17- Giresun Adası

607 23 2
                                    

Medyadaki şarkı Gece ve Yankı için yazılmış olmalı...☆

Avucumdaki pusulayı incelerken tekne motorunun sesinin kesildiğini fark edip yüzümü pusuladan yukarıya doğru kaldırdım. Tam karşımda Yankı'nın bahsettiği ada duruyordu. Kaptan köşkünden çıkınca adanın kıyısına tekneyi demirlemekte olan Yankı'nın yanına doğru ilerledim. Avucumdaki pusula hemen Yankı'nın radarına girdi.

"Elinden düşürmedin." deyip bana doğru kısa bir bakış attıktan sonra tekneden iskeleye doğru bir hamlede atladı. Yankı, son halatı da sabitlediğinde teknenin içine geri atladı.

"Böyle dikilip duracak mısın?" diye sorduğunda surat buruşturdum.

"Eğer sofrayı kursaydın oturacak bir yerim olurdu." dedim, huysuzca.

"Anasını satayım her işi ben mi yapacağım?" diye söylenerek yanımdan geçtiğinde daha fazla kendimi tutamayarak havaya doğru bir kahkaha fırlattım.

"Ya Rabbi! Bir de gülüyor musun?" diye homurdanan Yankı'ya doğru döndüm. Elimdeki pusulayı sıkı sıkı kavrayıp gülmemi bastırmaya çalıştım. Yankı, sırtını bana dönmüştü ve güvertenin ortasındaki masaya siyah bir örtü sermekle meşguldü. Pusulamı boynuma asıp örtünün bir ucundan da ben çekiştirdim.

"Hadi yine iyisin kaptan bey. Acıdım sana." deyip omzumu omzuna değdirdim. Yankı duyamadığım bir şeyler homurdanıp yanımdan uzaklaştı.

"Gün batmadan mangalı yakabilecek misin?" diye sordum, yavaşlığıyla alay ederek.

"Kızım yaşlı başlı adamım ben! Çok biliyorsan sen yak." dediğinde damarıma basmanın yolunu fark etmeden de olsa bulmuştu. Güvertenin hemen köşesinde kalan mangala yaklaşıp Yankı'yı kenara doğru ittirdim.

"Tekneyi ateşe mi vereceksin? Çekil, ben hallederim." dediğinde omuz silkip kömür torbasının içine elime geçirdiğim küreği daldırdım. Kömürden biraz alıp mangalın içine serdim. Kömürü ateşe verdikten sonra ızgarayı mangalın üzerine dikkatle kapattım. Yankı'ya dönüp iki elimi bilmiş bir şekilde belime yerleştirdim.

"Gün batmadı." deyip batmak üzere olan güneşi gözlerimle işaret ettim.

"Balıkları da pişiriverirsin artık." diyerek elindeki plastik tabağı elime tutuşturdu. "Hanım sensin." Göz kırptıktan sonra zaferle bana doğru gülümsedi.

O an tüm işleri bana kitlediğini fark ederek elimdeki balıklarla kısa bir an bakıştım. Aklıma düşen hain planla yüzüme yan bir gülüş yerleştirdim. Gece'yi alt etmek kolay değildi. Elimdeki mısır ununa bulanmış balıkları kuyruklarından tutarak ızgaranın üzerine yerleştirmeye başladım. Birkaç tane balık yerleştirdikten sonra tiz bir çığlık attım.

"Ne oldu?" Yankı koşarak yanıma geldiğinde suratıma acı dolu bir ifade yerleştirdim.

"Sanırım elimdeki yaralara denk geldi." deyip nefesimi sağ avucuma doğru yalandan üfledim.

"Bakayım bir." deyip elimdeki tabağı aldığında ellerimi bel boşluğuma saklayarak onu engelledim.

"Ben ellerimi temizleyeyim bir şey kalmaz. Sen balıkları halledebilir misin?" diye sordum, üzgün bakışlar atarak.

"Yemişim balığını! Elini ver, bakayım." dediğinde elindeki tabağı kenara koydu. Ellerimi yeniden yakalamaya çalıştı. Ama izin vermedim.

"Zaten acıyorlar. Ellerimle uğraşmasana." deyip ellerimi sağa ve sola doğru sürekli olarak kaçırdım.

"İnadını seveyim. Hadi git temizle yaralarını. Sen gelene kadar ben her şeyi hallederim." dediğinde kocaman gülümseyerek kaptan köşküne doğru adeta koştum.

Gece ve YankıWhere stories live. Discover now