MAVERA | 29

12.6K 926 336
                                    

Bu kitapta geçen isimler, yerler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Kitap tamamen kurgudan ibaretdir. Tüm hakları tarafımdan korunuyor. Kitapta, diğer kitaplardan alıntı,çalıntı yoktur!

Kitapta geçen örgüt, tim, üs isimleri tamamen benim uydurmamdır. Yaşanan olayların gerçeklik ile alakası yoktur. Hikayenin geçtiği ve geçeceği yerler hayal dünyama ve gerçek dünyaya uygun lanse edilecek, buna dikkat edin. Eğer her hangi bir örgüt veya Üs isimleri ile burada gördüğünüz isimler aynı olursa, bu tamamen tesadüftür


Bölüme başlamadan önce yıldıza basar mısınız? Ve rica ediyorum,satır arası yorumlarda fikirlerinizi belirtin. Sizinle sohbet etmek çok güzel çünkü...

Lütfen başka kitaplardan bahsetmeyin

💂🦋

LEYLA İZEM TÜRKER


Bazen sukunluk en güzel ve en büyük cevaptır derler. Konuşmayı iyi bilsen bile susmak gerek bazen. Kelimeler kifayetsiz kalır, cümleler yetmez. Çok yaşadım ben bunu. Çok kez konuşmak, haykırmak ve kinimi kusmak istedim ama sustum. Susmam lazımdı çünkü karşımdaki insanlar zaafımı biliyorlardı. Beni nereden vurabileceklerini, nasıl yıkacaklarını biliyorlardı. Annem beni nasıl mahvedeceğini çok iyi biliyordu.

Sonra zaaflarımı saklamayı öğrendim. Vurulsam bile yıkılmamayı, her şeye gülümsemeyi, cehennem ateşinde yanarken cenneti yaşıyormuşum gibi davranmayı öğrendim ben. Ağlamaya nefret ettim, ağlamadım. Ağlatmaya yemin ettim ve gözyaşlarıma neden olan herkesin gözünden akıttım o yaşları.

Sonra gücümün bittiğini hissettim. Ateşlerin üzerinde gezen ve asla ses etmeyen o kadın haykırarak acısını atmaya çalıştı. Yakıldım ve bu kez dayanamayıp yere çöktüm. Çöktüğümü zannettim.

Bedenime sarılan kollar benim düşmeme izin vermezken, usulca karşımda diz çöktü kendisi. Hiçkimseye yenilmeyen, hiçkimsenin karşısında diz çökmeyen o asker, bir tek benim güçsüzlüğümün karşısında büktü boynunu. Gücüm onu dize getirirken, güçsüzlüğüm çaresizce boynunu bükmesine neden oldu.

Gücüm ona güç olurken, yemin ettim kendime; "düşmeyeceksin, Leyla," dedim. "Yine yakılacaksın, yine zaaflarında vurulacaksın ama asla ses etmeyeceksin. Ruhunu sakla ve yenilme. Güçlü dur çünkü artık yalnız değilsin. Düşünmen gereken bir adam var, güçlü dur ve yıkılma. Çünkü sen busun; acılarına alışan bir kadın..."

Çünkü ben buyum; acılarıma alışan bir kadın...

Gece geç uyuduğumdan dolayı gözlerimi yeni güne açmaya zorlanıyordum. Kulaklarım uğuldarken, sanki alacaklı gibi çalınan kapı sinirlerimi iyice bozuyordu.

Gözlerimi açıp beyaz tavana baktım. Sonra başımı yan tarafa çevirip boş olan yatağa baktım. Karam yanımda değildi ve bu, canımı sıkıyordu. Uyandığım zaman onu görememek içime korku tohumlarını ekiyordu. Ben onu kaybetmekten korkuyordum.

Kapı tekrar çalındığında, yorganı üzerimden atıp ayaklandım. Üzerimde olan kısa geceliği önemsemeden kapıyı açıp çıktım odadan. İçime derin nefes çekerken, evimde olmanın mutluluğunu yaşıyordum. Azerbaycan'da da mutluydum fakat burası benim yuvamdı. İlk kez kendimi bir yere ait hissediyordum ve mutluydum.
Kapıya taraf giderken, gelenin kim olduğuna baktım ve Karm'ın yere dikilen bakışlarını görüp kapıyı açtım bekletmeden. Gözleri anında beni bulurken, ben şaşkınlıkla bakıyordum ona.

Alnıma, havanın soğuğuna karşı sıcacık olan dudaklarını bastırdı. "Günaydın güzel karım." Dedi neşeli sesle. Daha sonra beni kolumdan tutup içeriye soktu ve kapıyı kapattı. Tekrar öpüp ayakkabılarını çıkarırken, ben onun aksine evde hep ayakkabı ile dolaştığımı fark ettim. Bunu asla sorun etmiyordu ve benim buna takıntılı olduğumu bildiği için susuyordu.

AŞK-I MAVERAWhere stories live. Discover now