2- Sevdalı mısın?

1.6K 61 27
                                    

Kötü bir gecenin ardından kendimi zar zor toparlayabilmiştim. Yatağımdan çıkıp yerde duran çantama doğru ilerledim. Çantamın içinde babamdan yürüttüğüm sekiz deste para olduğu için yanıma sadece bir tane yedek kıyafet alabilmiştim. Dünkü pantolonumu giyip üzerime yedek kapüşonlumu geçirdim. Giresun soğuk bir yerdi ve ben bugünümü alışverişe ayırma kararı alarak çantamı sırtlayıp odadan çıktım. Zemin kata indiğimde Aslı elini kaldırarak beni yanına çağırdı.

"Nasılsın, Gece? Dün, bütün gün odadan çıkmadın. Aç mısın?" diye sordu. Ne kadar iyi bir kadındı. Ona gülümsedim.

"Buralarda yemek yiyeceğim güzel bir yer varsa hayır demem." dedim.

"Bak." deyip parmağını arkamdaki bir noktaya uzattı. Camlarla kapatılmış terası işaret ediyordu. "Orası pansiyona ait. Orada yiyebilirsin. Fiyatlarımız uygundur."

"Teşekkür ederim." diyerek terasa doğru ilerledim. Terasın tüm camları kapalıydı ve ortadaki soba terası yeterince ısıtıyordu. Köşede bir masayı gözüme kestirip oraya doğru ilerledim. Ayaklarımın altındaki tahta gıcırdarken ortamdaki sessizliği bozmuştum. Terasta benim dışımda 3-4 kişi daha vardı. Çantamı yanımdaki sandalyeye koyarak boş masada yerimi aldım. Pansiyonun manzarasının liman olduğunu henüz bugün fark edebilmiştim.

"Hoş geldiniz. Nasıldı, ilk geceniz?" Gözlerimi yanımda beliren tanıdık sesin sahibine kaldırdım. Elindeki menüyü nazikçe masama bıraktı.

"İyiydi, teşekkür ederim. Ama bir ricam olacak." dedim, gözlerine gözlerimi kilitleyip.

"Tabi..." deyip sözümü ikiletmedi.

"Benimle sizli bizli konuşmasanız olur mu? Geriliyorum. Rahat hissedemiyorum." deyiverdim, üzerinde çok düşünmeden.

Sözlerime karşılık önce gülümsedi. Sonra da elini bana doğru uzattı. "Ben, Yankı." dedi.

Elini kavrayıp bende ona gülümsedim. "Gece..." dedim, kendimi takdim ederek.

Elini elimden hızlıca çektiğinde arka cebinden bir not defteri ve kalem çıkardı. "Evet, Gece. Ne istersin?" diye sordu.

Bakışlarımı ondan çekip önümdeki menüyü karıştırmaya başladım. Yankı, tepemde beklerken seçim konusunda iyice ellerim birbirine dolanıyordu.

"Yardımcı olabilirim." dedi, zorlandığımı anlayarak. "Kahvaltı istemiyorsan sana pide yaptırabilirim. Burada pazar sabahları pide yemek meşhurdur."

Gözlerimi kısıp bir müddet düşündüm. Daha önce hiç pide yememiştim.

"Tamam pide olsun." dedim, düşünmeyi sonlandırarak.

"Yanında çay da getiriyorum." deyip menüyü önümden aldı.

"Olur." dememle birlikte not defteri ve kalemi pantolonunun arka cebine geri koyup menüyle birlikte uzaklaştı, yanımdan.

Yankı, benim kadar genç görünmüyordu. Evet, yaşlı da değildi. Ama 30 yaşın altında olduğunu da zannetmiyordum. Onu göz hapsimden çıkarıp manzaraya döndüm. Uzun zaman sonra ilk kez böylesine özgürdüm.

Babam tarafından acımasızca kesilen kanatlarımı kendi ellerimle diktikten sonra uçarak kaçmıştım, onun zindanından. Şimdi bir şansım vardı.

Yaşamak için...

Kendim olmak için...

Düşüncelerim silikleşirken karşıma oturan kişi Aslı'ydı. Meraklı gözlerle bana doğru bakıyordu.

"Aklıma takıldı. Sen eşinden falan mı saklanıyorsun?" diye sordu, apaçık.

"Hayır. Sadece bulunmak istemiyorum." dedim, dudaklarımı birbirine bastırırken.

Gece ve YankıOù les histoires vivent. Découvrez maintenant