"Bende birazcık seviyor olabilirim seni" diyerek battı balık yan gider hesabı dökülmüştüm bir bir. "Birazcık ama şımarma hemen."

"Vallaha mı? Harbi mi la, yavrum bak doğru mu söylüyorsun yoksa sırf o piçi gebertmeyeyim diye mi böyle konuşuyorsun?"

"Ya of Göktuğ kimin umrunda, seviyorum diyorum oğlum."

Sonra telefonu kapatıp Göktuğ'un ensesine çökmeye gitmek yerine benim kapıma gelmişti. Yurttan o saatte çıkamadığım için aramızdaki kapıdan birbirimizin sadece yüzüne bakabiliyorduk. Elimi araba çıkış kapısının üzerinden uzattığım gibi tutmuştu. "Gerçek miydi?" diye sorduğunda gözlerinin içi parlıyordu.

Aynı şekilde heyecandan titriyordum. "Seviyorsun?"

Başımı aşağı yukarı sallamıştım ama "Söyle" dedi. "Yüzüme de söyle."

"Yaman" dedim utançla. "Güvenlik ablalar bakıyor, niye geldin sen bu saatte."

"Of utanıyor birde, içim gidiyor kızım sana. Isırasım var bu kapı açılmıyor mu? İzin falan alamıyor muyuz ya yurttan iki dakika gel şöyle. Çok sevesim geldi."

Gülmeye başladım. "Bu saatte çıkarmazlar. Hatta gelirler şimdi seni kovmaya."

Suratı asılınca ona istediğini vermiştim ama. "Seviyorum seni" demiştim. "Gerçeği söyledim."

Bana o bakışını ölsem unutmayacaktım Yaman'ın. Biz aramızda bir kapı sadece el ele birbirimize açılmışken güvenlik ablaların gelmesi uzun sürmedi. Yaman'ı kovduklarında bile hala "Bir daha söylesene" diyordu şapşal.

Arabasına bindiği an aramıştı beni görüntülü. İkimizde aptal gibi sırıtıyorduk. "Gitsene artık"

"Çok seviyorum seni."

"Bilmiyorum artık başka kızları da seviyor olabilirsin." Ona yine Göktuğ'u hatırlatınca sinirlenmesi çabuk olmuştu.

"Sikeceğim belasını ben o şerefsizin, ne cesaret ulan! Sana yazıyor birde göt lalesi."

"Bana bak sakın gitmiyorsun bu sinirle yanına. Çok fena küserim sana. Yarın gideriz beraber attığı konuma derdi neymiş öğreniriz olmaz mı?"

"Sen nereye geliyorsun? Rüya görmeye başladığına göre uykun geldi bebeğim. Hadi sen uyu biraz."

"Ya hayır bende geleceğim tabii ki. Ne anlatacakmış anlatsın."

Bir şey fark etmiş gibi durgunlaştı. "Teşekkür ederim" dedi sakinleşerek. "Bana güvenmeyi seçtiğin için."

"Niye öyle şeyler yazdı, yalan değil mi hepsi?"

"Herhalde yavrum yalan hayatı olmuş piç kurusunun."

Sinirlenince ağzı iyice bozuluyordu. "Hayatım boyunca asla iki kişiyi bir arada idare etmedim, yavşak mıyım ben yuh amına koyayım bu nasıl yalan ya!"

O kısımda yalan söylediğinden emin olmuştum zaten. Annesinden ve kız kardeşinden sevgiyle söz eden bir adam başka bir kadına bunu yaşatmazdı. En azından çocukken aldığı aile terbiyesine güveniyordum. Yaman'la biraz zaman geçiren onun karakterine güven duymaya başlardı zaten. Poyraz bile "Olur bundan" diyordu bana.

O yüzden konu bana komik geliyordu. Gülmeye başladım. "İki kızı idare etmedin de üç kızı mı idare ettin yoksa?"

"Sen iyi eğleniyorsun, yalnız baya güveniyorsun sen bana ha! Kafana takıp bozuk plak gibi sorman gerekiyordu senin şu an açıklamam için."

Güveniyordum evet. "Boşa çıkarma" diye uyardım yine gülerek. "Uzun zaman sonra ilk kez birine güvenmeyi tercih ediyorum. Kıymetini bil."

"Bilmez miyim sence? Şu an yanımda olsan dudaklarını morartana kadar öperdim."

Panduf | TextingWhere stories live. Discover now