Yüzüme düşen bir tutam saç onun yumuşak dokunuşları arasında kulağımın arkasına yerleşti. Benden sakındığı şefkatini nasıl da özlemiştim.
"Ben sana yaramam be kızım!" dedi, iç çekerek.
"Yaramıştın." dedim, sertçe. "Sen bana yaramıştın." Gözlerim onu...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
GÜNÜMÜZ
Pansiyonun merdivenlerini neşeyle birer ikişer atlayarak zemin kata indim. Resepsiyonda Aslı'yı görmek neşemi iki katına çıkarırken gülümseyerek resepsiyon tezgahının önünde durup kollarımı tezgaha dayadım.
"Günaydın, canım Aslı."
Aslı, oturduğu yerden kalkıp tezgahın kapağını kaldırdı ve yanıma geldi. Kollarımı tezgahtan çekerek ona döndüm. Alıcı gözle beni süzdüğünü fark ettiğimde kaşlarım çatıldı.
"Sapık mısın, Aslıcığım?"
Aslı, sağ elimi yakalayıp beni kendi etrafımda bir tur döndürdü.
"Bu ne güzellik kız? Tü tü tü maşallah!" derken gerçekten tükürüklerini her bir yanıma savurmuştu.
"Alt tarafı canım çiçekli böcekli neşeli bir elbise giymek istedi. Abartma." dedim, kıkırdayarak.
"Çokta neşelisin. Valla aşık oldun diyeceğim ama bu kişinin Yankı olmamasından korkuyorum." dedi, gözlerini kısarak.
"Allah'ım yine mi bu konu? Ben gidiyorum." deyip terasa doğru yöneldim.
"Kafama koydum, kızım. Ben seni gelin diye alacağım. Size dillere destan da bir düğün yapacağım." diye arkamdan seslendiğinde ona dönmeden omuz silktim.
Terasa çıkınca her zaman oturduğum masada Yankı'nın oturduğunu gördüm. Tepesine dikilip kocaman sırıttım.
"Serinledin mi?" diye sordum.
Sabır çekerek başını sağa ve sola doğru kütürdetti.
"Senin benden başka işin yok mu?" diye sordu.
"Patronum sen olduğuna göre tek işim sensin." dedim, karşısında kalan boş sandalyeye oturarak.
"Gece!" Aslı'nın aramıza giren sesiyle birlikte yüzümü ona doğru kaldırdım.
"Efendim, Aslı."
"Çiftlikten Melih gelmiş. Seni görmek istiyor." Aslı, gözlerini kısmıştı ve beni her an parçalara bölecekmiş gibi bakıyordu.
"Melih neden seni görecekmiş? Ben gidip bakarım." deyip ayaklanmak üzere olan Yankı'yı kolundan tutup geri oturttum.
"Beni görmek istiyormuş." dedim, net bir sesle.
Yankı'nın kaşları yukarıya doğru havalandı. "Sen onu görmek istiyor musun?" diye sordu, gözlerini şüpheyle kısarak.
"Neden görmek istemeyeyim canım? Onunla gayet güzel vakit geçirdim." deyip omuz silktim.
Yankı, "Yavaş uç!" dediğinde ayağa kalkıp ellerimi masanın üzerine koydum.
"O gece düğünde -yüksel güzel kızım bulutlаrа beni bekleme- diyen kişi sendin." dedim, gözlerine savaş açarak.
