışıyor mu?" Yankı'nın sorusu kulağıma dolarken tedirginlik içinde pusulama baktım.

"Çalışıyor." Tiz bir çığlık attım. "Hadi oradan!" diye bağırdım. "Sen bir hilebazsın!" Kaşlarımı çatıp onu battaniyeden dışarıya ittirdim.

"Lan yavaş!" dedi, ateşe doğru devrilmekten son anda kurtularak.

"Kaşla göz arasında pusulama bir şeyler yapıyorsun." diye adeta çemkirdim.

Gece ve YankıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora