MAVERA | 17

55.5K 2.6K 1.8K
                                    

Bu kitapta geçen isimler, yerler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Kitap tamamen kurgudan ibaretdir. Tüm hakları tarafımdan korunuyor. Kitapta, diğer kitaplardan alıntı,çalıntı yoktur!

Kitapta geçen örgüt, tim, üs isimleri tamamen benim uydurmamdır. Yaşanan olayların gerçeklik ile alakası yoktur. Hikayenin geçtiği ve geçeceği yerler hayal dünyama ve gerçek dünyaya uygun lanse edilecek, buna dikkat edin. Eğer her hangi bir örgüt veya Üs isimleri ile burada gördüğünüz isimler aynı olursa, bu tamamen tesadüftür

Bölüme başlamadan önce yıldıza basar mısınız? Ve rica ediyorum,satır arası yorumlarda fikirlerinizi belirtin. Sizinle sohbet etmek çok güzel çünkü...


OY: 600
YORUM: 650(alakasız yorumlar yapmayın)

Sınır geçmeden asla bölüm gelmeyecek. Yeni bölüm ne zaman diye sormayın bu yüzden de.

Başka kitaplardan bahsedenleri engelliyorum.


17. MAVERA | ÖPÜNCE GEÇER

💂🦋


Saatin kaç olduğu hakkında en ufak bir fikrim yokken, gözlerimi usulca araladım. Galiba fazla uyumuştum ve bu yüzden de gözlerim sızlıyordu.

Elimi başıma koyup komodinin üzerinden telefonu aldım ve saate bakmak için ekrana iki kere dokundum. Gördüğüm, "11:24" rakamları ile gözlerimi kocaman açıp yatakta doğruldum. Ben yatakta otururken, Karam banyodan çıktı ve göz göze geldik.

"Uyanmışsın." Dedi gülümseyip.

"Beni neden uyandırmadın ya sen! Saate baksana." Telefonu havada salladım.

"Gece geç uyudun. Uykunu tam al istedim." Gece bana anlattığı masaladı hatırladığımda, istemsizce yüzüm düşmüştü.

"Sen ne zaman uyandın?" Diye sordum.

Yatağın yanına gelip, kendi tarafında olan komodinden hep kolunda olan saati aldı ve bileğine bağlarken, "bayağı oldu." Dedi. Ama aslında hiç uyumamıştı, değil mi? Saati bağlayıp nihayet başını kaldırdı ve bana baktı. "Yarın Azerbaycan'a gidiyoruz." Dedi.

Kaşlarım havalandı. "Yani yarın tüm haber sayfalarında, benim bir terör örgütüne yardım ettiğime dair haberler yazılacak değil mi?" Bunu söylerken asla üzülmüyordum. İnsanları düşünerek hayatımı yaşamıyordum ve ben zaten umursamaz gibi gözüküp de, hayatı boktan olan ve acıyla yanıp tutuşan aptal kızın tekiydim.

Kolaydır dışarıya gülücük saçmak. O gülücüğün içimde nasıl yangın çıkarttığından haberiniz yoksa, izlemesi de kolaydır...

"Bunu senin iyiliğin için yapmamız lazım, Leyla." Benim iyiliğimi düşünen tek adımdı, bu bana garip geliyordu. "Her şey iyi olacak, bana güven."

Güven veren sesine gülümsedim. "Sana güveniyorum, Yüzbaşı. Kendimden bile çok."

O da güldü ve eğilip, zaten dağınık olan saçlarımı elleri ile karıştırdı. Buna kahkaha atarken ben, elini çekti ve yerini dudakları aldı. Derin derin aldığı nefesin ardından saçımdan öpüp, uzaklaştdı. Kalbim çoktan sabah koşusuna çıkmıştı bile.

"Hadi, kalk bakalım uykucu. Bu kadar uyumak yeter artık. Bu saate kadar aç kaldın, zayıf düşeceksin sonra. Önce banyoya, sonra da doğru mutfağa."

Geçen yaşananlardan sonra ilgili tavrını asla garipsemiyordum. Bana oynamıyordu, oyalamıyordu. İçinden nasıl geliyorsa öyle davranıyordu; tıpkı benim gibi.

AŞK-I MAVERAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt